WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, YARGITAY UYGULAMALARINA GÖRE HACZİ CAİZ OLMAYAN BİR MALIN HACZİNE BORÇLU MUVAFAKAT VEREBİLECEĞİ GİBİ şikayet yoluna gitmeyerek ZIMNENDE RIZA GÖSTEREBİLECEĞİ, bu hali ile davacı borçlunun 5 yıl gibi bir zaman şikayet yoluna gitmeyerek zımnen rıza göstermiş olduğunun kabul ve kanaati ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA..." karar verilmiştir.(Yargıtay 4. HD.'nin 29/05/2017 gün ve 2017/2050 E.-2017/3383 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.)...

Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kanunda öngörülen zamanaşımı süresi içinde açılmaması nedeniyle davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/6598 esas, 2013/10683 Karar sayılı, 10/06/2013 tarihli ilamı ile “ Garanti şartları başlıklı belgede garanti süresinin malin teslim tarihinden itibaren 2 yıl veya 100.000 km olduğu belirtilmiştir. Garanti süresi içerisinde alıcı dava açabileceğinden 6762 sayılı TTK’nun 25/4.maddesindeki dava açma süresi somut olayda uygulanmaz. Davalı ...Ş. 09.10.2009 tarihli fax mesajında (+1) yıl güvence verildiği belirtilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, bonodan kaynaklana menfi tespit istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Dosya incelendiğinde davacının davalı tarafça icra takibine konu edilen bono nedeniyle sahtecilik iddiasına dayanarak menfi tespit isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın bu iddiası üzerine, mahkemece adli tıp kurumu bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi raporuna esas olmak üzere, bononun tanzim tarihi olan 12/08/2014'den daha önceye ait 23 adet belge toplanarak, mukayeseli inceleme yapıldığı ve inceleme sonucunda davaya konu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğunun belirlendiği görülmektedir. Aynı şekilde davacının şikayeti üzerine, açılan kamu davası sonucunda Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin......

      DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 07/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali(Eser Sözleşmesinden Kaynaklana) İstemine ilişkin davada mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; Davacının Hatay İli Kırıkhan İlçesi hudut inşaatına acil, fizik güvenlik sistemi yapım inşaatı işi için davalı ile anlaştığını, davacının yaptığı işin neticesi olarak fatura kestiğini, bu faturanın davalı tarafından kendi defterine işlendiğini, davalıdan bir kısım ödeme alınmış olduğunu, bir daha ödeme yapılmadığını, davacı tarafından 600.000,00 TL bedelli olmak üzere Ankara 28....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, bonodan kaynaklana menfi tespit istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Dosya incelendiğinde davacı tarafın davalılardan ..... .... Şti. tarafından icra takibine konu edilen bononun bedelsiz olduğundan bahisle, menfi tespit isteminde bulunduğu ve ödenen paranın istirdadını talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava konusu bononun 08/12/2012 keşide tarihli 05/01/2013 vade tarihli ve 76.000TL bedelli keşidecisinin davacı ve Selahattin Koçak olduğu, lehtarının davalılardan ... .... Şti. olduğu, ihdas nedenin ise boş olduğu görülmektedir. Taraflar arasında imzalanan 08/12/2012 tarihli sözleşmede "08/12/2012 tanzim tarihli..... 76.000TL bedelli" bononun teminat olarak davalı ... ... .... Şti.'ye verildiği açıkça belirtilmektedir. Davalı ... .......

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Sosyal denge tazminatının memurlara ödenen aylıklar gibi statüden kaynaklana bir ödeme olmayıp, sözleşmede belirlenen şartlar çerçevesinde ve belirli süreyle elde edilen bir yardım niteliğinde olduğundan Sosyal Denge Sözleşmesinin 7. maddesinin (b) bendinin iptalinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek istinaf kararının bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

            GEREKÇE: Dava hemzemin bekçilerinin hizmet ücretlerinin ödenmesinden kaynaklana alacak davasıdır. Mahkemece; Somut olayda dava TCDD vekili; Atça Belediye tüzel kişiliğinin son bulduğunu Sultanhisar Belediyesine bağlandığını, hemzemin geçidin Ocak-Aralık 2012 dönemindeki bekçilki ücretlerinin kapatılan Atça Belediyesi tarafından yerine getirilmemesi üzerine ihale yöntemi ile yerine getirildiğini, 68.238,92 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş; davalı vekiline davanın reddini istemişler; İDM ise (Aydın 4. Asliye Hukuk Mahkemesi) idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiş; davacı vekili istinafa başvurmuştur. Yargıtay 13. Hukuk dairesinin 2013/29304 Esas 2013/28522 Karar sayılı kararına göre davacı TCDD, 3533 yasada gösterilen daire ve kuruluşlardan değildir. Davada vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak davası olup, ihtilafın çözümünde adli yargı görevlidir....

            Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu takip nedeniyle müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında gerçekleşen tüm ticari ilişkiye ilişkin bedellerin müvekkili şirket tarafından eksiksiz olarak ödendiğini, bu nedenle hukuka aykırı icra takibine itiraz edildiğini, itiraz neticesinde takibin durması nedeniyle takibin devamı için eldeki itirazın iptali davasının açıldığını, müvekkili şirketler tarafından söz konusu ticari ilişkiden kaynaklana tüm tutarların eksiksiz olarak ödendiğini, ilamsız icra takiplerinde yetkili icra müdürlüğünün, HMK’nın 5-19 maddelerine kıyasen borçlunun ikametgahındaki icra müdürlüğü olduğunu, müvekkili şirketin yerinin Ankara'da olduğunu, bu sebeple müvekkili şirket hakkında başlatılacak icra takiplerinde yetkili İcra Müdürlüğü Ankara İcra Müdürlükleri olduğundan, takibin yetkisiz icra müdürlüğü olan Bakırköy İcra Müdürlüğü’nde başlatıldığını, müvekkili şirketin davacı ile herhangi bir sözleşme imzalamış...

              Somut olayda; davacının dava konusu taleplerini açıkladığı dilekçesinde 29.03.2010 tarihinde imzalanan sözleşmeden kaynaklanan 34.060,40 TL, 24.03.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 4.465,14 TL, 05.06.2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 38.792,23 TL ve 14.05.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklana 63.847,68 TL kesintinin iadesini talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; 29.03.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklı yapılan kesintinin 39.031,99 TL, 24.03.2010 tarihli sözleşmeden yapılan kesintinin 4.920,27 TL, 14.05.2010 tarihli sözleşmeden yapılan kesintinin 80.775,36 TL olduğu, 05.06.2009 tarihli sözleşmeye ilişkin kesinti yapılıp yapılmadığı hususunda herhangi bir delil bulunmadığı belirtilerek; yapılan kesintiler toplamı 124.727,62 TL olarak hesaplanmıştır....

                Eldeki davada her ne kadar haksız fiil hükümleri ileri sürülmüş ise de, davanın niteliği itibariyle 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında davalı bankanın tacir olan davacının bankadaki hesabındaki bedelin kusuruyla üçüncü kişilere ödendiği ve bunun tazmini talep edildiğinden Bankacılık Kanunu kapsamında davalı bankanını kusuruna dayanılmış olup, her iki tarafında tacir olduğu ve ticari işletmesinden kaynaklana dava olması nedeniyle davanın 6102 Sayılı TTK'nın 4. maddesi kapsamında ticari dava olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.Hakimler ve Savcılar Kurulu 'nun 25.11.2021 tarih ve ----- Karar sayılı kararı ile; "...1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....

                  UYAP Entegrasyonu