Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2005/4813-4814-4815-4816 E. sayılı dosyalarında vekâlet ücreti alacağından dolayı icra takibi başlattığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararı 6. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2016 tarihli ve 2012/557 E., 2016/235 K. sayılı kararı ile; Konya 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin kararı ile davacı hakkında gerçekleştirilen icra ve muhafaza işlemlerinin haksız haciz niteliğinde olduğunun doğrulandığı, Yargıtay içtihatlarına göre haksız icra takibi ve haksız haciz işlemlerinin haksız eylem niteliğinde olduğunun benimsendiği, davacının maddi zarara uğradığının bilirkişi raporlarınca sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.000TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, 3.000TL manevi tazminatın ise haciz tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı 7....

    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,kötüniyet tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalının kendisi hakkında haksız icra takibi başlatarak evinde haciz yaptırması nedeniyle manevi zarara uğradığını öne sürerek 3.500TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, davalı, kötüniyetli olmadıklarını 2010/10404-2011/940 savunmuştur. Mahkemece şartları oluşmadığı gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Dava konusu icra takibi nedeniyle davacının konutunda 20.2.2008 tarihinde bir kısım menkul malın haczedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

      İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; yerel mahkemece yetki ve zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, haksız icra takibi ve haksız haciz işlemi bulunmadığını, yerel mahkemenin mevcut kabule göre kurduğu hükmün infazda tereddüte yol açtığını, yerel mahkemece 1.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine şeklinde karar verildiği ancak olay tarihinin ne olduğunun hüküm yerinde gösterilmediğini, manevi tazminat tutarının manevi zararı giderme amacına uygun olmadığını, ayrıca manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız icra takibi nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....

      Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm her iki tarafça da temyiz edilmiştir.Davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak Borçlar Kanununun 49. maddesi gereğince “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini dava edebilir.”Yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacı kat malikinin diğer kat malikleri ile birlikte, takip konusu aidat borcunu ödediği ve bu konuda her hangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla da, davacı aleyhine yapılan icra takibinin haksız olduğu anlaşılmıştır.Haksız icra takibi ve haksız haciz yapılması işlemleri sorumluluk hukuku ilke ve kuralları gereğince haksız eylem niteliğin de olup, maddi ve manevi tazminatı gerektirdiği kabul edilmektedir. Haksız haczin, takibin kişilik hakkına saldırı oluşturduğu da belirgindir....

        Dolayısıyla da, davacı aleyhine yapılan icra takibinin haksız olduğu anlaşılmıştır.Haksız icra takibi ve haksız haciz yapılması işlemleri sorumluluk hukuku ilke ve kuralları gereğince haksız eylem niteliğin de olup, maddi ve manevi tazminatı gerektirdiği kabul edilmektedir. Haksız haczin, takibin kişilik hakkına saldırı oluşturduğu da belirgindir. Somut olayda, her ne kadar, davacının evinde haciz işlemi yapılmamış ise de, bu amaç ile eve gelinmiş olması dahi, davacının kişilik hakkına bir saldırı oluşturmaktadır, davacıda üzüntü meydana getirmek için yeterli bir durumdur....

          İcra Müdürlüğü’nün 2013/11109 E. sayılı dosyası ile ikinci bir icra takibi başlattığını, bu takibe de aynı gerekçeyle itirazda bulunduklarını; davalının, haksız ve mükerrer olarak yaptığı takipler neticesinde, kendisinin avukatlık vekalet ücreti, kırtasiye, yol, tebligat ve sair gibi masrafları olduğunu, ayrıca üst üste icra takiplerine muhatap olması nedeniyle sosyal itibarının zedelendiğini ve kişilik haklarının zarar gördüğü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, tazminat talebine dayanak yapılan olayda hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının zarara uğramasının da söz konusu olmadığını, haksız fiilin koşullarının oluşmadığını; kendilerinin, yapılan icra takipleri nedeniyle kusurlu olarak görülemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir....

            İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; haksız icra takibi ve haksız haciz yapılması işlemleri sorumluluk hukuku ilke ve kuralları gereğince haksız eylem niteliğin de olup, maddi ve manevi tazminatı gerektirdiği kabul edildiğini, kira borcu ödenmediği gerekçesi ile takip başlatılıp, davacının ticari faaliyeti engellenmiş, işçilerinin maaşları ödenememiş, davacı maddi ve manevi anlamda zarara uğratıldığını, davalının basiretli tacir gibi davranmaması, kira bedelinin ödenip ödenmediğini usulünce tespit etmemesi nedeni ile yapılan haksız haciz davacının kişisel haklarına saldırı niteliğinde olduğunu, davalının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile 23.175,84 TL maddi 20.000,00 TL manevi tazminatın haksız haciz tarihinden yasal faiz ile tahsiline karar verilmiştir....

            Davacı, aralarındaki kira ilişkisi gereğince alınan teminat bonolarının haksız olarak takibe konulması nedeniyle mallarına haksız olarak el konulduğunu, takibin icra mahkemesince iptal edildiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini istemiştir. Davalı, davacıdan kira alacağı olduğunu, takibin iptal edilmesinden sonra davacı hakkında sulh hukuk mahkemesinde kira alacağı ve tahliye davası açtığını,takibin haksız olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, takibin ve haczin haksız olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre; ... 2....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, eski Telekom Bayii olduğunu, davalının 1867092656 internet hizmeti abonesi olduğu, borcun ödenmediği gerekçesiyle hakkında icra takibi yapıldığını belirterek 7500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 1600 TL manevi tazminata hükmedilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                tazminat isteminin reddine ilişkin karara yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Tarafların maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylemden ve icra dairesi görevlilerinin kusurundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu