Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayetin süresinde olduğu, davacının ailesi ile birlikte her iki taşınmazı birlikte ikamet olarak kullandığını beyan etmiş ise de sadece bir taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasına dayalı olarak şikayette bulunulması mümkün olup davacı tarafça meskeniyet iddiası yönünden seçimin 126 ada 18 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden kullanıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporun denetime yeterli ve elverişli olmasına, şikayetçinin ekonomik ve sosyal durumu göz önüne alındığında şikayete konu 126 ada 18 parselde bulunan evin bedelinin şikayetçi borçlunun haline uygun bir ev alabilmesi için gerekli paradan daha az olup haline münasip olduğu, taşınmazlar üzerinde bulunan ipoteklerin zorunlu olarak konulan ipotek olduğu haczedilmezlik şikayetinin engel teşkil etmediği, davacının İİK 82/4 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması, geçimini...

    Borçlunun başvurusu, İİK'nun 82/1-4. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun bu maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazına 19/11/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. Borçlu vekilinin 26.03.2015 tarihinde vekaletnamesini icra dosyasına sunarak dosyadan talepte bulunduğu, dilekçede icra müdürünün imzası ve tarihin bulunduğu, haczedilmezlik şikayetinin 20.05.2015 tarihinde yapıldığı, bu durumda 26.03.2015 tarihi itibariyle borçlu vekilinin haczi öğrendiği kabul edilmesi gerektiğinden, haczedilmezlik şikayetine öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreden sonra başvurulduğu açıktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, kredi sözleşmesi alacağı nedeni ile haczedilen maaşın haczedilmezlik iddiasına ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Başvuru bu hali ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 82/1- 4. bendinde; ''Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin..." haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin, 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında; ''Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır'' hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için haczin dayanağını teşkil eden borcun haczedilmezlik iddiasına konu edilen eşya bedelinden doğmamış olması gerekir....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4. maddesi uyarınca maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir....

        Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan haczedilmezlik şikayetine konu davanın hukuki yarar şartından yoksun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

        Tüm dosya kapsamına göre; İİK 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun veya borçlunun eşi tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine öncelikle İİK 106- 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Somut olayda; maişet şikayete konu taşınmaza 25/08/2021 tarihinde haciz konulduğu, dava tarihi itibariyle açılan davanın süresinde olduğu, ancak dava devam ederken alacaklı vekili tarafından bir yıllık süresi içinde satış talep edilmediğinden dairemiz inceleme tarihi itibariyle haczin düştüğü, şikayetinin konusuz kaldığı, şikayet edenin haczin kaldırılması istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır....

        Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır. Somut olayda borçlunun, şikayet dilekçesinde 109 nolu parselde bulunan taşınmaz yönünden meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece yapılan keşif üzerine alınan 08/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise; ''...her ne kadar 109 nolu parselde bulunan taşınmaza dava açılmış olsa da keşif mahallinde davacının göstermiş olduğu yapıların 63 nolu parselde bulunduğu, 63 parsel numaralı taşınmazın krokisi ve pafta örneğinin zemine aynen uyduğu, davaya konu taşınmazın 63 parsel nolu taşınmaz olduğu...'' yönünde görüş belirtilerek 63 nolu parselde bulunan taşınmaz yönünden rapor düzenlenmiş olduğu ancak mahkemece 109 nolu parselde bulunan taşınmaz yönünden hüküm kurulduğu görülmektedir....

          Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....

            UYAP Entegrasyonu