Dairemizin bozma ilâmında da benimsenin 818 sayılı BK'nın 356/1. maddesi yollaması ile aynı Kanun'un 325. maddesinde düzenlenen kesinti yöntemine göre yapılacak kâr kaybı hesabında yapılamayan kısmın bedeli sözleşmenin fesih tarihi itibarıyla belirlendikten ve bu bedelden yüklenicinin işi tamamen ya da kısmen tamamlamasa bile sağladığı tasarruf düşüldükten sonra başka bir iş yapmışsa bu işten elde ettiği kâr ya da bu süre içinde başka bir iş yapmaktan kasten kaçınmışsa kazanabileceği kâr miktarı sözleşme tarihinden fesih tarihine kadar değil fesih tarihinden işin yapılmayan kısmının tamamlanacağı süreye kadar olan zaman süresi ile sınırlı olarak hesaplanıp, saptanan bedelden çıkarılması gerekir. Bilirkişilerin sözleşmenin yapıldığı 1995 yılından feshin yapıldığı 2010 yılına kadar başka bir işten elde edebileceği kâr veya başka bir iş yapmaktan kasten kaçınmış ise kazanabileceği kâr miktarı hesaplanırken kâr kaybından % 50 oranında indirim yapmaları doğru değildir....
Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır....
indirim yapılarak düşük değere hükmedilmiş olması, Doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmaza değer biçilmiş ise de; dava konusu taşınmaz kadastro parseli, değerlendirmede esas alınan emsal imar parseli olduğu halde, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden, düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan bahisle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulduğu halde emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden yine, düzenleme ortaklık payı düşülmeden karar verilmesi, 2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Davalı, dava konusu abonenin kayıtlı olduğu taşınmazı 23.6.2000 tarihinde tahliye ettiğini, bu tarihten sonra kullanılan bedelden sorumlu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davalının taşınmazı 23.6.2000 tarihinde tahliye ettiği, istenilen bedelin 24.12.2001-20.1.2005 tarihlerinde tüketilen elektrik bedeli olduğu, uzunca bir süre kullanılıp bedeli ödenmeyen elektriğin kesilmeyip kullanılmasına izin veren davacının %95 kusurlu olduğu, bu nedenle istenilen bedelden %95 indirim yapılması gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında abone sözleşmesi yapılmış olup, kiracı olan davalı taşınmazı tahliye edip ayrılmasına rağmen sözleşmeyi iptal ettirmemiştir. Davacı, abone sözleşmesine dayanarak tüketilen elektrik bedelinin ödetilmesini talep etmekte olup, sözleşme ayakta olduğuna göre, yapılan harcamalardan, tahliye ettiği halde abonesini iptal ettirmeyen davalı abone sorumludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki bedelden indirim davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.561,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle Dairemizin 28.09.2005 tarihli bozma ilâmı usule ilişkin olup, bilirkişi raporunun bozmadan sonra alınması nedeniyle davanın ıslahı mümkün ise de, bilirkişi kurulunun ek raporlarında belirlenen bedelden indirim miktarı dikkate alınarak davanın sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.12.2008...
Mahkemece, davalının bu talebi dikkate alınmamıştır. Öncelikle davalının talebi karşı dava niteliğinde olduğundan harcın ikmali için HMK 120. maddesi uyarınca süre verilmesi, harcın ikmal edilmesi halinde her iki davanın birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekirdi. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, onama doğrultusundaki sayın daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum....
-YTL olarak belirlendiğini; ancak, poliçede yer alan %10 indirim nedeni ile 42.009.-YTL ödendiğini, ancak sigorta şirketinin gerçek bedelden sorumlu olduğunu belirterek, 4.670.-YTL'nin olay tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, poliçede %10 tutarında ... adedi indirimi uygulandığını, kazanın davacı dışında bir kişinin idaresinde iken gerçekleştiğini, ödemenin %10 indirim uygulanarak yapıldığını davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 1.818.48.-YTL'nin, 14.11.2006 tarihinden ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, şu şekilde hükme yer verilmiştir:"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....