Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Manevi tazminat istenilebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı olması gerekir. Davacı fesihte belirtilen davranış nedeniyle kendisine hakaret edildiğini ve manevi yönden yıprandığını ileri sürmüş ise de, bu sözler kullanılarak iş sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle sözleşmede belirtilen cezai şart tazminatına hak kazanmıştır. Ancak fesih nedeni olarak gösterilen ve soyut kalan davranışların davacının kişilik haklarına saldırı boyutunda olduğu yönündeki değerlendirme isabetli değildir. İşvereninin davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ispatlamamıştır. Bu durumda manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, trafik kazası sonucu oluşan maddi hasar ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi tazminat istemine ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine .... gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına basın yoluyla saldırı nedeniyle manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacının temyiz istemi yönünden, Davacı vekili dava dilekçesinde, beş ayrı yayında kişilik haklarına saldırı bulunduğundan bahisle toplam .... TL manevi tazminat isteminde bulunmuş olup, her bir yayın için istediği miktarları ayrı ayrı belirtmediğine göre, toplam .......

        Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Mahkemece davalı erkeğin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı dava sebebiyle tarafların bir araya gelemedikleri, bu durumda davalı erkeğin kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

          Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Dosya kapsamından, davacının manevi tazminat isteminin malvarlığında oluşan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu eylem, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan da değildir. Manevi zararın koşullarını düzenleyen BK'nun 49. (TBK.58) maddesine göre eşya zararı; kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            İl Sağlık Müdürlüğüne, ....Valiliğine ve sağlık sektöründe saygınlığa haiz olan ve etkili olduklarını düşündükleri ....na gönderdikleri isimsiz ve imzasız mektupların iftira niteliğinde olduğunu, bu nedenle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalılar, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bağlayıcı delil niteliğinde olmasa da, davalıların davacı ... ’un başhemşire yardımcısı olarak görevlendirilmesinden rahatsızlık duydukları ve ceza davasına konu mektupları ilgili birimlere göndermiş oldukları, mektupların gönderildikleri tarihte davacıların evli oldukları ve aynı hastanede çalıştıkları, gönderilen mektupların içerikleri incelendiğinde, davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle, manevi tazminata yönelik istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

              Davacı, Olay Aktif Gazetesi'nin 04/05/2009 tarihli nüshasında yayınlanan ve davalı ... tarafından kaleme alınan "Doktorların Meşhur Bıçak Parası" başlıklı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar, yazıda kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını, görünür gerçeğe uygun ve basın özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yazının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu haberin yayınlandığı tarihte yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesi hükmüne göre; basın yoluyla işlenen haksız eylemlerden dolayı istenen maddi ve manevi zararlardan eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi müştereken ve müteselsilen sorumludur. Yazı İşleri Müdürüne husumet yöneltilemez. Eldeki davada, haksız eylemin işlendiği gazete künyesindeki açıklamaya göre davalı ...'...

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve 58. maddeleri kapsamında, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme eylemine dayalı açılan manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 49 ve TBK 58. maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; Kişilik haklarına saldırının bulunması, saldırının hukuka aykırı olması, kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....

                Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Erkek tarafından açılan ve ve reddedilerek kesinleşen davada, erkek aleyhine yüklenen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek niteliktedir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır....

                  Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 58.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının, adına tahakkuk ettirilen elektrik faturası ve bu fatura borcu nedeniyle elektriklerinin kesilmesi sonucu maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmakta ise de; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, yapılan işlemlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığ ve davacı yönünden manevi tazminat istem koşullarının eldeki dava bakımından oluşmadığı ve davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle, manevi tazminata dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu