Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yanların boşanmalarına ilişkin kesinleşen kararın hüküm bölümünde de onaylanan, tarafların "mal talebim yoktur" şeklindeki Mahkeme içi ikrar niteliğindeki anlaşma beyanlarının, dava konusu mal rejimine dayalı alacak istemini de içerdiği, bu itibarla Yerel Mahkeme kararının doğru olup onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünüldüğünden, sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyoruz. 02.12.2013...
Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu taşınmazlar ve araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....
Buna göre, 127 ada 121 nolu parselin 30/05/2013 tarihinde edinildiği, edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, tasfiye tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısı üzerinden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği, 125 ada 18 nolu parselin 07/08/1997 tarihinde edinildiği, 115 ada 25, 118 ada 23, 126 ada 13 nolu parsellerin 1993 yılında davalı tarafından satın alınmak sureti ile edinildiği, mahkeme kararı ile tescilinin daha sonra yapıldığı, dava konusu 212 ada 1 nolu parsel üzerinde bulunan garaj ve üzerindeki iki katlı evin ve diğer garaj binasının tarafların evlilik birliği içinde yaptırıldığı, dolayısıyla iş bu taşınmazların mal ayrılığı rejimine tabi olduğu, yukarıda belirlenen esaslara göre davacının katkı payı belirlendikten mal ayrılığı rejimine tabi taşınmazların dava tarihi itibarı ile belirlenen değerleri üzerinden davacı lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi hususunun değerlendirilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinden davacının istinaf...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının dava dilekçesi ile Hollanda'da gerçekleştirilen taşınmaz satışı nedeni ile davalının hesabına yatırılan 150.000 Euro üzerinden katılma alacağını talep ettiği, 21/10/2021 tarihli dilekçe ile bu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğinin iddia edildiği, tarafların 2009 yılında evlenmeleri nedeni ile aralarında başka bir sözleşme olmadığı sürece edinilmiş mallara katılma rejimine tabi oldukları, dolayısıyla Hollanda'da evlilik birliği içinde edinildiği iddia edilen taşınmazın da edinilmiş mal olduğu, edinilmiş malların yerine geçen malların da edinilmiş mal olması sebebi ile bu taşınmazın satışından elde edilen ve davalının hesabına yatırılan paranın da edinilmiş mal olarak kabulü suretiyle mal rejiminin tasfiyesi hükümlerine göre aile mahkemelerinde görülmesi gerekirken genel hükümlere göre alacak-borç isteğine ilişkin olduğunun kabulünden hareketle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın...
Mahkemece verilen karar gereğince, murisin iştirak halindeki terekesi paylı mülkiyet rejimine çevrilmiş, davalılar ... ve ...’e ait payların davacı adına tesciline karar verilerek dava kabul edilmiştir. Hükmü davalılar temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davacıya 30.03.2001 ve 27.09.2001 günlü sözleşmelerle yapılan satış vaadi taşınmazın kayıt maliki olan ... ile onun eşi olan ...’den davalılara geçecek paylara ilişkindir. Kayıt maliki ... 27.7.1996 tarihinde, eşi olan ... ise 5.7.2001 tarihinde ölmüştür. Her ikisinin terekesi de elbirliği mülkiyeti rejimine tabidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, eşler arasında mal rejimine ve katkı payına ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Bilindiği üzere, ihtiyati tedbirin HMK’nda "Geçici Hukuki Korumalar" üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir....
Dava; eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir....