Aksi halde müdürün şirkete karşı sorumluluğu sözkonusudur. Ticari Temsilci (müdür), her zaman sözleşmeyi yani müdürlük görevini tek taraflı olarak sona erdirebilir (6098 sayılı TBK 512 md.). Zira limited şirkette müdürlük zorunlu bir görev değildir. Müdürlerin istifaları, tek taraflı olarak görevden ayrılmayı ifade ettiği içindir ki istifanın kabulü için herhangi bir makamın, örneğin ortaklar kurulunun onay ve kabulü aranmaz. İstifa keyfiyetinin şirkete bildirilmesi ve ortaklar kurulunca bu konuda karar alınması, müdürün şirkete karşı sorumluluğu yönünden önem arz etmekte olup, bu gerekliliğin yerine getirilmemesi, tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğuran istifanın geçerliliğine etkili değildir. Başka bir anlatımla, müdürün şirket yöneticiliğinden istifasının tek taraflı ve şirkete ulaşmasıyla sonuç doğuran bir işlem olması nedeniyle, istifanın şirkete usulüne uygun tebliği ile geçerlilik kazanabileceği kuşkusuzdur....
İdare Mahkemesinin, Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesinin 20/03/2015 günlü, E:2015/13358, K:2015/877 sayılı bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararıyla; denetlemeden sorumlu nöbetçi müdürün polis memuru şoförü ile birlikte gitmiş olduğu denetleme yerinde davacı ile diğer polis memurunun uyuduklarına dair denetleme defterine şerh düştüğü, ancak denetim esnasında bu husus hakkında hiçbir tutanak düzenlemediği, denetim sonrasında nöbetçi müdürün tek başına düzenlediği rapor ile bu durumu müdüriyet makamına bildirmesi üzerine açılan disiplin soruşturmasında denetimi yapan müdürün ifadesinin alınmadığı, davacı ve davacıyla birlikte görev yapan diğer polis memurunun görev sırasında uyumadıklarını beyan ettikleri, nöbetçi müdürün şoförü olan polis memurunun ifadesinde ise kendisinin valilik dışında beklediğini ve polis memurlarının uyuyup uyumadıklarını görmediğini belirttiği; bu durumda, davacının görevi sırasında çevrede olup bitenin farkında olmayacak derecede uyku halinde olduğunun...
ödenmemesi vergi ve prim borçlarının çok aşırı olması, şirketin idari para cezasına maruz kalması ve bu gidişatın sonunda da ruhsatın iptalinin yüksek ihtimal olduğu göz önüne alındığında müdürün azli için haklı nedenlerin yargılama süresince şirketin denetimi ve yönetimi için herkesin uzlaştığı Av....
azlini talep edebileceği, bu davanın sadece müdüre karşı açılması gerekmekle davalı şirkete husumet düşmeyeceği, bu nedenle davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalı müdürün şirket kayıtlarını usulüne uygun tutmadığı, kayıtların düzenli olmadığı, şirketin herhangi bir mal ve hizmet almaksızın karşılıksız borçlandırıldığı, şirket paralarının davalı müdüre ait hesaptan işlem gördüğü, şirketin içinin boşaltıldığı, bu surette davalı müdürün müdürlük yetki ve görevini gereği gibi ve usulüne uygun yerine getirmediği, görevini ihmal edip kötüye kullandığı, kendi menfaatlerini şirket menfaatlerinin üzerinde tuttuğu, azil için haklı sebeplerin gerçekleştiği gerekçesiyle davalı şirketin 01.09.2010 tarihli 2010/6-7-8 nolu ortaklar kurulu kararlarının iptali davası yönünden davanın reddine, davalı ...'...
"Düzeltme ve cevabın yayımlanmaması" başlıklı 18. maddesi ise; "Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili, onmilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ağır para cezası, bölgesel süreli yayınlarda yirmimilyar liradan, yaygın süreli yayınlarda ellimilyar liradan az olamaz. Sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen ağır para cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili ile birlikte müteselsilen sorumludur. Düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması hallerinde hâkim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere, bu yazının tirajı yüzbinin üzerinde olan iki gazetede ilân şeklinde yayımlanmasına da karar verir." hükümlerini içermektedir....
ın davasından feragat ettiği, davanın tarafları gerçek kişilerin davalı şirketin ortakları bulundukları, davalı gerçek kişinin 29.03.2003 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olarak atandığı, bilirkişi raporunda bir takım işlerde davalı müdürün şirketi zarara uğratan işlemlerinin açıklandığı, basiretsiz davranışlarının tespit edildiği, davalı müdürün uzun yıllar ...'da yaşadığını, diğer davalıya ait işlemlerin yapılması için davacılar ile kız kardeşi davacı eşini vekil tayin ettiğini ve bunların yönetiminde zararın meydana geldiğini savunduğu, müdür davalının işleri geniş yetkili vekaletnamelerle birilerine devir etmesi, yönetim ve faaliyetleri denetlememesi, uzun süre şirket işleriyle ilgili bilgi almamasının bile salt ağır kusur teşkil edeceği, rapor içeriği de dikkate alındığında basiretsiz yönetim sergilediği, müdürlükten azil şartının oluştuğu gerekçesiyle davacı ...'...
Davalı şirket müdürünün görevini yürütürken TTK'nın 623. ve 626. maddelerine uygun davranmadığı iddiasına gelince; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı müdürün özen ve bağlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağı hükümlerini ihlali halinde azlinin talep edilebileceği, davalı ve davacının ortağı oldukları şirketin müdürlüğünü davalının yerine getirdiği, tarafların ortak olduğu şirketin ... markası adı altında faaliyet yürüttüğü, davalı müdürün ortağı olduğu dava dışı şirket dışında aynı iş kolunda ortağı olduğu şirketin genel kurulundan herhangi bir izin alınmadan ... ilinde şahıs şirketi kurmak suretiyle faaliyet yürüttüğü ve işlettiği, tarafların ortak olduğu şirketin bilirkişi raporuna göre ... ilinde üç ayrı şubesinin bulunduğu, bu hale göre davalı müdürün özen ve bağlılık yükümlülüğüne ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiği, bu durumun da davalı müdürün dava dışı şirketten azli için haklı sebep sayılacağı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince TTK'nın 630/...
Dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları ve yapılan yargılama karşısında; davacı işçinin, fesih nedeni olarak "bağlı olduğu müdüre karşı davranışlarının uygunsuz olması, Müdürün kendisini uyarmasına rağmen bu davranışlara devam etmesi, en nihayetinde konuşmak için Müdür tarafından çağrıldığında işten çıkarılacağını düşünerek aralarında gerçekleşen konuşmayı Müdürün haberi olmaksızın ses kaydına aldığının anlaşılması" gerekçesi ile fesih edildiğinin bildirildiği, dinlenen davalı tanıkları alınan beyanlarından bahsi geçen müdürün ( bizzat tanık olarak dinlenen )davacıya özel işlerini yaptırdığı; davacının şikayetçi olduğu, kendi aralarında konuşurken davacının müdürüne hitaben elinde ses kayıtları olduğunu beyan ettiği; kendisinin kızdığınıı davacınında kızdığınıı sizi mahkemeye vereceğim haklarımı alacağım şeklinde beyanda bulunduğunu; davacının kendilerine herhangi bir ses kaydı dinletmediğini, ses akydının var olup olmadığını bilmediğini beyan etmeleri karşısında davacının gizli olarak...
Madde 8- (1) İkinci müdür, müdürün yardımcısı olup müdür tarafından kendisine verilen işleri yürütür ve müdürün yokluğunda kendisine vekâlet eder. Birden fazla ikinci müdürün bulunması hâlinde, kimin vekâlet edeceği Cumhuriyet başsavcısının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. (2) İkinci müdürler arasındaki iş bölümü kurum müdürü tarafından yapılır ve kendilerine yazılı olarak tebliğ edilir. (3) Nöbet veya vardiya sırasında görevli ikinci müdür; kurum müdürü veya vekâlet eden diğer ikinci müdürün yokluğunda veya acil ve zorunlu hâllerde, kurum müdürünün yetkilerini kullanır. Şeklinde düzenlenmiştir. 5....
Ayrıca meydana gelen zararın müdürün kanuna ve esas sözleşmeye aykırı kusurlu davranışları, yani uygun illiyet bağı sonucu meydan gelmesi şarttır. Müdürün (organa) özgü genel sorumluluk hallerini düzenleyen, TTK m. 553, 6762 sayılı TTK m. 336 dan farklı olarak, ayrı ayrı hangi hallerin sorumluluk doğuracağını belirtmemiş, genel ve kapsayıcı bir şekilde müdürün kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlâl edip şirketin zarar görmesine sebep olmaları hallerine hasretmiştir. Maddede belirtilen kanun ifadesi, sadece TTK’nu değil, diğer kanunlardaki yükümlülükleri de kapsar şekilde anlaşılmalıdır. Madde anlamındaki yükümlülük, müdürün kanunlardaki veya esas sözleşmede bir görev veya yetki bağlamında öngörülen hususlardaki yapma ve yapmama zorunluluğunu ifade eder....