ın gerçekleştirilen hisse devrini şirket pay defterine kaydettirmediğini, gerekli tescil işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek davalı şirkette bulunan 42 hissenin müvekkiline devredildiğinin tespiti ile tescilini, bu olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle haksız olarak ödenen 42.000 TL'nin devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, yapılan hisse devrinin müvekkili açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının devir ve tescil için şirkete müracaat etmediğini, diğer davalının şirkette 42 değil, 33 adet hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin harici satışı kabul etmek zorunda olmadığını, yönetim kurulunun sebep göstermeden pay devrini reddedebileceğini, pay devri için ödenen bedelden şirketin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, hisselerin devri için ödenen miktarın davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Sayılı ilamında "...Dava, --- ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, geçerli bir hisse devri sözleşmesinin bulunduğu, pay defterine işlenme koşulu aramanın yersiz olduğu ve bu nedenle pay defterine kaydedilmemesinin geçerliliğe etkisinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 520. maddesine göre; limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için noterde sözleşme yapılması, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ve şirket pay defterine kaydedilmesi gerekir. Bunlardan birinin gerçekleşmemesi halinde geçerli bir pay devrinden bahsetmek mümkün değildir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/03/2012 tarih ve 2010/129-2012/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının murisi ...'ın 12.03.2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin Ünallar Dayanıklı İhtiyaç Maddeleri, Tekstil, Sanayi İç ve Dış Ticaret Pazarlama Ltd. Şti'nde 75 pay hisse sahibi iken, 18.01.2006 tarihinde 60 pay hissesini davacıdan mal kaçırmak amacıyla davalıya devrettiğini, davalının davacının erkek kardeşi ...'...
tamamen ticari ve gerçek bir satış olduğunu, bu sözleşme gereğince limited şirket paylarını satan ve alan taraflar düşen edimleri yerine getirdiğini ve pay devir sözleşmelerinin resmi şekle uyulmak ve şirket genel kurulunda onaylanmak suretiyle sözleşme taraflarının iradelerine uygun olarak hayata geçirildiğini, bu nedenle 3....
nde 01/03/2011 tarihinden itibaren %50 pay sahibi olduğunun tespitine, müvekkilinin davalı şirkette 01/03/2011 tarihinden itibaren %50 pay sahibi olduğu hususunun davalı şirket kayıtlarına ve ticaret siciline tesciline ve Ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
olmayıp pay defterinde kayıtlı olan ... ve...'...
olmayıp pay defterinde kayıtlı olan ... ve...'...
Hal böyle olunca, mahkemece, davacının şirkette temsil ve ilzama yetkisinin kalktığı tarihten pay devrinin ilan tarihine kadar tahakkuk eden prim borçlarından sorumluluğun varlığı bu çerçevede değerlendirilmeli, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, davacının limited şirkette hangi tarihlerde ne kadar paya sahip olduğu, alacağın şirketin mal varlığından tahsil imkanı bulunup bulunmadığı açıklıkla belirlendikten sonra, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi....
, sehven yazım yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarının esas olduğu, yapılan devir işlemi ve iradesi hisselerin tamamına yönelik olduğunun belli olduğu, davacının şirket ortaklığından çıkması yönünden karşılıklı iradenin oluştuğu ancak pay devrinin Genel Kurulda onaylanması gibi kurucu işlemler ile, yeni üyenin pay defterine kaydı ve pay devrinin Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı gibi müteakip işlemlerin yapılmadığı,anılan tarihler sonrası şirkete ait Genel Kurulların da yapılmadığı, şirkete ait ticari defter ve dayanağı kayıtların mahkememizce de celbedilmesine rağmen bu kayıtlara ulaşılamadığı, yapılan Limited Şirket hisse devrinin ticaret sicil kayıtlarına işlenmediği, pay defterindeki kayıtların da buna göre düzeltilip düzeltilmediğinin belli olmadığı, geçen süreye nazaran davalı şirkette muhatap bulunamadığı gibi dava ile yapılan tebligat üzerine de davaya cevap verilmediği, bu koşullarda davacı ...'...
den alınan ... tarihli bilirkişi raporunda özetle; davanın, tazminata ilişkin olduğu, taraflar arasında limited şirket hisse devrinin inançlı işlem olarak kabulü halinde bu hususun ispatlanması gerektiği, taraflar arasında limited şirket hisse devrinin satış işlemi olarak kabulü halinde kanuni koşullar çerçevesinde işlemin gerçekleşmediği, bu durumda pay devrinin gerçekleşmediği dolayısıyla sebepsiz zenginleşme yoluna başvurulabileceği bildirmiştir. Dava, taraflar arasında akdedilen pay devrine dair sözleşmeden kaynaklı tazminat davasıdır. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda davacı ile davalı kardeş oldukları ve her iki tarafında ... Makine Ve İnşaat Ltd. Şti. ile ... Tasarım Makine San. Tic. Ltd....