Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti’ne 2013 yılında yaptığı devir ve pay defterine tescili işleminin kesin hükümsüz/geçersizliğinin tespiti ile ticaret sicilindeki tescilin düzeltilerek müvekkili davalı şirkette %48’lik pay ile ortaklığının tespitine ve pay defterine tesciline, dava dışı birlik tarafından davalı şirkette bulunan hissesinin %48’lik payının 2010 yılında ... Ltd....

    tamamen ticari ve gerçek bir satış olduğunu, bu sözleşme gereğince limited şirket paylarını satan ve alan taraflar düşen edimleri yerine getirdiğini ve pay devir sözleşmelerinin resmi şekle uyulmak ve şirket genel kurulunda onaylanmak suretiyle sözleşme taraflarının iradelerine uygun olarak hayata geçirildiğini, bu nedenle 3....

      ın gerçekleştirilen hisse devrini şirket pay defterine kaydettirmediğini, gerekli tescil işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek davalı şirkette bulunan 42 hissenin müvekkiline devredildiğinin tespiti ile tescilini, bu olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle haksız olarak ödenen 42.000 TL'nin devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, yapılan hisse devrinin müvekkili açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının devir ve tescil için şirkete müracaat etmediğini, diğer davalının şirkette 42 değil, 33 adet hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin harici satışı kabul etmek zorunda olmadığını, yönetim kurulunun sebep göstermeden pay devrini reddedebileceğini, pay devri için ödenen bedelden şirketin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, hisselerin devri için ödenen miktarın davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        Hal böyle olunca, mahkemece, davacının şirkette temsil ve ilzama yetkisinin kalktığı tarihten pay devrinin ilan tarihine kadar tahakkuk eden prim borçlarından sorumluluğun varlığı bu çerçevede değerlendirilmeli, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, davacının limited şirkette hangi tarihlerde ne kadar paya sahip olduğu, alacağın şirketin mal varlığından tahsil imkanı bulunup bulunmadığı açıklıkla belirlendikten sonra, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          , sehven yazım yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarının esas olduğu, yapılan devir işlemi ve iradesi hisselerin tamamına yönelik olduğunun belli olduğu, davacının şirket ortaklığından çıkması yönünden karşılıklı iradenin oluştuğu ancak pay devrinin Genel Kurulda onaylanması gibi kurucu işlemler ile, yeni üyenin pay defterine kaydı ve pay devrinin Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı gibi müteakip işlemlerin yapılmadığı,anılan tarihler sonrası şirkete ait Genel Kurulların da yapılmadığı, şirkete ait ticari defter ve dayanağı kayıtların mahkememizce de celbedilmesine rağmen bu kayıtlara ulaşılamadığı, yapılan Limited Şirket hisse devrinin ticaret sicil kayıtlarına işlenmediği, pay defterindeki kayıtların da buna göre düzeltilip düzeltilmediğinin belli olmadığı, geçen süreye nazaran davalı şirkette muhatap bulunamadığı gibi dava ile yapılan tebligat üzerine de davaya cevap verilmediği, bu koşullarda davacı ...'...

            Dava, noterde düzenlenen limited şirket hisse devir sözleşmesi uyarınca şirket hisse devir ve müdür atama kararının tescil ve ilanı istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıların verilen kesin süreye rağmen devrin şirket pay defterine işlendiğine ilişkin belgeleri ibraz etmediği, mülga TTK’nın 520. maddesi uyarınca, şirket pay defterine işlenmeyen hisse devrinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin, şirket pay defterine işlenmeyen hisse devrinin geçerli bir devir olarak kabul edilemeyeceği şeklindeki gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

              Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/03/2012 tarih ve 2010/129-2012/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının murisi ...'ın 12.03.2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin Ünallar Dayanıklı İhtiyaç Maddeleri, Tekstil, Sanayi İç ve Dış Ticaret Pazarlama Ltd. Şti'nde 75 pay hisse sahibi iken, 18.01.2006 tarihinde 60 pay hissesini davacıdan mal kaçırmak amacıyla davalıya devrettiğini, davalının davacının erkek kardeşi ...'...

                olmayıp pay defterinde kayıtlı olan ... ve...'...

                  olmayıp pay defterinde kayıtlı olan ... ve...'...

                    a ait 21 adet olmak üzere toplam 51 adet 51.000,00.TL değerindeki hisseyi satın aldığını, ancak davacının hissesini devir aldığı Dört M Mühendislik İnşaat Ticaret Limited Şirketinin pay defterinin olmadığını öğrendiklerini, 17/02/2009 tarihli yoklama fişi ile de durumun tespit edildiğini, pay defterinin olmaması ve hisse devrinin pay defterine işlenmemiş olmasının hisse devrinin geçersizliğini gerektiği gibi Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayınlanmasına ve tesciline engel olduğunu, bu durumun Türk Ticaret Kanununun 520. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, hata ve hile ile hisse devrinin yapılmasına çalışıldığını, hissesi devir alınacak şirketin mali durumu hakkında yanlış ve yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, gerçek mali durumun saklandığını, müvekkiline şirketin ihale ile yüksek meblağlı işler aldığı belirtilmek suretiyle hataya düşmesine hile ile kandırılması sonucunu doğuracak bilgi ve belge sunularak hisse devrine ikna edildiğini ileri sürerek, hisse devrinin gerçekleşmediğini ve aynı...

                      UYAP Entegrasyonu