"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, ev ve ziynet eşyalarının bedelinin tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir talepte bulunulmadığına göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
Dava ve birleşen dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir Taraflar arasındaki ihtilaf adi ortaklığın tasfiyesine ilişkindir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda bozma ilamına uyularak ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmiş olup ortaklığın aktifi belirlenirken ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/4 değişik iş dosyası esas alınmıştır. Oysa davacı 8.12.2004 tarihli duruşmada adi ortaklığa konu edilip tasfiye hesabında gösterilen ... vitrinli buzdolabı ile sanayi tüpünün adi ortaklığın aktifine dahil olmadığı kabul etmiştir. Bu durumda söz konusu bu iki kalem mal adi ortaklığın tasfiye hesabında gözetilmemelidir. Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Kayıt maliki davalı ... ile boşandığı eşi ... arasında Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/168 Esas sayılı kayıtlı mal rejiminin tasfiyesi davası bulunmaktadır. Belirtilen dava dosyası üzerinden eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine karar verilse dahi tasfiye davası sonucu tapu kaydının iptali söz konusu olmayıp katkı payı alacağının hüküm altına alınacağı yasa gereğidir. Davalı ... tarafından mal rejiminden kaynaklı tapu iptali ve tecil istemine yönelik bir dava açıldığı iddiası da ileri sürülmemiştir. Bu nedenle ...’a husumet yöneltilmesi doğru değildir. Mahkemece kayıt maliki davalı ... yönünden cevap dilekçesinde yer alan davayı kabul beyanına dayalı tescil hükmü kurulması; davalı ... yönünden ise taraf sıfatı bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın ve davacının istinaf talebinin reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesinin 14.01.2020 tarihli ve 2016/11590 Esas, 2020/120 Karar sayılı ilamı ile, iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın davalı kadın adına kayıtlı meskeni davalının kiraya vermesi nedeniyle elde ettiği kira geliri üzerinde davacının da hakkı olduğu iddiası ile açılan mal rejiminin tasfiyesine dair düzenlemeler ile genel hükümlerden kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu; davacının talep ettiği dönem içinde yer alıp mal rejiminin sona erdiği tarihten (boşanma dava tarihi) sonraya sarkan 03.12.2008-11.09.2012 tarihleri arası elde edilen kira geliri üzerindeki alacak isteği genel hükümlere dayalı olup dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belge birlikte değerlendirildiğinde ret kararının yerinde olduğu; talep konusu edilen dönem içinde yer alıp evlilik birliği içine tekabül eden 11.09.2007-03.12.2008 tarihleri arasında elde edilen kira gelirine yönelik alacak isteğinin ise mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olup bu davaların çözüm yerinin Aile Mahkemeleri olduğu, Mahkemece, davanın...
Dava boşanma ve eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Bilindiği üzere, ihtiyati tedbirin HMK’nda "Geçici Hukuki Korumalar" üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir....
Dava, evlilik birliğinin ölümle sona ermesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, bu tür davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2019 NUMARASI : 2017/169 ESAS - 2019/77 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejimine dayalı Alaca KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf başvurusu üzerine dosya HMK 353 ncü maddesine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin ele alındı,incelendi; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle"...bir adet dükkan bir adet ev üç adet araç,işyerindeki mal ve kazançlar ile ilgili mal rejimine dayalı alacak talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesi davalarında zamanaşımı süresi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.maddesine göre, on yıl olarak kabul edilmektedir. Yargıtay'ın ve Dairemiz'in görüşü bu yöndedir. Çözüme kavuşturulması gereken husus, zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte mi? yoksa, tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihte mi?...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'nin 20/06/2016 tarih 2016/10134 Esas 2016/10858 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacakların evlilik sona ermiş ise sona erme tarihinden, evlilik boşanma ile sona ermiş ise boşanma dava tarihi itibarı ile muaccel hale geleceği, bu nedenle mal rejimine dayalı alacak talebinde bulunulduğu ve kanundaki diğer koşullarında mevcut olduğu takdirde teminat durumu da mahkemece takdir edilerek ihtiyati haciz karar verilmesinin mümkün olacağı, ihtiyati haciz talep edildiği tarihte alacağın varlığının kanıtlanması gerekmez ise de sunulan delil ve belgelerle alacağın varlığının "yaklaşık ispat" ilkesi çerçevesinde muhtemel gözükmesi gerekeceği, taraflar arasında mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan alacağı muaccel olup ancak vadesinin gelmediği, İİK.257/2 maddesi gereğince vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı da borçlunun muayyen bir yerleşim yeri olmadığı veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak...