"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak .... ..... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ..... ..... Mahkemesi'nden verilen ....08.2016 gün ve 478/500 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde edinilen malvarlığı ve ziynet eşyaları dikkate alınarak edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında payının tespit edilerek davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı asil ....08.2016 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. Davalı ..., usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasının redle sonuçlandığı, davalının davacıyı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet ettiği, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesinin tarafların menfaatine olduğu kanaati ile davanın kabulüne, dava tarihinden geçerli olmak üzere taraflar arasındaki mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; TMK.nun 206. maddesi gereğince açılmış taraflar arasındaki yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüştürülmesi isteğine ilişkindir....
Uludağ adına kayıtlı dava konusu taşınmaz ve aracın evlilik birliği içinde edinildiğini ileri sürerek alacak isteğinde bulunmuştur. Çözüme kavuşturulması gereken husus; boşanma dava dosyasında tarafların tutanağa geçirilen imzalı beyanlarında sözünü ettikleri "mal" ve "eşya" sözcüklerinden, mal rejiminin tasfiyesine konu edilebilecek mal varlıklarının anlaşılıp anlaşılamayacağıdır. 4721 sayılı TMK.nun ikinci kitabının birinci kısmının dördüncü bölümünün başlığı "Eşler Arasındaki Mal Rejimi" dir. Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla "Edinilmiş Mallara Katılma", "Mal Ayrılığı", "Paylaşmalı Mal Ayrılığı" ve "Mal Ortaklığı" başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de "mal" ya da "malvarlığı" tabiri kullanılmıştır. Nitekim, 219.maddede "Edinilmiş Mallar", 220.maddede "Kişisel Mallar" ve 222/2.maddede "Paylı Mülkiyete Konu Mallar" hakkında düzenleme getirilmiştir....
Görüş ayrılığı; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davalarının belirsiz alacak davası olup olmadığı, belirsiz alacak davası ise, 6100 sayılı HMK.nun uygulanıp uygulanmayacağı noktasındadır. 6100 sayılı HMK.nun 107. maddesinde, belirsiz alacak davaları; davanın açıldığı tarihte miktarı yahut değeri tam ve kesin olarak belirlenemeyen, belirlenmesi davacıdan beklenemeyen veya bunun imkansız olduğu, ancak karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olan davalar olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede, belirsiz alacak davalarında, alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle açacağı belirsiz alacak davalarında, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebi artırabileceği hükmüne yer verilmiştir....
Davalının davacının eşinin kayınpederi olduğu, uyuşmazlığın Borçlar Kanunundan kaynaklanan alacak i,stemine ilişkin olup TMK.'nun Aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığından, davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil, genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalının davacının eski kayınvalidesi olduğu, uyuşmazlığın Borçlar Kanunundan kaynaklanan alacak i,stemine ilişkin olup TMK.'nun Aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığından, davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil, genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
rejimine ilişkin olup, nispi harca tabidir....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...boşanma davasında açıkça mal rejimine yönelik haklardan feragatlerinin bulunmadığını,davalının o tarihte müvekkiline bu edinilen mallar ile ilgili ödeme yapacağını ve çocuğunda masraflarını karşılayacağını söylemesine rağmen her ikisini de yerine getirmediğinden bu davanın açılmak zorunda kaldığını,bir başka davanın konusu olan tasfiye alacağından o an için sıkıntılı süreç olan boşanma davasında feragatin zaten mümkün olmaması gerektiğini düşündüklerini,davanın kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen inceleme yapılması gerekir....
Her ne kadar davacı eldeki dava dosyası ile protokole konu edilen ve lehine olan diğer ilama ilişkin dosyaların farklı olduğunu,mal rejiminedayalı dosyadaki karar sebebiyle önceden yaptığı ödemeden feragat etmediğini iddia etmekte ise de gerek protokol içeriği gerek kendisininde mal rejimine yönelik aleyhine verilen kısım ile ilgili temyizinden vazgeçmesi birlikte değerlendirildiğinde tarafların protokol ile sadece davacının lehine olan diğer alacak ilamına yönelik anlaşma yapmadığı anlaşılmaktadır....