WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

05/09/2005 tarihinde …'in davacı şirketin müdürlüğü görevine gelmesiyle taraflar arasında yeniden uzlaşmanın olduğu, tablo-9'dan sodyum sülfat fiyatlarına ilişkin görüşmeler ve bilgi değişiminin yapıldığının tespit edildiği, özellikle 2005 yılında sodyum sülfat fiyatlarına yönelik bilgi değişimlerinin bulunduğu, sözkonusu fiyat değişimlerinin taraflar arasında tespit edilebilen görüşmelerin hemen arkasından gerçekleştiği, yine müşteri paylaşımı konusunda da dosya kapsamındaki tablolardan görüleceği üzere taraflar arasında müşteri paylaşımına ilişkin görüşmelerin tespit edildiği, bu durumun …'ın davacı şirket ile 2004 yılından itibaren hem sodyum sülfat fiyatlarını belirlemekte hem de müşteri paylaşımını gerçekleştirmekte görüştüklerine ilişkin pişmanlık başvurusu ile de sabit olduğu; bu durumda, 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesinde düzenlenen aynı ürün pazarı ve coğrafi pazarda faaliyet gösteren firmaların müşteri paylaşımı yapmaları ve fiyatların belirlenmesinde uyumlu eylem içinde bulunmalarına...

    Aile Mahkemesinin 2013/90 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamaya devam edildiğini, ayrıca davalıya vekaleten mal paylaşımı davası açıldığını, boşanmanın kesinleşmesinden sonra mal paylaşımı davasında davalının davadan feragat etme kararı verdiğini ve müvekkili avukattan hukuka uygun olmayacak şekilde feragat başvurusu yapmasını talep ettiğini, gönderdiği mesajlarda da davadan ve karşı tarafın davasından karşılıklı olarak feragat edilmesini talep ettiğini, ancak karşı tarafın herhangi bir davası olmadığı izah edildiğinde davalı, eşinin ilerde açacağı varsayılan davasından feragat etmek istediğini, hukuken henüze açılmamış bir davadan feragat edilemeyeceğinden hangi şartlarda feragat etmek istediğini yazılı olarak bildirmesi istenildiğinde de davalının ağır hakaretler ve davacının 26 yıllık mesleki itibarını zedeleyici ithamlarını ileri sürdüğünü, bu yazışmaların içeriği itibarıyla manevi tazminat haklarını saklı tuttuklarını hukukun temel prensibi olarak açık ve tartışmasız...

    .-… Ortak Girişimi Adi Ortaklığı ile … Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı arasında yapılan arsa karşılığı gelir paylaşımı sözleşmesine istinaden tamamlanan konutların …Gayrimenkul Geliştirme Kira ve Tic. A.Ş.'...

      CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma davasında protokolde velâyet, ev, ziynet, mal paylaşımı ve maddî-manevî tazminat, nafaka, taşınır taşınmaz malların paylaşımı hususunda anlaşmaya vardıklarını, davacının kötü niyetli olduğunu, haksız davanın reddini ve dayanaktan yoksun şekilde kötü niyetli olarak açılmış dava nedeniyle davacı aleyhine 5.000,00 TL disiplin para cezası verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 26.11.2018 tarihinde kesinleştiği, söz konusu kararda taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünün tarafların duruşmadaki beyanları doğrultusunda tasdikine karar verildiği, tarafların protokol kapsamında işbu davada dava konusu edilen taşınmazlar konusunda anlaştıkları, buna göre her üç taşınmazın maliyetlerinin ... tarafından karşılanması gerekçesi ile ...'...

        Davacılar, mirasbırakan...’ün mirasçıdan mal kaçırma amacıyla 629 ada 16 parsel sayılı taşınmazın intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini oğlu....’e satış suretiyle temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını, murisin taşınmaz mal satmaya ihtiyacının bulunmadığını, taşınmazın imar görerek 629 ada 34 nolu parselde ...’un 566/2400 pay sahibi olduğunu, taşınmazın paydaşlarından ...’un ortaklığın giderilmesi davası açtığını ve ..’un ölümü nedeniyle mirasçılarının davaya dahil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkise karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır. Davalılar, dava konusu taşınmazı muris ...'un bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını, mal kaçırılmadığını, bedel ödeme savunması kabul edilmese dahi murisin mirasçıları arasında mal paylaşımı yaptığı, davacılara da taşınmaz devri yapıp, kazandırmada bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

          Afyonkarahisar 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 21/12/2022 tarih ve 2022/825- 730 E-K sayılı kararıyla; Davacının talebinin mal paylaşımından kaynaklı maddi tazminat alacağına ilişkin olduğu, eşler arasındaki mal paylaşımı müessesesinin Aile Mahkemesinin görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir....

          CEVAP Davalılar ... ve ..., açılan davanın usulsüz ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında murisin sağlığında mal paylaşımı yapıldığını ve davacıların taşınmaz yerine nakit para istediklerinden 40.000,00’er TL para karşılığında mal paylaşımını kabul ettiklerini, bu paranın büyük çoğunluğunun kendileri tarafından karşılanması nedeniyle kendilerine paylaşımda daha fazla taşınmaz verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. III....

            sadece müvekkili açısından satış ve devir işlemini geçerli saymanın hukuken mümkün olmadığını, yerel mahkeme kararında " davalı şirket adına kayıtlı olan parsellerin şirkete tüm erkek çocuklarının eşit oranda hisse sahibi olduğu anlaşılmakla murisin davacı yönünden mal kaçırma kast ve iradesi bulunmadığı aksine davacı ve tüm oğulları arasında eşit şekilde mal paylaşımı yaptığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir" demek sureti ile müvekkilinin de ortağı olduğu şirkete devri ve satışın yapılmasını, mal kaçırma kastı olarak değerlendirmemiş olduğunu, şirkete devri erkek çocuklar arasında eşit paylaşım olarak değerlendirdiğini, halbuki şirketin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu, şirketin mal varlığının tasarruf hakları farklı bir hukuka sahip olduğunu, şirket ortağı şirketin gayrimenkul dahil mal varlığını kendi mal varlığı gibi değerlendiremeyeceğini, dolayısı ile muris tarafından şirkete yapılan devri veya satışı, müvekkiline yapılmış gibi değerlendirmenin ve...

            Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 01/11/2016 günlü, E:2016/6341, K:2016/8144 sayılı kararıyla; 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 18. maddesinin (e) bendinde; taşınmaz mal satımına karar vermenin belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında sayıldığı ve bu yetkinin devrine ilişkin bir düzenlemeye açıkça yer verilmediği mülkiyeti davalı belediyeye ait olan ve 1/1000 ölçekli imar planında "gölet, spor, turizm ve rekreasyon" alanında kalan, … ada, … sayılı parsellerde imar hakkı kullanılarak yapılacak taşınmazların, Rekreasyon ve Dere Islahı Projesi kapsamında, hasılat paylaşımı yöntemiyle satılmasına belediye meclisince karar verilip, belediye başkanına ise sadece bu hususta protokol imzalama yetkisi tanınmış ise de; imar planında kamusal hizmete ayrılı parsellerde yapılması düşünülen taşınmazların neler olduğu belirtilmeksizin ve protokol imzalama konusunda verilen yetkinin sınır ve kapsamı açıkça ortaya konulmaksızın tesis edilen dava konusu işlemin, belediye meclisine ait olan taşınmaz...

              Davalı asil, temyiz dilekçesinde, eşi olan müdahil ile aralarındaki boşanma ve mal paylaşımı davası nedeniyle ondan mal kaçırmak için eldeki davayı açtırdığını ve davayı kabul ettiğini ancak asli müdahil ile anlaşmalarına rağmen davacıların davadan feragat etmeyerek davacılar tarafından aldatıldığını, iradesinin fesada uğratıldını ve kabulün gerçek iradeyi yansıtmadığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur. Hemen belirtilmelidir ki; davalının davayı kabul etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur (6100 sayılı HMK. nun 311. maddesi). Bu nedenle mahkeme henüz kabul nedeniyle davanın kabulüne karar vermemiş olsa bile davalı kabulden dönemez ( rücu edemez); kabulü ile bağlıdır . Ancak, kabulle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsad eden bir nedenle malül olduğu kanıtlanırsa (6100 sayılı HMK. nun 311. maddesi) , doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur....

                UYAP Entegrasyonu