Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, davacının delil listesinde göstermediği faturaların esas alınarak hesap yapılamayacağını, kaldı ki davacıya ait haksız haczin söz konusu olmadığını, yine davacıya ait araçların teslim tarihinden sonraki 1 yıllık ortalama gelire göre hesap yapılmasının da doğru olmadığını, ayrıca manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacının, davalıdan maddi ve manevi tazminat istemesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız haciz nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....

(Kendi adına asaleten ...ve ...'ye velayeten) vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 26/02/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 28/11/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kasten öldürme nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, murisleri İsmail Veske’nin davalıların ortak eylemleri ile öldürüldüğünü, murisin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

    Dava; Haksız haciz sebebiyle maddi, manevi tazminat ve istirdat istemine ilişkindir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK'nın 341/2 madde hükmü gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 5.390,00 TL'ye çıkartılmıştır. Bu durumda, davacının istinaf talebine konu reddedilen miktar 5.000,00 TL olup, miktar itibariyle kesin karar olduğundan, verilen karara karşı yasa yolu kapalı bulunmaktadır. Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Haksız icra takibi veya hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'...

      Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/06/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazları yönünden; Davacı; davalının haksız icra takibi ve hacizleri nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlarının karşılanmasını istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

        Bu durumda davalının davacı hakkında icra takibi yapmakta haklı olmadığı, buna bağlı olarak yapılan haciz vs. takip işlemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, haksız haciz işlemlerinden ötürü ticari itibarının sarsıldığı kuşkusuz olan davacının BK'nın 49. maddesi uyarınca manevi tazminat talebinde bulunması için yasal koşulların oluştuğu, yargı kararı ile haksız ve hukuka aykırı icra takibinden ötürü davalı bankanın manevi tazminattan kusura dayanan sorumluluk ilkeleri dairesinde sorumluluğu bulunduğunun kabulü gerekir. Şu halde, yerel mahkemece davacı lehine uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

            Davacı, davalı tarafından aleyhine İcra Müdürlüğü'nün 2004/9213 ve 2004/9473 sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, açtığı menfi tespit davası sonucu icra takipleri nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine dair verilen kararın onanarak kesinleştiğini, icra takibi nedeniyle iş yerindeki ticari mallarının ve aracının haczedilerek satıldığını, iştigal konusu ticari malları temin edemediğini, davalının haksız haczi nedeniyle iş yapamaz duruma düştüğünü ve ticari itibarının zedelendiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararının ödetilmesini istemiştir. Mahkemece, itibar edilen 28/04/2014 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacı şirketin 2005-2006-2007 yılları bilanço ve gelir tablolarına yansıyan olumsuzluklarda davalı tarafından başlatılan haksız icra ve haciz işlemlerinin %60 etkisinin olduğu kabul edilerek hesaplanan 15.044,70 TL kazanç kaybına hükmedilmiştir....

              Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili hakkında başlatılan ilamsız icra takibi sırasında alacak tahsil edilmesine rağmen, takip sırasında “taksit teminatı” adı altında alınan muhtelif meblağ ve tarihli bonolara dayanılarak başlatılan takiplerde davacının tüm mal varlığına haciz konulması nedeni ile yapılan ikinci takip ve haczin haksız olduğunu belirterek, istirdat ve maddi, manevi zararların tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; istirdata konu alacaklar açısından davanın kabulüne, maddi ve manevi tazminat istemleri açısından ise haksız haciz nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zararlar davacı tarafça somutlaştırılmamış ve kanıtlanamamış olduğundan, ayrıca ......

                Davacı, davalı şirket tarafından oğlu ... aleyhine İcra Müdürlüğünün 2009/9777 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip borçlusu ...'ın oturmadığı müvekkiline ait eve hacze gelinerek müvekkiline ait eşyaların haksız yere haczedilerek muhafaza altına alınıp yediemine teslim edildiğini, bunun üzerine İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1291 esas, 2011/820 karar sayılı dosyası ile açtıkları istihkak davasının kabulüne kesin olarak karar verildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirket, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin, aynı zamanda mernis adresi olduğunu ve haczin bu adreste icra edildiğini, haksız olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan haciz işleminin haksız olduğu benimsenerek istem kısmen kabul edilmiştir....

                  taşınmazları ve posta çeki hesabı üzerine haciz konulduğu ve maaş haczi uygulandığı, davalı bankanın icra takibi başlatmasında haksız ve ağır kusurlu olduğu, haciz kararının infaza konulduğu, fiili bir haciz yapılmasa dahi davacınının araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulmasının ve bunun iş ve yaşam çevresinde duyulmasının onun kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğu, manevi tazminatı gerektirdiği, haksız takip ve haczin haksız fiil niteliğinde olduğu, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğu, bu maddi zararın da icra hukuku anlamında asıl alacağın %20'sinden aşağı olmayacak şekilde belirlenen kötüniyet tazminatını kapsadığı anlaşıldığından, asıl alacak tutarının %20'si olarak hesaplanan 115.195,20TL maddi tazminatın icra takip tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının uğramış olduğu manevi zarar göz önüne alınarak 10.000,00TL manevi tazminatin icra takip...

                  UYAP Entegrasyonu