Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’ sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’ sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir....

    Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’ sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’ sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir....

      Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, poliçenin Münich Re 102 klozunda diğer şartlar ile birlikte tazminatın karşılaması için davacıya bir takım yükümlülükler getirildiği, davacının işe başlamadan önce kablo sahibi olan TEİAŞ ile irtibat kurarak mevcut kablo ve boruların yerlerinin tam olarak saptanması ve bunların hasarlarını önlemek üzere gerekli önlemleri alma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re`sen terkin olunur (2644 sayılı Tapu K. m. 26/8). Ancak şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla tapu memurları tarafından re’sen kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde tapuya işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin 2644 sayılı Tapu Kanunun 26/7 maddesi gereğince tapuya şerh verilmesi ve yine aynı yasanın 26/8 maddesi gereğince şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re`sen terkini gerekir....

          Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; muvazaa iddiasının kanıtlanmadığını, davalının murisle ilgilendiğini, murisin davalıya vasiyetname ile mal bıraktığını, murisin irade gücünün olduğunu, mal kaçırma kastıyla hareket etmediğini, taşınmazın gerçek bedeli ile satın alındığını, tanık beyanlarının iddialarını doğruladığını, tenkis talebine ilişkin mahkeme kararının doğru olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddi ile kararın onanmasını talep etmiştir....

          Bölge Adliye Mahkemesince; mahkemece verilen kararın gerekçesinde, şirketin TTK'nın Geçici 7. maddesine göre re' sen terkin edildiği tespitine yer verilmiş ise de, dosyada bulunan Cizre Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısı ve ekleri uyarınca ihyası istenen şirketin TTK' nın 545 ve 547. maddeleri uyarınca terkin edildiği anlaşılmış olup mahkemece re' sen tasfiye hükümlerine atıf yapılmasının hatalı olduğu, ayrıca, davalı ...’ in, ihyası istenilen şirketin ortağı değil son tasfiye memuru olmasına rağmen gerekçede şirket ortağı olarak belirtilmesi; davacı vekilince dava dilekçesinde ... ve Ticaret Sicil Müdürlüğü davalı olarak gösterilmesine rağmen gerekçeli karar başlığında ihyası istenilen şirkete davalı olarak yer verilmesinin de hatalı olduğu, şirketin ihyası davasında husumetin, tasfiyeyi sağlayan memur ile Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yöneltilebileceği, ancak mahkemece, dava dilekçesinde ve gerekçeli kararda ...’ in ''davalı'' olarak yer almasına rağmen bu davalı hakkında hüküm...

            Talep aşımına ilişkin HMK. nın 26. maddesi, ilk derece mahkemesinin karar verirken re’ sen uygulanması gereken bir maddedir. Hüküm kurulurken davalının itirazı olmasa dahi Mahkeme talep aşımına izin vermemelidir. Ancak bu madde kanun yolu denetiminde davalının kanun yolu başvurusu yok ise re’ sen dikkate alınamaz. ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’ nin ilk derece mahkemesinin kararını kaldırma gerekçe yaptığı talep aşımına ilişkin HMK. nın 26. maddesi davalının istinafı halinde değerlendirilebilecek bir husustur. Aleyhine hüküm kurulan tarafın hüküm aleyhine kanun yoluna başvurmaması halinde diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşur. Somut uyuşmazlıkta istinaf incelemesi yapan Dairesinin salt davacının başvurusu üzerine talep aşımına ilişkin HMK. nın 26. maddesini re’ sen uygulaması istinafa başvuranın aleyhine hüküm oluşturma yasağına aykırıdır. ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’ nin kararı bu yönden hatalıdır....

              Vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Yargılama harçları ve varsa harç muafiyeti mahkemece re’ sen gözetilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince harçtan muaf olan davacı.... ya harç yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözetilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi’ nin kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Kabule göre, İlk Derece Mahkemesince olmayan peşin harcın mahsubuna şeklinde hüküm kurulması da hatalıdır....

                Buna göre, mahkemece davalı adına usulüne uygun olarak meşruhatlı davetiye tebliğ ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile re' sen dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bu kez mahkemece, dava dosyası re’ sen ele alınarak temyiz talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya yeniden Dairemize gönderilmiştir. Yukarıda açıkça belirtildiği gibi temyiz isteminin reddine ilişkin karar HUMK’ nun 432/son maddesi uyarınca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Mahkemece kesinleşen karara rağmen dosyanın yeniden ele alınarak kesinleşen kararı kendiliğinden değiştirecek şekilde yeni bir karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bu konudaki 4.8.2008 tarihli yerel mahkeme kararı yok hükmündedir. Bu nedenle dosyanın tetkiksiz olarak mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahkemesine tetkiksiz olarak GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu