Davacının talebi, iş akdinden veya senetten kaynaklı alacak olmayıp davalıların davacıyı zarara uğratmak için birlikte haksız fiil işlemeleri nedenine dayanmaktadır. Bu haksız fiile ilişkin davalı burhan hakkında ceza yargılaması yapılarak mahkumiyet kararı verildiği, diğer davalı Murat hakkında da ceza mahkemesince fiile iştirakta suç duyurusunda bulunulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Açıklandığı üzere tazminat talebi sözleşmeye değil haksız fiile dayanmakla dairemizin görev alanına girmediği açıktır. Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 01/09/2021 tarihli kararı gereğince uyuşmazlık konusu dosyanın çözümünde dairemiz görevli değildir. Bu karara göre dairemizin görevi "6098 sayılı TBK 2. kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " yine aynı karara göre İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 10.09.2019 tarih ve 2017/38 Esas, 2019/416 Karar sayılı kararıyla; kazalı yönünden %88,00 sürekli iş göremezlik oranına göre yapılan hesaplamaya göre; davacı kazalının geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat talebinin kabulüne, sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat talebi yönünden kazalı lehine 1.878.688,82 TL maddi tazminat ödenmesine, kazalı lehine 120.000,00 TL manevi, eş lehine 40.000,00 TL, baba lehine 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin10.09.2019 tarih ve 2017/38 Esas, 2019/416 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur....
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olup her bir davacının ayrı ayrı maddi – manevi tazminat talebi bulunmaktadır. Yargılama sırasında davacılardan sadece ...'ın maddi tazminat talebi yönünden davadan feragat edildiği halde, davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı ...'ın manevi tazminat talepleri, diğer davacılar ... ve ...'ın maddi – manevi tazminat talepleri yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 02/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; haksız fiilden kaynaklanan davalarda zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıllık bir süre öngörüldüğünü, bu sürenin başlangıcında zararın varlığının bilinmesinin yeterli olmadığını, zarar görenin zararın varlığı, niteliği, kapsamı ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrendiği tarihten itibaren başlaması gerektiğine ilişkin Yargıtay görüşünün bulunduğunu, mahkemede açılan dava konusu trafik kazalarından kaynaklanan değer kaybı bedeli olduğunu, bu bedel de trafik kazasının olduğu anda belirlenebilen bir bedel olmadığını, değer kaybının eksper raporları ışığında belirlenmesi gerektiğini, mahkeme dosyasında da mevcut olan eksper raporunun 19/01/2018 tarihinde alındığını ve değer kaybı miktarının o tarih itibariyle belirlendiğini, yani zamanaşımı süresinin bu tarih itibariyle başlaması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna...
Ancak; 1) Davalı idare harçtan muaf olduğundan başvurma harcının davacı üzerinde bırakılması,peşin harcın ise talebi halinde davacı tarafa iadesi gerektiği halde yargılama giderlerine dahil edilerek davalı idareden tahsiline karar verilmesi, 2) Kullanılamaz duruma gelmesi nedeniyle bedelinin tahsiline karar verilen; taşınmazın 6001 sayılı Kanunun 22, 23 ve geçici 1. maddesinin 5. bendi hükümleri uyarınca idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi; 3) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden...
Tüketici Mahkemesince dava dilekçesi incelendiğinde ilk anda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bedel iadesi davası gibi algılanıp taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı düşüncesi hasıl olsa da gerçekte davacının satış vaadi sözleşmesinin değindiği sebeplerle iptalini talep ettiği, karşı tarafın karşı tez ve cevapları ile davacının tek taraflı irade beyanıyla feshe ilişkin talepleriyle ilgili olarak fesih koşullarının oluşmadığının öne sürülmesi ve bunun ispatlanması halinde dava dosyasının gayrimenkulün aynına ilişkin bir içerik arz edeceği ve gayrimenkulün aynına ilişkin davaların gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinin anlaşıldığı taşınmazın bulunduğu Mudanya'nın Bursa Tüketici Mahkemesi yetki sahasında bulunduğu ve Bursa Tüketici Mahkemesinin davaya bakmaya kesin yetki kuralı gereği yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Bursa 6....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kazanın meydana gelişinde müvekkil şirket sigortalısı araç sürücünün kusuru bulunmadığını, Müvekkil şirket sigortalı araç sürücüsü üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu, davacı tarafın talebi zamanaşımına uğramış olup bu durumun hüküm kurulurken göz ardı edildiğini, hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu, Dava dışı sürücünün dikkatsizliği ve özensizliği ile meydana gelen kazada yaralanan davalının haksız yere sigorta şirketinden tazminat talep etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasına dayalı maluliyete ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır....
Bu sebeple davacının talebi reddedilmiştir. Bu kapsamda alınan rapor ve dosya kapsamına göre davacıya iadesi gereken bir bedel olmadığı görülmüş ve davanın reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 85,39- TL ve 249,93 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 335,32 TL....
in tazminat talebi reddedilecek ve kendisine herhangi bir ödeme yapılmayacağını, ancak ..., 17.07.2018 tarihinde müvekkil şirketin sigortalısından uzlaşma kapsamında tahsil etmiş olduğu ödemeyi müvekkil şirkete bildirmemiş ve bu sayede müvekkil şirketten de 08.08.2018 tarihinde tazminat ödemesi alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/19 hükmüne aykırı davranmış ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmiştir. Zira, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/19 hükmü uyarınca; ceza dosyası kapsamında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat talebinde bulunulamayacağını, dava açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağını bu nedenlerle müvekkil şirket tarafından 08.08.2018 tarihinde ...'...
Davacı vekili; dava konusu aracın gizli ayıplı olarak davalı şirket tarafından davacıya satıldığını, davacının ailesi ile birlikte tatile çıktığı esnada yolda kaldığını iddia ederek 10.000,00 TL ayıp oranında indirim bedeli ile ayıp sebebiyle uğranılan 1.000,00 TL maddi tazminat ve 15.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....