Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetim A.Ş. tarafından devam edildiği, davaya konu icra takibinin hukuka aykırı olduğu ve davacıya yönelik haksız fiil teşkil ettiği, davacının sürdürülen icra takip işlemleri ve icra hukuk mahkemesinde görülen dava nedeniyle yol ve noter masrafı yapmak zorunda kaldığı ve icra hukuk mahkemesinde açılan dava nedeniyle serbest meslek makbuzu uyarınca vekiline 2.500,00-TL vekalet ücreti ödediği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davacının babası ...'ın davalı ...'...

    İcra Müdürlüğünün 2014/9989 esas sayılı dosyasında aleyhine icra takibi başlatıldığını, akabinde durumun telefon numarası benzerliğinden kaynaklandığının tespit edilmesi üzerine, takibin iptal edildiğini ancak ödeme emrinin işyerinin bulunduğu yerdeki muhtarlığa teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin ticari ve şahsi itibarının zarar gördüğünü belirterek, manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacının, haksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle manevi olarak zarar gördüğü gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının maddi tazminat talebine ilişkin hiçbir delil sunmadığından maddi tazminat isteminin reddine, haksız icra takibi nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve 1.500,00TL manevi tazminatın 18/01/2017 icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra takibinin sehven başlatıldığı anlaşılır anlaşılmaz icra takibinin geri alındığını, kötüniyetin bulunmadığını, davacının manevi zararını ispat edemediğini, kabul edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....

      Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile mahdut biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı avukatın müvekkilinden ele geçirdiği senedi, müvekkilinin hiçbir borcu bulunmamasına rağmen haksız ve kasıtlı olarak takibe koyduğunu, icra takibi nedeniyle ticari taksisinin yakalanıp bağlanması sonrası gelir kaybına uğradığını, haciz tehdidi altında 5.000TL ödeme durumunda kaldığını, ayrıca manevi olarak da zarar gördüğünü ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Tarafların tacir sıfatı bulunmamakta olup, davalının (iddia olunan) haksız takibi bono/kıymetli evrak üzerinden yapmış olması, davayı ticari dava niteliğine büründürmez. Buna göre dava, haksız icra takibi ve hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davaya bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

        Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın taraflar arasındaki davalar ve icra takibi nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacılar hakkında dava açılması veya takip yapılması haksız bir eylem olarak kabul edilemeyeceği, kişinin hukuk düzeni çerçevesinde adli ve idari yerlere başvurma hakkına sahip olduğu, davacıların maddi ve manevi tazminat talep etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          İcra Dairesi aracılığıyla talimat yoluyla yapılan haciz işleminde haczedilen menkullerin davacıya ait olduğu tespit edilerek hacizli malların iadesine karar verilmiştir. Haczin haksız olduğu anlaşıldığına göre davacının haksız haciz (el koyma) nedeniyle TBK daki genel hükümlere göre maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. Davacı açacağı maddi tazminat davası ile haksız haciz nedeniyle malvarlığında meydana gelen azalmanın tazmin edilmesini isteyebilir. Bunun için haczin haksız olduğunun tespiti yeterlidir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için ise haczin haksızlığı yanında failin ağır kusurlu ve kötüniyetli olmasıda şarttır. Somut olayda davacı açtığı istihkak davasında haklı çıkmış olmakla haczin haksız olduğu da anlaşılmıştır. Davacı haksız haciz nedeniyle yeddiemine 2.950 TL yeddiemin ücreti ödeyerek zarara uğramıştır. Zararın tazmin edilmesini istemekte hukuken haklıdır....

            Öte yandan, menfi tespit davasına konu olan kötüniyet tazminatı, icra hukukuna özgü götürü bir tazminat niteliğinde olup, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olması, genel hükümlere dayanılarak açılan, gerçek zararın tazminine yönelik davalar yönünden engel oluşturmamaktadır. Somut olayda davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edildiğine ve buna ilişkin karar kesinleştiğine göre; yapılan takibin haksız olduğu sübuta ermiştir. Yargıtay kararlarıyla haksız haciz/takip dosyalarında manevi tazminat için benimsenen kötüniyet koşulunun maddi tazminat için de aranması uygun değildir. Takibin haksız olduğunu ispatlayan davacının uğradığı maddi zararı dava etmesine ve kanıtlanması halinde gerçek zararının tazminine karar verilmesine engel bulunmamaktadır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı tarafın mirasın reddi kararını bilmesine rağmen icra ve haciz işlemelerine devam ederek davacının mağduriyetine sebep olduğu, davacının da hakkında icra takibi olduğunu bilmesine rağmen anılan kararı icra dairesine ibraz etmeyerek kusurlu davrandığı, her iki tarafın eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, icra takibinin sözleşmeden kaynaklandığı haksız fiil olmadığı gerekçesi ile de manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

              Davacı, borcundan dolayı davalı tarafından yapılan icra takibi sırasında veteriner kliniğinde haciz işlemi yapıldığını, mesleki olarak lüzumlu ve haczi caiz olmayan tibbi cihazların haczedilerek muhafaza altına alınması nedeniyle zarara uğradığını belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, alacağını tahsil için icra takibi yaptığını, davacının borcunu ödememesi üzerine işyerinde haciz uygulandığını, mahcuzların muhafaza altına alınması ve yediemin deposuna teslimi görevinin icra memurlarının görevinde olması nedeniyle kendisinin sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

                TL’nin ise ıslah tarihi olan 09/06/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı ve ailesinin haksız icra takibi ve haciz nedeniyle seyahatleri esnasında araçlarının bağlanarak tatillerini yapamayıp araçsız geri dönmek zorunda kalarak mağduriyete uğramış olmaları nedeniyle de takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın haksız icra takibi olan 09/11/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu