Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 04.06.2018 tarihli 2016/11604 Esas 2018/5296 Karar sayılı ilamı ile; "davanın 12.05.2014 tarihinde açıldığı ve davacının talebinin maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti olduğu anlaşılmış olup dava tarihi itibariyle maluliyet aylığı şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken, davacının malul olduğunun ve maluliyet başlangıç tarihinin dava tarihini aşacak şekilde 16.04.2015 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesi yerinde değildir. Aynı zamanda Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun raporunda davacının çalışma gücünü en az %60 oranında kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği buna rağmen Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun raporunda davacının beden çalışma gücünü en az %60 oranında kaybetmiş olduğundan malul sayılmasına karar verildiği anlaşılmış olup her iki rapor arasında çelişki olduğu açıktır....

    Yukarıda belirtilen maddeler gereği maluliyet tahsisi taleplerine ilişkin olmak üzere, aylık bağlanması için Kurumca yapılacak işlemler ve gerekli prosedürün belirlenmesi hususunda davalı Kurumca 01.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Kanunun maluliyet sigortası ile ilgili hükümlerinin de yürürlüğe girmesiyle birlikte 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kabul edilmiş iken, maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği 28727 sayılı ve 03.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.09.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 01.09.2013 tarihinde yürürlüğe giren Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin 22. maddesinde, 11.10.2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malûllüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti hükümlerine yapılan atıfların bu Yönetmelik hükümlerine yapılmış...

      Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davacının kazadan kaynaklanan gerçek kalıcı maluliyet oranının tespiti bakımından, genel şartlara ve Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun maluliyet raporunun dosyaya kazandırılması gerektiğini, maluliyetin tespitine esas alınan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, yerine Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespiti yapılması gerektiğini, kaldı ki Yargıtay içtihatlarına göre davacı tarafından kişisel başvuruyla alınan ve dosyaya sunulan raporun hükme esas alınamayacağını, diğer yandan raporda belirlenen oranın davacı tarafın gerçek kalıcı maluliyet oranını göstermediğini, bu durumun dilekçe ekinde sundukları bağımsız medikal kurum tarafından düzenlenen rapor ile sabit olduğunu, tartışmalı maluliyet raporunun hükme esas alınamayacağını...

        İhtisas Kurulu'nun 22/05/2017 tarihli, 9037 Karar sayılı heyet raporunda davacının meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybettiği, maluliyet başlangıç tarihinin 21/08/2015 tarihi olduğunun bildirildiği, Adli Tıp 2. Üst Kurulu'nun 02/05/2019 tarihli, 768 Karar nolu kararı ile davacının çalışma gücünün % 60'ını kaybettiği, malul sayılması gerektiği, mevcut belgelere göre maluliyet başlangıç tarihinin 21/08/2015 tarihli rapor tarihi olduğunun bildirildiği, davacının maluliyet oranının tespiti hususunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ile Adli Tıp 2. Üst Kurulu'nun raporunda davacının çalışma gücünün % 60'ını kaybettiği, malul sayılması gerektiği, mevcut belgelere göre maluliyet başlangıç tarihinin ... Prof. Dr. A. ......

          Ancak; Maluliyet tespiti Yönetmeliği %60 ve üstü maluliyet için belirleme yapma esasını kabul etmesi nedeniyle 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki cetvellerin kullanılması, Dairemizin yerleşik uygulamalarıyla kabul edildiğinden, kullanılan cetvel bakımından rapor usule uygun değildir....

            K A R A R Dava, davacının maluliyet oranının Devlet Hastanesinin 22.06.2011 tarih ve 24874 nolu sağlık kurulu raporuna istinaden % 84 olarak tespiti ile davacıya maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ve aylıkların faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının beden çalışma gücünün en az % 60 ını kaybetmiş olduğu, maluliyet aylığı almaya hak kazandığı, maluliyetin başlangıç tarihinin 02.04.1997 tarihi olduğunun tespitine, karar verilmiştir....

              Somut olayda davacının maluliyet aylığını hak kazanmasına ilişkin koşullardan biri olan çalışma gücünün 2/3 oranında yitirildiği ve maluliyet başlangıcının 16.8.2001 tarihi olarak tespiti yerinde ise de 1479 sayılı Yasa’nın 29 maddesinde beliritilen ve maluliyet aylığının diğer koşulları olan; en az beş tam yıl sigorta primi ödemiş olmak, yazılı istekte bulunmak ve istek tarihi itibariyle prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece değerlendirilmediği, aylığın bağlandığı tarih olan 1.9.2001 tarihine kadar davacının 506 sayılı Yasa'ya tabi 455 gün(1yıl 5 ay 5 gün) ile 7 ay tarım ... sigortalılığının bulunduğu, bu haliyle yasada aranan 5 yıl primi ödenen gün koşulunun sağlanmadığının açıkça anlaşılmasına rağmen 1.9.2001 tarihinden maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesi isabetsizdir....

                Dava konusu uyuşmazlık davacının sürekli maluliyet oranına ilişkin olup dosya içerisinde üç farklı oranla belirlenmiş maluliyet raporu bulunmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Buna göre, maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, önceki raporun da irdelendiği, çelişkilerin giderildiği, ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından yeni bir rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir....

                  İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2020 NUMARASI : 2019/65 ESAS-2020/388 KARAR DAVA KONUSU : Maluliyet Oranının Tespiti KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyet talebinde bulunduğunu, davalı Kurum tarafından maluliyet talebinin reddine karar verildiğini, bu nedenle Kurum işleminin iptali ile müvekkilinin maluliyet oranın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ise 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği belirgin olmakla, her ne kadar en son Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmiş ise de, söz konusu raporda Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği dikkate alınmadığından, Mahkemece, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan varsa maluliyet başlangıcı da belirtilmek üzere rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu