Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı şirketin Malatya ili, Doğanşehir ilçe hudutları içerisinde bulunan ER:… erişim numaralı II (b) grubu maden sahası için davalı idareye yapmış olduğu maden arama ruhsatı talebinin reddine dair … tarih … sayılı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir....

    Grup maden arama ruhsatı verilmesi talebiyle davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair 25/10/2016 tarihli işlemin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararında; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının maden arama ruhsatı almak amacıyla başvuruda bulunduğu sahanın daha önceden terk edilmiş alanlardan olduğu, mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu alana ilişkin maden arama ruhsatı verilmesinin, saha ile ilgili olarak yapılacak ihale sonucunda mümkün olacağı, davacıya isteği doğrultusunda doğrudan, ihale yapılmaksızın maden arama ruhsatı verilmesinin mevzuat hükümleri gereğince mümkün olmadığı, bu nedenle davacının maden arama ruhsatı verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Burada öncelikle arama ruhsatı ve işletme ruhsatı tanımları ve her iki ruhsatın sahibine tanıdığı yetkilerin ne olduğu hususu üzerinde durulması gerekecektir.3213 sayılı Maden Kanununun 5177 sayılı Kanunla değişik 3. maddesindeki ifadeye göre arama ruhsatı, “belirli bir alanda maden arama faaliyetlerinde bulunulabilmesi için verilen yetki belgesidir”. İşletme ruhsatı ise “işletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesi”ni ifade eder. Bu iki aşamadan sonra da işletme ruhsatı sahibine bir madenin işletmeye alınabilmesi için işletme izni verilir. Görülüyor ki, arama ruhsatı sahibi bu ruhsatla bir sahada sadece maden arama yetkisini kazanır. Arama ruhsatı, işletme faaliyetlerini yürütebilme yetkisi tanımadığından davacının zararı işletme ruhsatının verildiği 08.06.2007 tarihinden başlayacaktır. Dolayısıyla bilirkişilerce zarara esas alınan tarihin davacıya arama ruhsatının devredildiği tarih olan 28.12.2006 tarihi olarak kabulü doğru olmamıştır....

        CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı T4 cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz ve görevsiz yerde açıldığını, maden hakkını devir sözleşmesi ile rödovans sözleşmesinin birbirinden farklı iki sözleşme olduğunu, maden ruhsatı devri sözleşmelerinin sıkı şekil şartlarına bağlı olan sebep sonuçları bakımından hukuki olarak her anlamda rödovans sözleşmesinden tamamen ayrılan bir sözleşme olduğunu, maden ruhsatı devri için yapılan ön sözleşmede ayrıca yetkili yargı organı belirlenmediği için ve dava konu sözleşme ivazlı olup, davacıya bir miktar para alacağı borcu yüklediği için TBK. 89. madde kapsamında sözleşmenin ifa yerine (Maden ve Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü/Ankara) göre atfen HMK madde 10 kapsamında Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağını, yine her iki tacir tarafın ticari işinden doğan ve konusu gereği ticari bir iş olan maden ruhsatı devrinden doğan uyuşmazlıklar için Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğunu, maden ruhsatı devrinden doğan uyuşmazlıklar için Ankara...

        CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı T4 cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz ve görevsiz yerde açıldığını, maden hakkını devir sözleşmesi ile rödovans sözleşmesinin birbirinden farklı iki sözleşme olduğunu, maden ruhsatı devri sözleşmelerinin sıkı şekil şartlarına bağlı olan sebep sonuçları bakımından hukuki olarak her anlamda rödovans sözleşmesinden tamamen ayrılan bir sözleşme olduğunu, maden ruhsatı devri için yapılan ön sözleşmede ayrıca yetkili yargı organı belirlenmediği için ve dava konu sözleşme ivazlı olup, davacıya bir miktar para alacağı borcu yüklediği için TBK. 89. madde kapsamında sözleşmenin ifa yerine (Maden ve Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü/Ankara) göre atfen HMK madde 10 kapsamında Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağını, yine her iki tacir tarafın ticari işinden doğan ve konusu gereği ticari bir iş olan maden ruhsatı devrinden doğan uyuşmazlıklar için Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğunu, maden ruhsatı devrinden doğan uyuşmazlıklar için Ankara...

        Davacı vekilleri ayrı ayrı verdikleri temyiz dilekçelerinde yerinde olmadığını öne sürdükleri mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedirler. 2886 sayılı Yasanın 75.maddesinde, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden, aynı yasanın 9.maddesinde belirtilen yerlerden sorulmak suretiyle 13.maddede gösterilen komisyonca takdir ve tesbit edilecek ecrimisilin isteneceği hükme bağlanmıştır. 3213 sayılı Maden Yasasının 3.maddesindey se; arama ruhsatı, belirli bir alanda maden arama faaliyetlerinde bulunulabilmesi için verilen yetki belgesi olarak tanımlanmıştır. Yukarıda belirtilen yasa hükümlerine göre arama ruhsatı sahası içerisindeki madencilik faaliyetlerinin 2886 sayılı Yasada sözü edilen anlamda "fuzuli işgal" olarak nitelendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Dosyanın incelenmesinden davacı şirketin arama ruhsatı sahibi olduğu anlaşılmaktadır....

          Somut olayda; ... ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak borçlunun maden işletme ruhsatı ve işletmenin tamamına haciz konduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun talebi ruhsat üzerine haciz konulamayacağına ilişkin olup, ruhsatla ilgili Maden Kanunu'nun 40. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece istemin reddi yerine yazılı gerekçelerle haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Maden Kanununda maden işletme ruhsatının haczedilemeyeceğine dair bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, aksine yukarıdaki yasa maddelerine göre, maden işletme ruhsatının devredilebileceği, ipotek edilebileceği, icra dairesince satışının yapılabileceği gözetildiğinde, işletme ruhsatı üzerine de haciz konulabilir. Ancak işletme hakkı ile bütünlük teşkil eden tesis, vasıta, alet ve malzemenin münferiden haczedilemeyeceği düzenlenmiştir. Somut olayda haczedilen menkullerin işçilerin ve madenlerin nakli için kullanıldığı iddia edilmektedir.Bu durumda mahkemece Maden Kanunu'nun 40. maddesi nazara alınarak Maden İşletme Ruhsatı getirtilip haczedilen menkullerin işletme hakkı ile bir bütünlük arzedip etmediği ve münferiden haczedilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

              Köyü sınırları içerisinde davacı şirketin uhdesinde bulunan IV.grup maden arama ruhsat sahası için ilk olarak 26/08/2005 tarihinden geçerli olmak üzere 3 yıl süreli arama ruhsatı düzenlendiği, belirtilen ruhsatın 30/11/2006 tarihinde davacı şirkete devredildiği, arama ruhsatı sahibi olan davacı şirketin 25/08/2010 günlü dilekçesiyle alanda IV. grup feldispat madeni için işletme ruhsatı ve izni verilmesi talebinde bulunduğu, bu talep üzerine maden arama sahasında yapılan inceleme sonucunda 3 ayrı yerden numune alındığı ve numuneler üzerinde yapılan analiz neticesinde Na2O+K2O oranının Yönetmelikte yer alan IV. grup feldispat madeni için öngörülen oranı sağlayamadığının tespit edildiğinden bahisle davacı şirketin talebinin dava konusu işlem ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

                Davacı taraf "maden ruhsatı ile işletmekte olduğu Hazineye ait Manisa İli, Akhisar İlçesi, Akçeşme Köyü 390 Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki maden sahasına davalının tarla açarak ve bina yaparak el attığını" iddia etmektedir. Davalı taraf ise "390 Parselin davacının maden işletme ruhsatına dahil sahada bulunmadığını, aksine kendisinin Hazineye ecrimisil ödeyerek bu taşınmazın zilyedi olduğunu" savunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının maden ruhsatı ile işletmekte olduğu sahaya davalının herhangi bir el atması bulunup bulunmadığı hakkındadır. İlk derece mahkemesince; yapılan keşif bilirkişi incelemesi sonucunda, "davacı şirketin 390 Parsel ile ilgili maden işletme ruhsatı bulunması nedeniyle bu parselin zilyedi olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalının ise bu parsel ile ilgili Hazineye ecrimisil ödemesinin zilyet olduğu anlamına gelmeyeceği ve dava konusu taşınmaza kısmen el attığı" gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne kabul verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu