Allah size utanılacak dert vermiş" şeklinde ifadeler içeren mesajına cevaben yazdığını, taraflar arasındaki mal varlığına dayanan iftilaf ve tartışmanın belli bir geçmişinin olması nedeniyle ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespiti mümkün bulunmadığı iddia olunan olayda sanığın aksi sabit olmayan savunması, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; hat minibüsünün satışından elde edilen paranın paylaşımı konusunda iştirakçiler arasında tartışma çıktığı, taraflarında bu tartışmaya katıldıkları ve internet ortamında karşılıklı olarak hakaret içeren yazılar yazdıkları Yerel Mahkemece kabul olunmuştur. IV. GEREKÇE A....
Aile Mahkemesi'nin 2019/595 esas sayılı dosyası ile mal paylaşımı amacıyla dava açıldığını, davalı Emrah'ın boşanma davası açıldıktan sonra taşınmazını davacı eşinden mal kaçırmak için annesinin kardeşinin eşi olan diğer davalıya muvazaalı olarak devrettiğini, bu taşınmazın evlilik birliği içinde edinilmiş bir mal olduğunu, eşler arasındaki mal rejimine tabi bulunduğunu, davacının da bu rejim dolayısıyla taşınmazda hak sahibi olduğunu belirterek tasarrufun iptaline ve taşınmazın yeniden davalı eş adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden veya esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T5 cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç arasında fark bulunduğu, satışın boşanma davası açıldıktan sonra yapıldığı, davalılar arasında akrabalık olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/2760 KARAR NO : 2023/1982 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : FETHİYE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/926 ESAS DAVA KONUSU : Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Taraflar arasındaki boşanma ve mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sırasında, Fethiye Aile Mahkemesi'nin davacının davalı adına kayıtlı taşınmaz,araç ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine yönelik 03.08.2023 tarihli kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İDDİA, SAVUNMA VE YARGILAMA SÜRECİ : Davacı vekili dava değerini 3.000,00- TL olarak bildirdiği 03.08.2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı adına olduğunu iddia ettiği taşınmaz, araç ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması ve mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı talebinde...
açıkça feragat ettiği sabit ise de, mal rejiminin tasfiyesine konu olan evlilik birliği içinde edinilen taşınır veya taşınmazlardan kaynaklanan haklarından feragat ettiği kabul edilemez. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve ismen sayılmak suretiyle açıkça belirlemiş olmaları gerekir. Uyuşmazlık konusu protokolün bu haliyle mal rejiminin tasfiyesini de kapsadığını söylemek güçtür. Hangi hususları içerdiği muğlak olan protokolün TMK'nun 166/3 maddesine uygunluğu kabul edilemeyeceğinden davacının boşanma davasına ilişkin dava dilekçesi ve yargılama oturumundaki beyanları esas alınarak aleyhine karar verilemez. Bu halde mahkemece, tarafların evlenme tarihi, dava dilekçesi ve dava konusu ...........
nın da paylaşımın olmadığını ileri sürdüğüne göre, paylaşımın yapıldığını kanıtlama yükümlülüğü paylaşımı iddia eden davacı tarafa düşmektedir. Paylaşıma, dayanan taraf Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akibetlerini, paylaşımın bozulup bozulmadığını kanıtlamakla yükümlüdür. Ne var ki; davacı taraftan bu konuda delilleri sorulmamış, yerel bilirkişi ile tanıkların soyut içerikli sözlerine değer verilerek hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerin katılmaları her mirasçıya hangi mevkiinden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konulması gerekir....
İstinaf Sebepleri Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, davalıların iptali istenen taşınmazla ilgili "satın alma" savunmasında bulunduğu halde, satışın gerçekte bağış olduğu, muvazaalı olduğu fakat mirasbırakanın iradesinin mal kaçırma olmadığı yalnızca mal paylaşımı olduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin temel ilkelere aykırı yorumlama yaparak talep dışına çıktığını, mirasbırakanın iradesini yorumlarken ise mal paylaşımı noktasında kadın olan davacıların ... yokmuş gibi değerlendirdiğini, eldeki davanın kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı, kamu düzenini ilgilendiren bir dava olmadığını, zira muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davada iddia, savunma ve tarafların gösterdikleri delillerin değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceğini, değinilen ilkeler ile sözü edilen maddelerin açıklanan fıkra ve bendlerin kapsamlarından da anlaşıldığı üzere mahkeme...
paylaşımı, itirazın iptali davalarında yargılamanın devam ettiğini ve bu davaların hiçbirinde "kesin hüküm" verilmediğini, ancak; davalı eş, itirazın iptali kararlarının kesinleşmesini ve yine taraflar arasında derdest olan mal paylaşımı davasının sonucunu beklemeden müvekkil hakkında cebri icra işlemlerine devam ettiğini, zira mal paylaşımı davası açısından bu dava neticelenmeden davalı tarafın müvekkiline ait taşınmazları sattırması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu halde mal tasfiyesi sonucunda eşlerin ortaya çıkacak aktif ve pasiflerine göre birbirlerine karşı nasıl bir mali sorumluluk ile karşı karşıya kalacaklarının belirsizlik taşıdığını, ayrıca itirazın iptali davaları sonucunda müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilmesi halinde müvekkilinin hukuka aykırı olarak elinden çıkan malvarlığını geri alamama gibi büyük bir risk ile karşılaşacağını, müvekkilinin söz konusu borçları (borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte) ödemesi için TMK.nun 217. maddesi uyarınca süre...
e bu kadar değerli bir taşınmazı temlik etmesi ile yetinmeyip dava konusu olmayan 2377 ada 57 parsel (eski 489 parsel) sayılı, 41.750,56 m2 yüzölçümlü, meyve bahçesi vasıflı, 2013 yılı itibarı ile dahi değeri 7.500.000,00 TL olan taşınmazı da 23/11/1999 tarihli ve 8763 yevmiye sayılı işlemle satış sureti ile temlik etmesi hususları gözönüne alındığında, 2622 ada 5 parsel sayılı taşınmaz açısından mirasbırakan mal paylaşımı amacı gütmediği, mal varlığında önemli maddi değere sahip olmayan bağımsız bölüm nitelikli taşınmazları paylaştırmışsa da, çok önemli maddi değere sahip olan bu taşınmazı, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile tek erkek evladı olan davalı ...'e görünüşteki satış işlemi ile temlik ettiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. 3.3. Birleştirilen davada davalı ... vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Mahkemece, 4 no.lu bağımsız bölümün davalı ...'...
Konutları Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşine Ait Sözleşme içeriğine göre dava dışı.... Şti'nin davalı idarenin temsilcisi olduğunu, ASB Ltd. Şti. ile Al-Reş Ltd Şti'nin ortaklarının aynı kişiler olması sebebi ile kardeş şirketler olduğunu, bu sebeple ASB Ltd. Şti'nin davalının temsilcisi olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapusunun başka kişiler üzerine olmasından dolayı dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline , mümkün olmadığı takdirde ödenen 99.400,00 TL'nin faizi ile iadesini talep etmiştir. Davalı, 14.10.2010 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin ASB Madencilik ... İnşaat ve Taahhüt Ltd Şti ile imzalandığını ve taşınmaz satış bedelinin de ASB Ltd. Şti'ne ödendiğini, dava konusu konutun dahil olduğu projeye ilişkin olarak “... Konutları Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşine Ait” sözleşmenin ise idare ile dava dışı.... arasında imzalandığını, yüklenicinin ASB Ltd. Şti. olmadığını, davacının satış sözleşmesi imzalamış olduğu ASB Ltd....
Başkaca nafaka, tazminat, mal paylaşımı talebim yoktur, davalı Sevgi Albayrak'ın "...benim de kendi adıma karşı taraftan nafaka, mal paylaşımı ve tazminat isteğim yoktur" şeklinde beyanda bulundukları, tarafların bu beyanlarının kendilerini bağlayacağı, tek taraflı bu beyanlardan dönülemeyeceği, tarafların boşanmalarına ilişkin kararda "taraflar başkaca nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve yargılama gideri talep etmediklerinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, TMK.nun 2. maddesine göre "herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı", HMK.nun 29/1. maddesine göre de “tarafların, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorunda oldukları”, bu düzenlemeler karşısında, davacının imzalı beyanının mal rejiminden kaynaklanan haklardan feragat anlamına gelecek şekilde yorumlanmaması gerektiği şeklindeki iddiasının açıkça hakkın kötüye kullanılması...