Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava TTK 644/1-a mad.göndermesiyle TTK 553 mad.gereğince Limited şirketteki müdürün sorumluluğu davasıdır. ......
nin suç tarihi itibariyle ilgi gazetede sorumlu müdürün bağlı bulunduğu yetkili konumundaki yayın danışmanı olarak görev yaptığı dosya içindeki gazete ekinden anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık ...'ın sorumlu müdür, sanık ...'nin sorumlu müdürün bağlı bulunduğu yetkili olarak görev yaptığı gazetede, 03.05.2013 tarihinde 18 yaşından küçük olan mağdur ...'ın fotoğrafının yayımlanması ve kimliğinin açıklanması eylemi nedeniyle .......
sanık olmadığı belirtildiğinden,bu hususun açıklığa kavuşturulması açısından, hastanenin suç tarihinde ortakları ile mesul müdürün kim-kimler olduğu bağlı bulunduğu Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden sorulması, yapılan işlemlerin ......
Davacı taraf, Sosyal Güvenlik Kurumunun 19/04/2017 tarihli yazısı ile 29/08/2016- 10/12/2016 tarihleri arasında davacının yurt dışında bulunması nedeniyle davalı kurumun 180.384,34 TL kesinti yaptığını, ancak eczaneye Emel Mutlu'nun mesul müdürü olarak atandığını ve mesul müdürün 29/08/2016 tarihinde göreve başladığını ileri sürerek yapılan kesintinin iadesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, mesul müdürün 29/08/2016 tarihinde göreve başladığı ancak bürokratik işlemlerin uzaması nedeniyle evrakların geç tanzim edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamında SGK'nun 19/04/2017 tarihli yazısı mevcuttur....
Noterliğinden müdüre muhataben çekilen 22.10.2020 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamenin içeriğinden münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürün suç oluşturan ve şirketi zarara uğratıcı fiilerine ilişkin müvekkilinin ortağa 7 gün içinde bilgi verilmesinin talep edilmiş olup müdürün, ihtarnameyi cevapsız bırakmak sureti ile müvekkil ortağın bilgi alma hakkını engellediğini, müvekkili tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılamadığını, davalının kâr etmesine rağmen, yetkili müdürün hukuka ve şirketin çıkarlarına aykırı davranışları sebebiyle işçilik, vergi ve kredi borçları ödemelerinin yapılmadığını, münferiden temsile yetkili müdürün, müvekkilinin bilgisi dışında ve rızası hilafına, şirket adına borçlanmış olduğundan müvekkilinin şirket borçlarını ödediğini, müdürün kendisine verilen talimatlara uymaması, ortaklara kasıtlı şekilde yanlış bilgi vermesinin, kâr payı dağıtımı yapmamasının, yetkililerini kötüye kullanmasının, doktrinde ortaklıktan çıkmak için haklı sebebe verilen...
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 03.01.2015- 11.04.2018 tarihleri arasında davalı işverenliğe ait işyerinde çalıştığını, çalıştığı sürece çok büyük baskılara maruz kaldığını, uygulanan psikolojik şiddetin hakaret noktasına vardığını, insan onuru ve gururunu zedeleyen noktalara ulaştığını, müvekkili davacının iş ile ilgili olmayan patronların şahsi işlerini yapmaya da zorlandığını, kendi işlerinin bu nedenlerle yetişmemesi üzerine ücretsiz fazla çalışma yaptığını, haftada 2 gün genel müdürün odasında toplantılar yapıldığını, genel müdürün bu toplantılarda müvekkili ve diğer çalışanlara iş etiği ve insan onuruna yakışmayan davranışlarda bulunduğunu, kendisi oturan genel müdürün müvekkili ve diğer çalışanları ayakta tutarak “hepiniz beni ayakta dinleyeceksiniz, hiç biriniz karşımda oturmaya layık değilsiniz, şimdi ağzımdan çıkanları tekrar edeceksiniz, işlerim bitmediği sürece mesaiye kalacağım” şeklinde herkese zorla bunları söylettiğini, genel müdürün müvekkiline kendi özel...
ve genel müdürün ... olduğu, 22/12/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu ve genel müdürün ... olarak atandığı, 19/09/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli Gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu ve genel müdürün ... olarak atandığı, 26/02/2014 tarih 8516 sayılı Gazeteye göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli Gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu, 01/04/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre şirket yönetim kurulu başkanının ..., üyenin ... olduğu ve diğer üyeliğe 10/02/2017 tarihine kadar davacı ...'nin seçildiği ve genel müdürün ... olduğu, seçilen yönetim kurulu üyelerinden ... ve ...'...
ve genel müdürün ... olduğu, 22/12/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli Gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu ve genel müdürün ... olarak atandığı, 19/09/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu ve genel müdürün ... olarak atandığı, 26/02/2014 tarih 8516 sayılı Gazeteye göre yönetim kurulu başkan ve üyelerinin 05/05/2010 tarihli Gazetede yer verilen isimlerle aynı olduğu, 01/04/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre şirket yönetim kurulu başkanının ..., üyenin ... olduğu ve diğer üyeliğe 10/02/2017 tarihine kadar davacı ...'nin seçildiği ve genel müdürün .. olduğu, seçilen yönetim kurulu üyelerinden ... ve ......
Azlık pay sahiplerinin mahkemeye müracaatla genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep edebilecek olmaları uzun yıllardır toplantı çağrısında bulunmayan davalı müdürün bu konudaki sorumluluğunu ve ağır kusurunu ortadan kaldırmaz. Aynı hususlar ortakların şirket yönetiminden bilgi alma haklarının sürekli ihlali halinde de söz konusudur. Şu halde, görevde bulunduğu 7 yıllık süreçte en temel vazifelerinden olan genel kurulun toplantıya çağrılması şeklindeki görevini yerine getirmeyen, bu husustaki özensizliği ve ihmali sürekli hale gelmiş davalı müdürün azline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre; şirket ortağına sadece şirketin çıkarlarına olmak kaydıyla şirketi temsile yetkili müdürün görevde iken kendi işlemlerine karşı dava açması beklenemeyeceğinden müdürün yapmış olduğu bu işlemlere karşı dava açma hakkının tanındığı, ancak somut olayda mahkeme kararıyla şirket müdürlerinin yetkisinin kaldırılarak yönetiminin kayyıma devredildiği, dava tarihi itibari ile kayyım halen görevde olduğundan davacının şirket adına şirket müdürünün yapmış olduğu işlemlere karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davacının dava konusu ettiği olayları kayyıma ihbar ederek kayyım tarafından dava açılmasını sağlanması gerektiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının ortağı bulunduğu ...'...