Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e ait olan aracın, davalı tarafından çizildiğini, ayrıca davalının kendilerine küfür ettiğini, bu nedenle maddi ve manevi zarar uğradıklarını, davalının ceza mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda; mala zarar verme suçundan cezalandırıldığını belirterek olay nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararlarının tazminini istemişlerdir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının, ceza yargılamasında davacılardan ...'e yönelik hakaret ve tehdit suçları hakkında beraatine, mala zarar verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiğinden ve aracın davacılardan ...'e ait olduğundan, davacılardan ...'in maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, davacılardan ...'in uğradığı maddi ve manevi zarar nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacıların sunduğu 28/11/2014 tarihli ıslah dilekçesinden, her iki davacının da ıslah talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

    Manevi tazminat yönünden istinaf itirazları ise, manevi tazminat Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre zenginleşme aracı olmamalıdır. Davacının maluliyet oranının % 5.2 olduğu, çektiği elem ve ızdırap dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen manevi tazminat miktarının yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu halde incelenen kararın usûl ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu anlaşılmış ve HMK'nin 353/1- b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı; 1- )Davalı vekilinin Kayseri 4....

    Dosya kapsamından, dava konusu olayla ilgili olduğu anlaşılan ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/390 Esas 2010/184 Karar sayılı ceza dosyasının incelenmesinde; davalıların 09/03/2009 tarihinde davacıya ait inşaata zarar vermeleri,21/03/2009 tarihinde de davacıya ait taşınmazda bulunan 90 adet elma ağacına zarar vermeleri nedeniyle mala zarar verme suçundan yargılandıkları, yargılama neticesinde 09/03/2009 tarihinde gerçkleştirdikleri mala zarar verme suçuyla ilgili mahkum oldukları ancak 21/03/2009 tarihinde davacıya ait taşınmazdaki ağaçları kesme suçundan delil yetersizliği gerekçesiyle beraat ettikleri ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıkları ise dava konusu olaylarla ilgili olarak görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığını beyan etmişlerdir....

      Dosya kapsamından, davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde davalı tarafından yaralandığı, davalının söz konusu olay nedeniyle, basit yaralama, tehdit, hakaret ve mala zarar verme suçlarından yargılandığı, Asliye Ceza Mahkemesi'nin 05/11/2009 tarih, 2006/1321 esas, 2009/1027 karar sayılı kararıyla tehdit, hakaret ve mala zarar verme suçlarından beraatine, kasten yaralama suçundan mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının manevi tazminat isteminin, müessir fiilin karşılıklı itişip kakışma sonucu oluştuğu, herhangi bir kasıt olmadığı, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki tehdit ve hakaret suçlarından beraat ettiği, davalı tarafından davacıya yönelik kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylem bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....

        Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.maddesi;“Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun; 56.maddesi; “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....

          görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Davacı hakkında Silahla Tehdit, Mala Zarar Verme ve Patlayıcı Madde Bulundurmak suçlarından açılan kamu davasında, davacının Silahla Tehdit, Birden Fazla Kişi ile Tehdit, Mala Zarar Verme ve Kasten Yaralama suçları nedeniyle tutuklandığı, yargılama sonucu davacı hakkında tutuklanmadığı Patlayıcı Madde Suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu ve bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Patlayıcı Madde Bulundurmak suçunun davacının tutuklanmasına esas olan suçtan bağımsız nitelikte bir suç olması itibariyle, davacı yönünden tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği ve Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 141/1. ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili makul bir tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, 2- Davacının adli...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın Gökhan'ı yaralamadan mahkumiyetine, ... yaralama ve mala zarar vermeden beraatine dair Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık hakkında ... yaralama ve mala zarar vermeden kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan temyiz dilekçesine göre, temyiz isteminin beraat hükmünün gerekçesine yönelik bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın beraat kararını temyizde hukuki yararı olmadığından; beraat kararlarına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, 2) Sanık hakkında Gökhan'ı yaralamadan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak...

              nın temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA, II-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince: Sanığın, müştekinin aracını çaldıktan sonra polisten kaçarken aracı çarpması sonucu zarar verdiği, hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olması nedeniyle mala zarar verme suçunun unsurlarının oluşmadığı gibi mala zarar verme suçunun kasten işlenebilen bir suç olduğu ancak sanığın taksirle araca zarar verdiği, bu itibarla da ayrıca mala zarar vermeden hüküm kurulamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 25.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                na ait maddi tazminat alacağını, sürekli maluliyetten ve bakım giderinden kaynaklı olarak sırasıyla 993.688,32-TL + 839.820,27-TL olarak toplam 1.832.508,49 TL olarak hesaplandığından, ... için talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat istemini 1.833.508,49 TL ye artırmıştır. Davacılar vekili, 02/04/2019 tarihli dilekçe ile de davacı ... bakımından tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat davasından feragat etiğini, manevi tazminatın devam ettiğini, ... bakımından ise sigorta şirketinden feragat ettiğini diğer davalılar bakımında maddi manevi tazminat isteğinin devam ettiğini bildirmiştir. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkile ait ... plakalı araç diğer davalı ...'ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen kazada, davacı karşı taraf motosiklet sürücüsü ...'nun kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığından kusurlu olduğunu,ayrıca davacılardan ...'...

                  Şu durumda; mahkemece verilen manevi tazminat davasının reddine, maddi tazminat davasının kabulüne ilişkin ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmediği, anılan kararın yalnızca davalılar tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay tarafından bozma yapılmış olduğu, ilk kararda reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmasına göre, Yargıtay bozma ilamından sonra davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle, davacının manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile davacı lehine 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu