Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...boşanma davasında açıkça mal rejimine yönelik haklardan feragatlerinin bulunmadığını,davalının o tarihte müvekkiline bu edinilen mallar ile ilgili ödeme yapacağını ve çocuğunda masraflarını karşılayacağını söylemesine rağmen her ikisini de yerine getirmediğinden bu davanın açılmak zorunda kaldığını,bir başka davanın konusu olan tasfiye alacağından o an için sıkıntılı süreç olan boşanma davasında feragatin zaten mümkün olmaması gerektiğini düşündüklerini,davanın kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen inceleme yapılması gerekir....

Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

    Her ne kadar davacı eldeki dava dosyası ile protokole konu edilen ve lehine olan diğer ilama ilişkin dosyaların farklı olduğunu,mal rejiminedayalı dosyadaki karar sebebiyle önceden yaptığı ödemeden feragat etmediğini iddia etmekte ise de gerek protokol içeriği gerek kendisininde mal rejimine yönelik aleyhine verilen kısım ile ilgili temyizinden vazgeçmesi birlikte değerlendirildiğinde tarafların protokol ile sadece davacının lehine olan diğer alacak ilamına yönelik anlaşma yapmadığı anlaşılmaktadır....

    Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmiş mal grubuna dahil bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1451 ada 33 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile ½ hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 1.9.2000 tarihinde evlenmiş, 11.6.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.5.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, taraflar evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....

      TMK.nun 225.maddesine göre, eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi, eşlerden birinin ölümü, başka bir mal rejimine katılma veya evliliğin iptali ve boşanma sebebiyle olabilir. Eldeki dava bakımından evlilik birliği devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de; hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 13,10 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,05 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Aile Mahkemesince, davanın mal rejimine ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise davalının emekli olabilmesi için, davacının kendi birikimlerinden 35.000,00.-TL bedeli ödediği, bu paranın mal rejimi tasfiyesi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafça da açıkça katkı olarak iadesinin talep edildiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usûllerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Buna göre davanın aile mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda uyuşmazlığın, evlilik birliği içinde yapılan işlemlerden kaynaklandığı ve mal rejimine yönelik (eklenecek - çıkarılacak değerlerden) olduğu anlaşılmakla, aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Dava, mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

          Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mal rejimine ilişkin alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16/01/2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26/02/2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01/03/2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23/07/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. (TMK 225/son), Tasfiyeye konu edilen araç ise mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarih olan 22.06.2010 tarihinde davalı eş adına satın alınmıştır. Edinme tarihi itibariyle mal rejimi sona ermiştir. Mahkemece, talebin Aile Hukuku'ndan kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanmadığından görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....

              A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen kooperatif hissesinin davalı eş tarafından mal kaçırma kastı ile diğer davalı ...'a devrettiğini belirterek davalı adına kayıtlı kooperatif hissesinin iptali ile davacı adına kooperatif hissesinin kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili sunduğu 10.05.2012 tarihli dilekçe ile, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın tasfiyesine ve malın edinilmiş mallara katılma ve ilgili mal rejimine göre paylaştırılarak davacının alacak hakkına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı ... Aslaner vekili ve davalı Vasfıye ... vekili, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının ret ile kesinleştiği, tarafların halen evli olduğu, mal tasfiyesinin gerçekleşemeyeceği, tasfiye edilecek ortak malvarlığı hakkında aile mahkemesince hüküm kurulamayacağından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu