Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 255. maddesi; eşler arasında “paylaşmalı mal ayrılığı rejimi” geçerli ise uygulanabilir. Taşınmaz, ölen eş tarafından 1964 yılında satın alınmış, imar uygulaması sonucu 18.2.1991 tarihinde müstakil olarak ölenin adına tescil edilmiştir. Eşler arasında, evlendikleri tarihten 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar eski yasadaki “mal ayrılığı rejimi” (TKM. md. 170), bu tarihten itibaren de, bir yıllık süre içinde, yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağına ilişkin sözleşme yapmadıklarına göre, “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir. (4722 s. Yürürlük K. md. 10/1) Edinilmiş mallara katılma rejiminde; sağ eş, ölen eşine ait birlikte yaşadıkları konut üzerinde katılma alacağına mahsup edilmek üzere intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir....

    Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrığı (TKM'nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK'nın 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nın 202.m). Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak, Maddi Tazminat Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen taşınmazlar nedeniyle mal rejimin tasfiyesi ile 5.000,00 TL alacağın ve boşanmadan sonra ekonomik olarak zor durumda olduğundan uğradığı maddi zarar nedeni ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalının alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

      Mahkemenin 19/04/2019 tarihli ara kararında özetle; Davacının mal rejiminin tasfiyesi talebi dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının tefrik edilen mal rejiminin tasfiyesi davasında dava değerini açıklamadığı, buna ilişkin ihtara uymadığı, dosyanın işlemden kaldırılması gerekli görülmeyerek, sürenin dolması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Adli yardımlı açılan davada mal rejiminin tasfiyesi talebi bulunmadığını, ziynet alacağına ilişkin ihtara uyup beyanda bulunduğunu kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava mal rejimin tasfiyesi istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Transit rejimin kurallarına aykırılık HÜKÜM : Düşme, Müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gerekçeye ve takdire göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 18.10.2017 günü oybirliğiyle karar verildi....

        in velayetleri, bu çocuklarla davalı arasında kurulan kişisel ilişki, bu çocuklar için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakaları, davacı kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynet eşyası ve mal rejimin tasfiyesine yönelik kurulan hükümler, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden verilen kararlar Dairemizin 20.11.2018 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği halde mahkemece bozma sonrası verilen kararda bu yönlerden tekrar hüküm kurulmuştur. Kesinleşen yönler hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise onanmıştır. Bozmadan sonra kurulan hükümle bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen, davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve ortak çocuk Durmuş Ali ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden yeniden karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Somut olayda, mahkemece, davanın ek dava olduğu, davacının Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/733 Esas, 2020/297 Karar sayılı dava dosyasında dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tuttuğu, ancak 25.04.2011 tarihinde harç ıslah ile talep miktarını 70.000,00TL’ye yükselttiği ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadığı, ayrı bir ıslah dilekçesi vermediği, harç tamamlama yoluyla ıslah hakkını kullandığı, fazlaya ilişkin kısım yönünden ek dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, Tire 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Transit rejimin kurallarına aykırılık HÜKÜM : Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Noterliğinin 21.03.2014 tarihli ve 21756 yevmiye sayılı mal ayrılığı sözleşmesinin geçersizliğine dair ilk kararı, davalılar vekilinin temyizi üzerine Daire’nin 07.06.2017 tarihli ve 2016/10565 Esas, 2017/8506 Karar sayılı ilamı ile “ ...Davalılar 24.09.1984 tarihinde evlenmiş olup, 21.03.2014 tarihinde ... 6.Noterliğinde mal ayrılığı sözleşmesi yapmışlardır. Edinilmiş mallara katılma rejimi dışındaki diğer mal rejimlerinin benimsenmesine ilişkin sonradan yapılan sözleşmeler ancak ileriye etkili olarak yapıldığı tarihten sonraki dönem için sonuç doğurur. Dolayısıyla davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesi yapıldığı tarihten sonrası için geçerlidir. Bundan ayrı, 4721 sayılı TMK'nin 213.maddesi “ Mal rejiminin kurulması, değiştirilmesi veya önceki rejimin tasfiyesi, eşlerden birinin veya ortaklığın alacaklılarının, üzerinden haklarını alabilecekleri malları sorumluluk dışında bırakamaz....

                Şöyle ki, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden davalı erkek tarafından 24.06.2017 tarihinde açılan inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında 07.09.2017 tarihinde verilen kararla bir kısım hisselerin ... adına tesciline karar verildiği, kararın 25.09.2017 tarihinde kesinleştiği, 04.10.2017 tarihinde 643/120000 hissenin ... adına ‘mahkeme kararıyla satış’ nedeniyle tescil edildiği, davalı erkeğin taşınmazdaki hissesini 13.10.2017 tarihinde sattığı, mal rejimin sona erdiği boşanma dava tarihinin 03.10.2017 olduğu, tasfiyeye konu taşınmaz her ne kadar tapuda davalı adına boşanma dava tarihinden sonra tescil edilmiş ise de taşınmaz mülkiyeti mahkeme kararıyla tescilden önce kazanıldığından (TMK mad. 705/2) tasfiyeye konu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olduğu anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu