nün şirketleri kendi şahsi malı gibi gören şekilde hareket etmesi, diğer müdür ve ortakları yok sayar şekilde davranışları, eşini şirketlerin işlerine ve çalışanlarına müdahale etmesine izin vermesi, şirket ortaklarına, diğer müdüre ve çalışanlara hakaretleri, şirket çalışanlarını keyfi olarak işten çıkarma girişimleri, bunu sağlamak için fabrikaya- işyerine Jandarma çağırma gibi hareketleri, bu hususları müşterilere mesaj ve mailler ile yansıtarak şirketi kendisinin tek yetkili ve sahibi olduğu izlenimini vermeye çalışması suretiyle şirketlerin ticari üretim ve faaliyetlerini sekteye uğratma girişimlerinde bulunmakta olduğunu, bu nedenlerle müvekkilim ve diğer müdür ..., ortak ... tarafından Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esasa kayden ...'nün müdürlük yetki ve görevlerinin sonlanması için dava açıldığını, ortak müdür ...'de diğer müdür ... hakkında müdürlük yetkilerinin kaldırılması ve kayyım atanması talebi ile Bakırköy ... ATM ......
yapılmasının hatalı olduğunu, fiili durumda davacının müdür unvanına ve müdürlük pozisyonuna sahip olmaması nedeniyle taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu ve bu nedenle gerekçenin düzeltilmesi gerektiğini belirterek katılma yoluyla istinaf yoluna başvurmuştur....
nin şirket müdürü olarak seçilmesi, rekabet yasağı ve payların devri hakkındaki ana sözleşme değişikliğine dair kararların hukuka, Türk Ticaret Kanunu'nun emredici hükümlerine, kesinleşmiş Mahkeme kararına aykırılığı sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, ...’nin yeniden müdür seçilebileceği, alınan kararlarda toplantı ve karar yeter sayılarının sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; şirket genel kurul toplantısının %90 oranında hisse sahibinin katılımı ile başladığı, kararların oyçokluğuyla alındığı, ... rekabet yasağına aykırı eylemleri nedeniyle müdürlük yetkileri kaldırılmış ise de söz konusu aykırılık hallerinin ortadan kaldırılmış olduğu ve yeniden müdür seçilmesinin hukuka aykırı olmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....
Bu bakımdan, istişari düşünce istemi, İl özel idare müdürlüğü görevinden ayrılan bir kişinin, özel idarenin ortağı olduğu bir anonim bir şirketin genel müdürlük görevini yürütmesinin 2531 sayılı Kamu Görevle rinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun karşısında mümkün olup olmadığı hususuna ilişkin olarak incelendi. 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 2.maddesinde, 1.madde kapsamına giren yerlerdeki görevle rinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanların, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamayacakları, taahhüde giremiyecekleri, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacakları hükme bağlanmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Müvekkili T3 01.04.2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında % 73,60 paya sahip Hazine temsilcisi tarafından verilen önerge ile Yönetim Kurulu Başkanı ve altı Yönetim Kurulu Üyesi Hazine ve diğer tüm paydaşların oybirliği ile seçildiğini, akabinde ilk Yönetim Kurulu Toplantısında, yönetim kurulu üyelire arasından yeni genel müdür belirlendiğini, Hazine Müsteşarlığı ve diğer paydaşlar tarafından seçilen yeni T3 yönetiminin, Borsanın kuruluş kanunu olan 6362 Sayılı SPK ve ilgili mevzuat uyarnıca çıkarılan düzenlemeler ve alınan kararlar çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının, kıymetli madenler ve kıymetli taşların güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işlem görmesini sağlamak üzere Borsacılık faaliyetlerinin sürdürülmesinin yanı sıra, Borsayı daha ileriye götürecek yeni projeler üzerinde çalışmaya, dolayısıyla güncellenen hedefler ve iş stratejileri çerçevesinde hizmetine ihtiyaç duyulmayan personel ile iş ilişkilerinin...
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Müvekkili T3 01.04.2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında % 73,60 paya sahip Hazine temsilcisi tarafından verilen önerge ile Yönetim Kurulu Başkanı ve altı Yönetim Kurulu Üyesi Hazine ve diğer tüm paydaşların oybirliği ile seçildiğini, akabinde ilk Yönetim Kurulu Toplantısında, yönetim kurulu üyelire arasından yeni genel müdür belirlendiğini, Hazine Müsteşarlığı ve diğer paydaşlar tarafından seçilen yeni T3 yönetiminin, Borsanın kuruluş kanunu olan 6362 Sayılı SPK ve ilgili mevzuat uyarnıca çıkarılan düzenlemeler ve alınan kararlar çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının, kıymetli madenler ve kıymetli taşların güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işlem görmesini sağlamak üzere Borsacılık faaliyetlerinin sürdürülmesinin yanı sıra, Borsayı daha ileriye götürecek yeni projeler üzerinde çalışmaya, dolayısıyla güncellenen hedefler ve iş stratejileri çerçevesinde hizmetine ihtiyaç duyulmayan personel ile iş ilişkilerinin...
ve sosyal haklarının ödenmesini talep ettiklerini, davacının işten ayrılmadan önce genel müdür görevi nedeniyle aylık 24.974,83TL brüt maaş, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla da yaklaşık 4.669,92TL brüt huzur hakkı aldığını, kurum çalışan/yöneticisi olması nedeniyle dönemler halinde dağıtılan prim, araç tahsisi, sağlık sigortası, yemek vs diğer ekonomik, sosyal haklarından kaynaklanan alacağı bulunduğunu, davalı tarafından işe başlatılmaması nedeniyle bu dönem ile ilgili izin, kıdem ve ihbar tazminatından kaynaklanan alacakları bulunduğunu beyanla fazlaya ilişkin sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere davalarının kabulü ile şimdilik; 10.000,00TL genel müdür sıfatıyla ücret ve diğer mali ve sosyal hakların, 5.000,00TL Yönetim Kurulu üyeliği/başkanlığı nedeniyle huzur hakkı toplam 15.000,00TL nin davacının görevden alındığı 23.01.2017 tarihi ile göreve iade edilmesine karar verildiği 08.07.2018 tarihleri arasındaki mali ve sosyal haklarının faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline...
Esas sayılı dava dosyasında 23/02/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında işletmeci bilirkişi .... ile mali müşavir ... in yönetim kayyumu olarak atandıkları ve bu hususun 01/03/2017 tarihinde re'sen Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ve ilan edildiği görülmekle müdürlük görevinin bu tarihte sona erdiği görülmekle müdürlük görevinin 01/03/2017 tarihinde sona erdiğinin tespitine karar vermek gerekmiştir. Davalı ... yönünden ise davanın pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı tarafça müdürlük görevinin sona erdiği hususun tescil ve ilanının da talep ettiği görülmüş ise de; davacının, TTK’nın 34. ve 22. maddeleriyle düzenlenen sınırlayıcı hükümler çerçevesinde müdürlük görevinden istifasının ticaret siciline tescil ve ilanını isteyebilecek ilgililer arasında olmadığı görülmekle tescil ve ilan yönünden mahkememizce hüküm tesis edilmediğine," karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Mahkeme gerekçesinde de değinildiği üzere taraflar arasında imzalanan sorumlu müdür sözleşmesinde "...sorumlu müdürlük görevi, hiçbir şekilde işyeri, müessese veya işletme müdürlüğü anlamını ve bu görevlere ilişkin sorumlulukları kapsamaz..." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu açık hüküm gereği davacının söz konusu görev bakımından işçilik ücretine hak kazanacağı tartışmasızdır. Yargılamanın devamı sırasında aşamalarda davalı taraf vekili davacıya sorumlu müdürlük görevi verildikten sonra ücretinde artış meydana getirildiğini, davacının da bu durumu kabul ederek çalışmasını sürdürdüğünü savunmuştur....
görevinden istifa ettiğine dair yazı imzaladığını ve işveren yöneticilerine verdiğini, müdürlük görevinden istifa etmiş ise de devam eden iş sözleşmesi gereği okuldaki çalışmasına devam ettiğini, işveren yöneticilerinin dışlayıcı tavırları, yasal izinlerin kullanılmaması, yıllık izin ücretinin ödenmemesi ve 1475 sayılı yasanın 14/1 maddesinin (5) bendi (15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim) bendi gereğince işii bırakmak isteyen davacının SGK’dan gerekli belgeyi almak için müracaat ettiğinde zaten işten çıkarılmış olduğunu öğrendiğini, davacının işten çıkarılmadan önceki son 5 yıl içinde mazeret izinleri de dahil olmak üzere toplam en fazla 20- 22 gün civarı izin kullandığını, davacının 23 Nisan, 30 ağustos Zafer bayramı ve 1 Mayıs tatillerinin dışındaki tüm resmi tatil ve milli bayramlarda çalıştığını beyanla kıdem-ihbar tazminatı, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiz masraf ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....