Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı satıcı tarafından, davacı alıcıya noter satış sözleşmesi ile satılan davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu, davalı satıcının ayıpları bilmese bile alıcıya karşı sorumlu bulunduğu, ayıpların satış sırasında bildirdiğine ilişkin ispat yükünün davalı satıcıda olduğu, ayıpların bildirildiğine ilişkin hususun tanıkla ispatının mümkün olmadığı, telefon mesajlarının davalı tarafından ve davacı tarafça kabul edilmediği ve karşı taraftan sadır olmadığından yazılı delil başlangıcı niteliğinde de bulunmadığı, davalının ayıpları bildirdiğini ispatlayamadığı, bu nedenle bilirkişi tarafından tespit edilen onarım bedeli ile değer kaybı bedelinden davalı satıcının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle; "Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 1- Araçta gizlenen ayıplardan ötürü davacının uğradığı 8.371,00 TL maddi zararın (değer kaybı) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine...

dan sonra olması nedeniyle ilgili mevzuat uyarınca model yılının..tarihi olduğu, ancak davalıya.. model olarak satıldığı, buna göre dava konusu traktörün ayıplı olduğu, traktörün .. modeli olmadığından davacıya diğer seçimlik haklarını kullanması noktasında yapılan ihtarat sonucu sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediğini bildirmişse de, model farkından kaynaklanan ayıp sebebiyle davacı alıcının zararının.. TL, dava konusu traktörün bedelinin ise..L olduğu, dolayısıyla sözleşmeden dönme hakkının kullanılması somut olay yönünden hak ve nefaset kurallarına uygun olmayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile satış bedelinden indirime gidilerek ..'...

    Dava, satın alınan otomobilin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkindir....

    Dava, davacının satın aldığı otomobilin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir....

    Bu itibarla; davacının sözleşmenin tarafı olan üretici şirkete karşı açtığı davada davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, satılandaki ayıp nedeniyle karar gerekçesinde belirtildiği üzere manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu talebin reddi de doğrudur. Ancak; satım sözleşmesinin tarafı olan davalı T3'un sorumlu olduğu bedelde indirim miktarı belirlenirken uygulanacak olan nispi metod yönteminde satılanın satış tarihindeki ayıplı değeri ile ayıpsız değerinin satış bedeline yansıma miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişinin rapor tarihindeki (güncel) ayıplı ve ayıpsız değeri satış bedeline oranladığı ve indirim bedelini hatalı hesapladığı görülmüştür....

    AŞ'nin ise, araç elinde iken aracın hasarlanmış olması ve bizzat kendisi tarafından tamir ettirilmiş olması karşısında her iki davalınında satış bedelinden müteselsil sorumlu olacağı nazara alınarak..." davanın maddi tazminat/aracın iadesi yönünden kabulüne, 106.212,52 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 34 XX 977 plakalı aracın da T3 Anonim Şirketi'ne iadesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ve davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Borusan ......

    KARAR Davacı, satın almış olduğu aracın kısa bir süre sonra arızalandığını, motorunun ve pek çok parçasının değiştirilmesine rağmen sorunun çözülemediğini, 06.12.2006 tarihinde yetkili servise başvurduğunda ise kötü yakıt kullanılması nedeniyle aracın arızalandığının bildirilerek ücret talep edildiğini, aracın halâ serviste olup tespit yaptırdığını, üretim hatası bulunduğunu ileri sürerek, ayıplı aracın aynı model ve tipte başka bir araçla değiştirilmesini veya satış bedeli olan 26.484,76 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini istemiş; ıslah dilekçesi ile de, satış bedeli yanında, haksız olarak tahsil edilen 4.509,38 TL tamir bedelinin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile, aracı kullanamadığı süreler için 4.200,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ve 80,41 TL ihtarname masrafının dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      satış bedelinin düşük gösterildiğini, 34 XX 477 plakalı aracın satımından sonra 09.10.2016 tarihinde arızalandığını bunun üzerine 10.09.2016 tarihinde BMW yetkili servisi EVO Otomobile çekici ile götürüldüğünü ve aracın fanının arızalı olduğunun bildirildiğini, aracın 07.10.2016 tarihinde aracın yetkili servisten teslim alındığını, yaşanan bu süreç boyunca maddi ve manevi zararlarının doğduğunu, 34 XX 477 plakalı aracın ayıplı olduğunun tespitinin, ayıplı aracın davalıya iadesi ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

      HD'nin 17/01/2010 gün ve 2016/15309 E.-2018/199 K. sayılı kararında ise özetle, "...Aracın davacıya satılmadan önce pert olduğu hususu sabittir. Davacının aracın pert olduğunu bildiği hususu yazılı bir delil ile ispat edilebilmiş değildir..." denilerek alıcının ayıbı bilerek ayıplı malı satın aldığına yönelik ispat yükümlülüğünün satıcıya ait olduğu ve alıcının aracın ayıplı olduğunu bilerek satın olduğu hususunun yazılı bir delil ile ispat edilmesi gerektiği belirtilmiştir....

      Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi kök ve ek raporu, ilçe hakem heyeti kararı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; ------ tarafından davacı tarafından dava dışı tüketiciye satılan akıllı saatin ayıplı olduğunun tespit edildiği ve ürün bedeli olan 670,40 TL'nin dava dışı tüketiciye ödenmesine karar verildiği, davacı tarafından sunulan ödeme belgesinden davacı tarafından dava dışı tüketiciye 04/12/2020 tarihinde 1.000,00 TL ödendiği, davanın davacı tarafından tüketiciye satılan ayıplı ürünün ithalatçısı olduğu ve rücu koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu