Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrığı (TKM'nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK'nın 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nın 202.m). Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 25.02.2008 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). TMK.nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılır. Dava konusu 19 nolu bölüm, 26.11.2004 tarihinde taksitli satış sözleşmesiyle mülkiyeti kurumda kalmak şartıyla Toplu Konut İdaresi’nden satın alınmış,18.02.2008 tarihinde yapılan sözleşmeyle davalı ...’ye devredilmiş olup taşınmazın mülkiyeti halen Toplu Konut İdaresi üzerinde bulunmaktadır. Dava konusu ... plakalı otomobil ise, 16.06.2006 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiştir....
Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairece, 31.10.2018 tarihli, 2017/217 Esas, 2018/12153 Karar sayılı ilamı ile, davacı kadının, dava dilekçesinde boşanmanın yanında ziynet alacağı talebinde de bulunduğunu, başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığını, ziynet alacağı talebi, boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olmayıp nispi harca tabi ise de, davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar verildiğine göre, ziynet alacağına ilişkin davada işin esasına girilmesi gerekirken ziynet alacağının boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olduğu boşanma davasının reddedilmesi nedeniyle ziynet alacağı talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca davacı kadın, katılma alacağının tahsilini de istediği, katılma alacağına ilişkin talebin, mal rejiminin sona ermesi halinde görüleceği, rejim sona ermedikçe bu talebin incelenmesinin ve tasfiyeye...
Mezkür ihbarnamede; 5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu'nun 3/5. maddesinin, "Transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bırakan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır." ve 5237 sayılı Kanun'un 52/1. maddesinin "Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olamamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir." şeklinde olduğu, sanık hakkında 5607 sayılı Kanun'un 3/5. maddesi uyarınca asgari hadden ceza belirlendiği belirtilmiş olmasına rağmen, adli para cezası bakımından hiçbir gerekçe gösterilmeden asgari hadden uzaklaşılmak suretiyle, fazla ceza tayininde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu...
nin eşya aktarımının yapıldığı... plakalı açık kasa kamyonun yanında hazır bulundukları, tutanak tanıklarının olay tutanağını doğruladıkları, özellikle sanıklar ..., ..., ... ve ... oto yedek parçası alım satım işi ile uğraşmaları, işleri sebebi ile birbirlerini tanımaları ve tüm doya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5607 sayılı Yasanın 3/3. madde ve fıkrasında düzenlenen suç kapsamında kaldığı ve adı geçen sanıkların transit rejimi çerçevesinde taşınan, serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bıraktıkları anlaşıldığından sanıkların cezadan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibarla mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.09.2021...
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: … Gümrük Müdürlüğünce tescilli … tarih ve … sayılı transit refakat belgesi muhteviyatı eşyanın, transit rejim hükümlerine aykırı bir şekilde yurt içinde bırakıldığından bahisle müteselsil sorumluluk kapsamında gönderici ve taşıyıcı konumundaki davacı adına, gümrük, ilave gümrük ve katma değer vergilerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 37. maddesi uyarınca bir ay içinde ödenmesi gerektiği yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, transit refakat belgesi kapsamında ithal edilen eşyaya ilişkin teminatların iade edilmiş olması nedeniyle uyuşmazlık konusu vergilerin tahakkuk ettirilmesi gerekirken, 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca vade belirlenmesi amacıyla tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Davacının 15.10.1991 tarihinde kayda geçen dilekçeyle yaptığı ek süre başvurusu reddedilerek işlemle de rejim beyanından itibaren yasada öngörülen iki aylık süre içinde yurtdışı edilmediği öne sürülerek otomobilin tasfiyeye tabi hale geldiğine karar verilmiştir. Davacının işlemin iptali istemiyle açtığı dava sonunda; ... İdare Mahkemesince, 1615 sayılı Yasanın 140/1-d maddesinde yabancı ülkeye sevk edilecek aktarma ve transit eşyasından antrepo ve sundurmalarda veya gümrük denetimi altında bulunan diğer yerlerde yasanın ilgili maddelerinde yazılı süreyi doldurduktan sonra sahip veya taşıyıcısına yapılacak tebligata rağmen 2 ay içinde ithal veya ihraç edilmeyen eşyanın gümrüğe terk sayılacağının hükme bağlandığı, ancak davacıya ait otomobilin yasa'nın 90 ve 95. maddelerinde tanımlanan aktarma ve transit eşyasından olmayıp 12. madde kapsamında turistik kolaylıklardan yararlanılarak yurda sokulan ve 120....
Ticaret Şirketi adına tescilli Transit Beyannamesi muhteviyatı, varış yeri Bulgaristan ülkesi olan eşyanın transit rejim hükümlerine aykırı olarak Türkiye Gümrük Bölgesinde bırakıldığı ve sanıkların üzerlerine atılı eylemin 5607 sayılı Kanunun 3/3. maddesi kapsamında kaldığı cihetle, atılı suçtan mahkumiyetleri yerine oluşa ve dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Geçici rejim olan OHAL döneminde kalıcı işlem tesis edilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılmaya ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı, soruşturma açılmadığı ve savunma hakkı tanınmadığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı işlem tesis edildiği, Bylock'a ilişkin verilerin disiplin soruşturmasında kullanılamayacağı, Bank Asya'ya para yatırmasının delil olarak kullanılamayacağı ileri sürülmektedir. Davalı İdarenin Savunmasının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi : ... Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yeniden keşif yapılarak (davalının da hissedar olması gözönünde tutularak) dava konusu suya tarafların ihtiyacı araştırılmalı, davacının kadim hakkı ve suyun debisinin 3 lt/sn olması nedeniyle genel su olduğuna da dikkat edilerek gerekirse rejim kurmak suretiyle karar vermek olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....