WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... ve ... vekili, davacı ile müvekkillerinden ...’nın 30.06.2009 tarihinde boşandıklarını, mal rejimine ilişkin davanın 1 yıl içinde açılmadığını, taşınmaz bedelinin müvekkili ... tarafından ödendiğini, sözleşmenin ... adına yapılmış ise de tapunun ... adına çıkarıldığını, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı davalı ...'ye gayrimenkul satış vadi sözleşmesi ile satıldığı, davanın evlilik birliği içinde edinilmiş mala ilişkin olduğundan usulden reddi gerektiği, kaldı ki müvekkiline husumet yöneltilmeyeceğini belirtmiştir....

    Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir....

    Her ne kadar davacı eldeki dava dosyası ile protokole konu edilen ve lehine olan diğer ilama ilişkin dosyaların farklı olduğunu,mal rejiminedayalı dosyadaki karar sebebiyle önceden yaptığı ödemeden feragat etmediğini iddia etmekte ise de gerek protokol içeriği gerek kendisininde mal rejimine yönelik aleyhine verilen kısım ile ilgili temyizinden vazgeçmesi birlikte değerlendirildiğinde tarafların protokol ile sadece davacının lehine olan diğer alacak ilamına yönelik anlaşma yapmadığı anlaşılmaktadır....

    SAVUNMA: Davalı duruşmadaki beyanında;" Boşanma sebebi ile karşı taraftan eşya alacağı, kendim için nafaka , maddi ve manevi tazminat ile mal rejimine ilişkin alacak talebim yoktur. Müşterek 1 çocuğumuz vardır. Velayetinin davacıya verilmesini kabul ediyorum. Çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakası ödeyeceğim. Bu nafakaya her yıl enflasyon oranında artış uygulanacaktır, çocuğumuz ile aramdaki şahsi ilişkiyi mahkemenin takdirine bırakıyorum. Boşanmamıza karar verilsin" şeklinde beyanda bulunmuştur....

    Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmiş mal grubuna dahil bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1451 ada 33 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile ½ hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 1.9.2000 tarihinde evlenmiş, 11.6.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.5.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, taraflar evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, müşterek çocuklar için aylık 200,00 TL tedbir nafakası ile, davacı kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacı tarafın ziynet, çeyiz eşyası ve mal rejimine yönelik taleplerinin iş bu dosyadan tefrik edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nın 166/1- 2. maddesine dayalı boşanma davasıdır....

      GEREKÇE :Davalar mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen inceleme yapılması gerekir. Tüm dosya kapsamı ile; Tek istinaf başvurusunda bulunan davalı-birleşen davacı kadının istinafı davacı-birleşen davalı müteveffa eski eşi tarafından açılan davaya ilişkindir.Zaten birleşen kendi davası tam kabul edilmiştir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erer(TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

      Dava, mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

      TMK.nun 225.maddesine göre, eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi, eşlerden birinin ölümü, başka bir mal rejimine katılma veya evliliğin iptali ve boşanma sebebiyle olabilir. Eldeki dava bakımından evlilik birliği devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de; hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 13,10 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,05 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteğinde bulunduğu, tasfiyeye konu mal varlıklarının edinilmiş mal olduğu, boşanma hükmünün kesinleşmesi itibarıyla bir yıllık süre geçtikten sonra ıslah ile talep miktarının 230.500 TL’ye çıkarıldığı, davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu, görülmekte olan davada 4721 sayılı TMK.nun 178.maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının ve bu sürenin boşanmanın kesinleşme tarihinden başlatılmasının gerektiği konularında sayın çoğunluk ile aynı doğrultuda düşünmekteyiz. Görüş ayrılığı; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davalarının belirsiz alacak davası olup olmadığı, belirsiz alacak davası ise, 6100 sayılı HMK.nun uygulanıp uygulanmayacağı noktasındadır. 6100 sayılı HMK.nun 107....

          UYAP Entegrasyonu