Davacı, borcu bulunmadığı halde davalı tarafından hakkında icra takibi ve haciz işlemleri yapıldığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, takibe konu çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının belirlendiği, icra takiplerinin iptaline karar verildiği, davalı tarafından bu çeklere dayalı olarak iki kez ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı, davacı ile aralarındaki borç ilişkisi nedeniyle ve birden çok çeke dayalı olarak icra takibinde bulunmuştur. Dava, haksız haciz iddiasına dayanmakladır. Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde de mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Buradaki sorumluluk ise, kusura dayanmamaktadır. Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerek ve yeterlidir....
çok az olmasına rağmen müvekkili şirketin beş büyük aracına haciz işleminin gerçekleştiğini, söz konusu haciz işlemi ve takip nedeniyle müvekkilinin kredilerinin banka tarafından sorgulandığını ve şirketin ticari itibarının sarsıldığını ileri sürerek haksız icra takibi ve haciz işlemi nedeniyle 10.000,00.TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
San. ve Tic. A.Ş. aleyhine 18/06/2015 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 09/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız icra takibi ve haciz nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın haciz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılmadığı gerekçesi ile zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, davalıya vermiş olduğu çek ve senete dair davalı tarafından 02/05/2007 tarihinde taahhütname verildiğini, davalının buna rağmen icra takibi yaparak dükkanında bulunan malların haczedilmesine ve satılmasına neden olduğunu belirterek ödemiş olduğu bedelin istirdatını, haczedilip satılan mallarının gerçek değerinin tahsilini ve bu olanlar nedeni ile uğramış olduğu manevi zararının tahsili ile kötüniyet tazminatına hülmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda haczedilen malların gerçek değerinin davalıdan tahsiline, davacının diğer maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
P.. aleyhine 26/03/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, haksız icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir....
Davacı taraf ayrıca, dava konusu edilen borcun tahsili için yürütülen icra takibi dolayısı ile manevi olarak gördüğü zarar için tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının manevi tazminat talebini haklı kılacak ve kendisi için etkili sonuçlar doğurmuş bir iddia ileri sürmemiş ve dolayısı ile manevi olarak uğradığı zararı ispat edememiştir. Bu nedenle davacı tarafın yerinde görülmeyen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, davanın kabulüne, ... 17 icra müdürlüğünün 2013/6484 takip sayılı dosyada davalının vaki itirazının iptali ile takibin asıl alacak 52.685,00 TL üzerinden devamına, Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin dosya kapsamına göre reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 22.10.2012 tarihli vekaletname ile davalının vekili olarak açtığı soruşturma dosyaları, icra ceza dosyaları, değişik iş dosyasında koruma talebi, boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka davasını takip ederken 18.03.2013 tarihinde haksız olarak azledildiğini, vekalet alacağının tahsili için icra takibi başlattığını ileri sürerek ıslah dilekçesiyle 52.685,00 TL üzerinden itirazın iptali talebiyle bu davayı açmıştır...
K..Ş.. aleyhine 04/04/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı bankaya borçlu olmadığı halde banka tarafından K.. 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1545 esas sayılı takip dosyasında hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle maaşına haciz konulduğunu belirterek, haksız haciz işlemi nedeni ile uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davacının ilk aşamada kredi kullanan C.. Ö.....
Davalı vekili, davacının müvekkili bankanın ipotek borçlusu olup ilamsız takibin de bu nedenle yapıldığını düşünerek takibe itiraz etmediğini, ilamsız takibin sehven yapıldığı anlaşılır anlaşılmaz da davacı yönünden takibin durdurulduğunu, davacının herhangi bir manevi zarara uğramadığını, yine mahkemece davacının maddi tazminat talebinin de reddedildiğini, mahkemece reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine ve davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının manevi tazminat ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 72/5 maddesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....
Davacı vekili, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi sırasında dosya borcunun 15.04.2011 tarihinde haricen ödenmesine ve davalı tarafından ödemeye ilişkin olarak imzalı belge verilmesine karşın, davalının kötü niyetle icra takip işlemlerine devam ederek davacının evinde haciz yaptırdığını ve bir kısım ev eşyalarını muhafaza altına aldırdığını, alacağını tüm ferileriyle birlikte tahsil eden davalının yaptırdığı bu haciz işleminin haksız eylem niteliğinde olduğunu, ailesine karşı mahcup olan davacının çevresine karşı da saygınlığının zedelendiğini ileri sürerek, icra takibi nedeniyle davacının borçlu bulunmadığının tespiti ile davalıdan % 40 oranındaki tazminatın ve haksız haciz nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....