"İçtihat Metni" Davacı ... vekili... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 11/12/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, tarihli nüshasında yer alan “ başlıklı haberin gerçek dışı olduğunu, kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi- manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili; 04/05/2009 tarihinde davacının görevli polis memuru olarak trafik kontrolü yaptığını, davalının sevk ve idaresinde olan aracı durdurduğunu ve davalıya belgesiz araç kullanmaktan işlem yapması üzerine davalının Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak davacıyı rüşvet istemek ve hakaret suçlarından şikayet ettiğini, davalının bu eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde iftira suçundan yargılanıp mahkum olduğunu bildirerek, davalının haksız şikayeti nedeniyle ceza mahkemesinde yapılan yargılamayı takip etmek için yol ve konaklama masrafı yaptığını bildirerek maddi ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat. Mahkemece, davalının iftira suçundan mahkum olması esas alınarak şikayet sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle, maddi tazminat yönünden dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerle ortaya konulan zarar makul görülerek maddi tazminat istemi kabul edilmiş; manevi tazminat istemi ise kısmen kabul edilmiştir....
Mahkemece; davalı erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesi ile kadının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; yerel mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin, davacı kadının hastanede tedavi gördüğü dönemde bir eş olarak davacı ile ilgilenmemesinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kadın yararına manevi tazminatın (TMK md.174/2) koşulları oluşmuştur. Hal böyle iken; kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile kadının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Kişilik hakları, hukuki bir işlemle ya da haksız bir fiil ile saldırıya uğrayabileceği gibi, sözleşmenin ihlali (borca aykırılık) dolayısıyla da ihlal edilebilir. Öyle ki, 6098 sayılı TBK'nun 114/2. maddesi delaletiyle sözleşmeye aykırılık halinde de aynı kanunun 58. maddesinin uygulanacağı duraksamasızdır. Kişinin onuru, saygınlığı gibi kişilik haklarını oluşturan değerlere saldırı halinde manevi bir zarar yani kişilik hak ve değerlerinde irade dışında gerçekleşen bir eksilmenin oluştuğunun kabulü gerekir. Nitekim, Türk ve karşılaştırmalı hukuk öğretisinde de, sözleşmenin ihlalinin (borca aykırılığın), kişilik haklarına saldırı oluşturması halinde, manevi tazminatı gerektireceği kabul edilmiştir. Ancak manevi tazminat isteminde bulunmak için, bir manevi zararın doğması şarttır. Bunun için, kişilik haklarına saldırı sonucunda kişinin ruhsal çöküntüye uğraması, elem ve üzüntü duyması gibi durumlarla karşılaşması gerekir....
Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davada ise kişilik haklarına saldırı bulunmadığından manevi tazminat isteğinin reddine, 2,412,35 YTL. vekalet ücreti ve masrafların davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı-karşı davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı-karşı davacı karşı davasında, davacı-karşı davalının kendisi aleyhinde sarf ettiği sözler 2007/3848 -8250 ve ithamlardan dolayı kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Kişisel yararları zarara uğrayan bir kimsenin manevi tazminat isteyebilmesi için işlenen eylem yönünden bu zararın doğmuş olması gerekir....
Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, BK m. 42, 43, 44, 49) dikkate alınarak davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :11.06.2014 NUMARASI :Esas no:2013/722 Karar no:2014/568 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın eş tarafından, ziynet alacağı, nafaka miktarları ve reddedilen manevi tazminat yönünden; davalı erkek eş tarafından ise boşanma davası ve fer'ileri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının maddi tazminat isteğinin Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında olduğunun anlaşılmasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, davalıya yüklenen ve boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlar, kadın eşin kişilik haklarına saldırı niteliğindedir....
, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının çok olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın eş yararına 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir....
Davacı, davalı tarafından çeşitli gazete ve televizyonlara gönderilen basın açıklamasında kendisi hakkında kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı olarak davacının yazılarında yer alan haksız eleştirilerine cevap verdiğini, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının açıklamasının davacının kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....