"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 03/02/2015 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, internet sitelerindeki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/05/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalının "şarlatanlık" ve "şizofrenik psikoz delili" ifadelerinin hukuka aykırı olduğunu, kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu, davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir....
Davalılar, dava konusu edilen yazının eleştiri sınırları içinde ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçesi ile istemin reddini savunmuşlardır. Mahkemece; yazıda davacının kişilik haklarına zarar verildiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu yazı bir bütün olarak incelendiğinde; yazıda ....Yardımcısı olarak görev yapan davacının kredi verilmesi ile ilgili eylem ve işlemlerinin eleştirildiği, yazılanların ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, yazının davacıyı aşağılama ve küçültme kastıyla yazılmadığı, eleştiri sınırlarının aşılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı söz konusu değildir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları doğru görülmemiş ve kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece boşanma sebebi olarak gösterilen olaylar, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi, toplanan delillerden; davacıdan kaynaklanan, davalının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı da kanıtlanmamış ve Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmamıştır. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılık, tek başına manevi tazminatı gerektirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/09/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayanmaktadır. Hukukumuzda kişilik haklarını tanımı yapılmamış ve bu hakkın hangi değerleri kapsadığı da açıklanmamıştır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 49. Maddesidir. Genel bir nitelik taşıyan Borçlar Kanununun 49. maddesi ile kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesini düzenlemektedir. Hukukumuzda kişilik haklarını tanımı yapılmamış ve bu hakkın hangi değerleri kapsadığı da açıklanmamıştır. Böyle kişilik haklarının diğer bir anlatımla şahsiyet haklarının nelerden ibaret olduğunun belirlenmesi ve sınırının çizilmesi uygulamaya yani yargıya bırakılmıştır. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda kişisel değerlerin; fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri olarak belirlendiği, kişinin toplum içindeki mesleki kimliği şeref ve haysiyeti, özgürlüğü vücut ve ruh bütünlüğü ve sağlığı, ırk din ve vatandaşlık gibi bağları kapsadığı kabul edilmektedir....
Her iki davada da davalıya yüklenen kusurlu davranışlar, aynı zamanda davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Mahkeme, davalı aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmederken, davalının her iki davadaki kusurlu davranışlarını birlikte hükme esas almıştır. Mahkemenin davalı aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmetmesi doğrudur. Bu sebeplerle, yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, yazılı şekilde bozulması gerektiği yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
Dava konusu yayın içeriği bütün halinde değerlendirildiğinde; her ne kadar verilen haberde maddi gerçeklik mevcut değilse de, ...çatısı altındaki bir siyasi partinin milletvekili ile davacının komşu olacağı şeklindeki haberin davacının şahsi haklarına zarar vermeyeceği, habere konu edilen yerde bir kısım yüksek bürokratlar için kontenjan ayrıldığı hususundaki yaygın haber ve kanaat gözetildiğinde verilen haberde güncellik, kamu yararı, özle biçim arasındaki denge ve görünürdeki gerçekliğe uygunluk şartlarının mevcut olduğu, bu kapsamda yayının basın özgürlüğü kapsamında kaleme alındığı, davalı yararına hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği ve davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı, davalı ile duygusal birliktelik yaşadıklarını, birkaç kez ayrılıp barıştıklarını, davalının kendisini rahatsız etmesi nedeniyle cep telefonundan uyarı mesajı çektiğini, davalının karşılık olarak kendisine hakaret, sövgü ve tehdit içeren mesajlar çektiğini, şikayetçi olması üzerine jandarmada verdiği ifadesinde de tekrar hakaretlerde bulunduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; kişilik haklarına saldırı nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....