WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma kararının 19.02.2013 tarihinde kesinleşmiş bulunması nedeniyle, davacının maddi tazminat isteğinin Türk Medeni Kanununun 174/1. madde kapsamından çıkmış bulunduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Boşanmaya sebep olan olaylar kusursuz veya az kusurlu tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde ise, manevi tazminatı gerektirir....

    nin 05-06-07-08 Temmuz 2014 tarihli başlıklı yayınlarında sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyan ederek, uğramış olduğu manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, talebin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir....

      "İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/11/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Davacı, davalının hırsızlık iddiasıyla hakkında haksız şikayette bulunduğunu, bu nedenle yargılandığını, bilirkişi incelemesi ve dava dışı kişinin hırsızlık eylemini ikrar etmesine rağmen, davalının suçlamalarını sürdürdüğünü iddia ederek maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının eylemlerinin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu değerlendirilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için boşanmaya sebep olan olayların tazminat talep eden tarafın, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmasının gerektiği (TMK m. 174/2), tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca terk sebebiyle boşanmalarına karar verildiğine göre, boşanmaya sebep olan olayın, usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen, davalı eşin haklı bir sebep bulunmaksızın ortak konuta ve aile birliğine dönmemesi olduğu, gerçekleşen bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturmadığının anlaşılmasına göre, davacının aşağıdaki...

            Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Tanıkların, davacı kadının, davalı erkek tarafından evden kovulduğuna ilişkin beyanları duyuma dayalı olup, hükme esas alınamaz. Birlik görevlerini yerine getirmekten kaçınan davalı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Davalının, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemesi boşanma nedeni olup, ayrıca davacı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Davalıdan kaynaklanan ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıyan başkaca bir kusurlu davranışın varlığı da kanıtlanamamıştır. O halde, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir....

              Davacı, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yardımcı doçent olarak görev yaptığını, Malatya Yeşilyurt Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan bir davaya hukuki mütalaa verdiğini, sözkonusu mütalaa nedeniyle davalı avukatın Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı'na başvurarak şikayet adı altında hakaretlerde bulunduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı tarafından verilen dilekçelerde bulunan hakaret içerikli sözler nedeniyle, davacının kişilik hakları ağır surette ihlal edildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir....

                Mahkemece; her iki tarafın da sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tarafların bu ihlallerinin hukuka aykırı olduğu ve kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir. Asıl dava ve birleşen dava TMK’nın 174/2. maddesine dayanılarak açılan ve sadakat yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre mahkemece yapılan yargılama sonucunda, tarafların eşit kusurlu oldukları ve anılan hüküm gözetildiğinde eşit kusur halinde tarafların birbirlerinden maddi veya manevi tazminat talep edemeyecekleri anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davaların tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir....

                  (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda, her ne kadar mahkemece davacının manevi zarara uğradığı kabul edilmiş ise de, bu durumun MK'nın 24 ve BK'nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir....

                    i ve köylüleri bu adam kışkırtmaktadır... Aklı sıra gözdağı vererek mutlaka onun talebine uygun rapor düzenlettirecektir...Böyle bir çekingenliğimiz yoktur" şeklindeki ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu bildirerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı cevabında, akıl hocası olarak davacıyı kastetmediğini, zaten kendisini tanımadığını, kastettiği kişilerin köylüleri yanlış olarak yönlendirmeye çalışan orman idaresinde çalışan veya oradan emekli olmuş mühendisler olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece dava konusu dilekçede davacının kastedildiği ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu yönünde kesin ve inandırıcı kanaat gelmediği gerekçesiyle istem reddedilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu