Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazı görerek satın aldığından ve taşınmazda meydana gelen hasarların gizli ayıp niteliğinde olmadığından kullanım nedeni ile sonradan çıkan hasarlardanda sorumlu tutulamayacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taşınmazı satın alıp kullanmaya başladıktan sonra taşınmazda imalatdan kaynaklanan ayıplar nedeniyle dairede rutubetlenmeler oluştuğunu, dava konusu dairede tespit yaptırıp, ihtara rağmen ayıp giderilmediğinden kendisinin yaptırdığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Tespit sonucunda alınan bilirkişi raporunda ayıpların gizli ayıp mı yoksa kullanımdan kaynaklandığı hususunda herhangi açıklama bulunulmadığı gibi, Mahkemece bu hususun açıklığı kavuşturulması yönünden herhangi bir araştırma yapılmayarak kullanımdanmı kaynaklandığından bahis ile davanın reddine karar verilmiş ise de tespit bilirkişisi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir....
Davalı vekili, dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacının kullanma talimatnamesine aykırı davranmasından dolayı zararın meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda; dava konusu yağ çözücü kimyasal solvent ürünü ayıplı olup, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 9.658,44 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olduğu iddia edilen mallar nedeni ile ayıplı malların bedelinin ve ayıplı malların kullanılmasından kaynaklanan zararın tahsili isteminden ibarettir. Uyuşmazlık, satışa konu malların ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktalarında toplanmaktadır....
/karşı davacının "karşı dava dilekçesinde verilen projede oluşan aksamalar nedeniyle ticari hayatının tehlikeye girdiği" iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunamayacağını, ayrıca ------ manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu, bu nedenlerle karşı davacının hukuki mesnetten yoksun haksız ve yersiz maddi, manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, davalının taşınmazda bir takım eksik işler yaptığı, ortak alanlardaki eksik işler sebebiyle tapudaki payı oranında talepte bulunulabileceği ve bağımsız bölüm ile ortak alanlardaki eksik işler nedeniyle toplam 1.682-TL maddi zararının bulunduğu ve davalının manevi tazminata sebep olacak bir haksız fiilinin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 1.682,00-TL eksik iş bedelinin ıslah tarihi olan 20/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, cihazların ayıplı olmadığını, arızaların cihaz seçiminden ve hatalı montajdan kaynaklandığını, taraflar arasındaki alışverişin “TL” üzerinden yapılmış olduğundan “USD” talep edilmesinin yerinde olmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacı arsa sahibi, kendisine bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümlerde ayıp ve eksiklikler bulunduğunu bildirerek davalı aleyhine icra takibine girişmiş ve eldeki davayı açmıştır. Bir tanımlama yapmak gerekirse eserdeki ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Ayıbın bir ayırımı da açık-gizli ayıp olarak yapılmaktadır....
Plakalı aracın klima arızası nedeniyle defalarca davalı servise tamir amaçlı bırakılması, ancak arızanın giderilememesi nedeniyle açılan maddi manevi tazminat talebidir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır....
Gerek tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu gerekse mahkemece alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen ayıpların imalattan kaynaklı olduğu, gizli ayıp olduğu, kullanım nedeniyle zamanla ortaya çıktığı, ayıpların kullanımdan kaynaklanmadığı ayrıntılı şekilde belirtildiğinden davalının bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Davacı arsa sahibi, taşınmazda ayıpların ortaya çıkması üzerine, tespit dosyası ile ayıpları tespit ettirmiş olup, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunu davalı yükleniciye tebliğ ettirmiş, ayrıca ihtarname ile ayıp ihbarında bulunmuştur. Buna göre süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Eser sözleşmeleri TBK'nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenmiş olup, ayıp halinde iş sahibinin hakları 475. Maddede gösterilmiştir. Maddeye göre iş sahibi ayıp nedeniyle ayıbın ücretsiz giderilmesini veya ayıbın giderilmesi bedelini talep edebilecektir....
a davacı tarafından satıldığı, arızasının 18/02/2021 tarihinde fark edilmesinden sonra yetkili servise başvurulduğu, aracın 22/02/2021 tarihli servis faturasının davacı adına düzenlendiği, davacının 08/03/2021 tarihli ihtarname ile ayıp nedeniyle taleplerini dile getirdiği görülmüş olup, arızanın fark edilmesinden sonra yetkili servise başvuru dahi ayıp ihbarı niteliğinde olduğundan (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 04.04.2019 tarihli 2017/4068 E., 2019/2268 K. sayılı emsal kararı), arızaların kullanım kaynaklı olmadığı ve gizli ayıp mahiyetinde bulunduğunun teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiği, buna göre satılan malda gizli ayıp bulunduğu, davalının TBK'nun 219 maddesi kapsamında ayıptan sorumlu olduğu, davacının TBK'nun 227 maddesinde bahsi geçen tazminat isteme hakkını kullandığı, aracın ayıplı olması sebebi ile davacının bu hakkını kullanmakta haklı olduğu, satıcının bilmediği ayıplardan sorumlu olması (TBK m. 219) dikkate alındığında, aracın motorunun aracın en önemli aksamı olduğu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı TOKİ sıraevlerdeki taşınmazı 06.09.2007 tarihinde teslim aldığını, konutun mantolama ve boyasındaki hatalı imalat nedeniyle sıvada çatlamalar ve dökülmeler oluştuğunu belirterek taşınmazdaki gizli ayıp nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş; ıslah dilekçesiyle talebini 2.870,00 TL olarak artırmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir....