Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayanmaktadır. Hukukumuzda kişilik haklarını tanımı yapılmamış ve bu hakkın hangi değerleri kapsadığı da açıklanmamıştır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 49. Maddesidir. Genel bir nitelik taşıyan Borçlar Kanununun 49. maddesi ile kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesini düzenlemektedir. Hukukumuzda kişilik haklarını tanımı yapılmamış ve bu hakkın hangi değerleri kapsadığı da açıklanmamıştır. Böyle kişilik haklarının diğer bir anlatımla şahsiyet haklarının nelerden ibaret olduğunun belirlenmesi ve sınırının çizilmesi uygulamaya yani yargıya bırakılmıştır. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda kişisel değerlerin; fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri olarak belirlendiği, kişinin toplum içindeki mesleki kimliği şeref ve haysiyeti, özgürlüğü vücut ve ruh bütünlüğü ve sağlığı, ırk din ve vatandaşlık gibi bağları kapsadığı kabul edilmektedir....

    Dava konusu yayın içeriği bütün halinde değerlendirildiğinde; her ne kadar verilen haberde maddi gerçeklik mevcut değilse de, ...çatısı altındaki bir siyasi partinin milletvekili ile davacının komşu olacağı şeklindeki haberin davacının şahsi haklarına zarar vermeyeceği, habere konu edilen yerde bir kısım yüksek bürokratlar için kontenjan ayrıldığı hususundaki yaygın haber ve kanaat gözetildiğinde verilen haberde güncellik, kamu yararı, özle biçim arasındaki denge ve görünürdeki gerçekliğe uygunluk şartlarının mevcut olduğu, bu kapsamda yayının basın özgürlüğü kapsamında kaleme alındığı, davalı yararına hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği ve davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

      nin 05-06-07-08 Temmuz 2014 tarihli başlıklı yayınlarında sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyan ederek, uğramış olduğu manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, talebin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar yerinde objektif olarak gösterilmelidir....

        "İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/11/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Her iki davada da davalıya yüklenen kusurlu davranışlar, aynı zamanda davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Mahkeme, davalı aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmederken, davalının her iki davadaki kusurlu davranışlarını birlikte hükme esas almıştır. Mahkemenin davalı aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmetmesi doğrudur. Bu sebeplerle, yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, yazılı şekilde bozulması gerektiği yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma kararının 19.02.2013 tarihinde kesinleşmiş bulunması nedeniyle, davacının maddi tazminat isteğinin Türk Medeni Kanununun 174/1. madde kapsamından çıkmış bulunduğunun anlaşılmış bulunmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Boşanmaya sebep olan olaylar kusursuz veya az kusurlu tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde ise, manevi tazminatı gerektirir....

              i ve köylüleri bu adam kışkırtmaktadır... Aklı sıra gözdağı vererek mutlaka onun talebine uygun rapor düzenlettirecektir...Böyle bir çekingenliğimiz yoktur" şeklindeki ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu bildirerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı cevabında, akıl hocası olarak davacıyı kastetmediğini, zaten kendisini tanımadığını, kastettiği kişilerin köylüleri yanlış olarak yönlendirmeye çalışan orman idaresinde çalışan veya oradan emekli olmuş mühendisler olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece dava konusu dilekçede davacının kastedildiği ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu yönünde kesin ve inandırıcı kanaat gelmediği gerekçesiyle istem reddedilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için boşanmaya sebep olan olayların tazminat talep eden tarafın, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmasının gerektiği (TMK m. 174/2), tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca terk sebebiyle boşanmalarına karar verildiğine göre, boşanmaya sebep olan olayın, usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen, davalı eşin haklı bir sebep bulunmaksızın ortak konuta ve aile birliğine dönmemesi olduğu, gerçekleşen bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturmadığının anlaşılmasına göre, davacının aşağıdaki...

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ...Turizm İşletmeleri A.Ş. ve diğerleri vekili Avukat Avukat ... tarafından, davalılar Beyaz İletişim A.Ş.(...) ve ... aleyhine 21/08/2014 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat ve hükmün yayınlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

                    Davacı, davalının hırsızlık iddiasıyla hakkında haksız şikayette bulunduğunu, bu nedenle yargılandığını, bilirkişi incelemesi ve dava dışı kişinin hırsızlık eylemini ikrar etmesine rağmen, davalının suçlamalarını sürdürdüğünü iddia ederek maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının eylemlerinin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu değerlendirilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır....

                      UYAP Entegrasyonu