Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, bunun üzerine müvekkili tarafından geçmiş yıllara ait kar payı ödemesi ve hisse değeri alacağı dahil olmak üzere tüm alacağının karşılığı olarak icra takibi başlatıldığını belirtmiş, davalıların İzmir 19....

    Mahkemece; davacının kar payı alacağı talebinin kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen hüküm, davalı – karşı davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 23/05/2013 tarihli ve 2012/5965 E. 2013/9468 K. sayılı ilamıyla; asıl davada hüküm altına alınan kar payı alacağının fesih ve tasfiyeyi de kapsadığı, davalı-karşı davacının da ortaklığın tasfiyesini istediği, buna göre temyiz aşamasında yürürlüğe giren TBK'nun 639, 642, 643 ve 644. maddelerinin tasfiyede dikkate alınması, yönetici ortak olan davalıdan hesap istenmesi, ortaklığa ait malların tespit edilmesi, tayin olunacak görevli marifetiyle ortaklık mallarının satılması, varsa borçların ödenmesi, ortakların yaptığı masraflar ödendikten sonra geriye kalan kar veya zararın paylaştırılmasına karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur....

      Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinde emsal Yargıtay kararlarında yukarıda belirlenen bu usulün uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.İstanbul Anadolu 14.Ticaret Mahkemesinin 2013/226 Esas sayılı dosyasında ... Paz.A.Ş. ve ... aleyhine şirket ortaklığından kaynaklı kar payı istemi ile açtığı davada ,davacının hisselerini devrederek pay sahipliği sıfatını yitirdiği, bu sıfatın yitirilmesiyle kar payı hakkı gibi ortaklığa bağlı haklarında yitirildiği, davacının ortak olduğu döneme ilişkin kar payı talep etmesinin mümkün olduğu ancak TTK'nun 469/2 maddesi uyarınca şirket genel kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına ilişkin karar alınmadığı, bu sebeple davacının dava tarihi itibariyle geçmişe dönük kar payı talep etmesinin Türk Medeni kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesine dayalı davanın reddine ilişkin kararın temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin kararı ile onanarak daha sonra karar tashihi talebi reddedildiğinden kesinleştiği belirlenmiştir....

        Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi yönünden; Mahkemece verilen ilk hükümde tasfiye konusu şirketin sadece kar payı yönünden davalının %5 hissesi olduğu kabul edilerek belirlenen artık değer katılma alacağına hükmedilmiş, bu hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci hükümde ise; şirketin sermaye artışından kaynaklanan miktar yönünden ve kar payına ilişkin olarak da davalının %90 hissesi olduğu kabul edilerek belirlenen artık değere katılma alacağına hükmedilmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, şirket yönünden sadece kar payı yönünden katılma alacağı hesaplaması ve davalının hisse oranı yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davacı %10 hissesine düşen kar payının 2003-2010 dönemi için 2.681,30 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.681,30 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, limited şirket ortağının kar payı alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, Limited şirkette karın dağıtımına ilişkin kurallar, 6762 sayılı TTK'nın 533 ve devamı maddelerinde öngörülmüştür. TTK'nın 533. maddesi hükmüne göre, ortaklık sözleşmesinde aksine kural bulunmadıkça, ortaklar, sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri oranda, yıllık bilançoda gösterilen safi kardan pay alırlar. Bir sermaye ortaklığı sayılan limited ortaklıkta, çıkarılan ticari bilançoya göre saptanan kar dağıtılabilir....

            Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davacının dava dışı kardeşine verdiği vekaletnamede, davacı adına para tahsil etme yetkisi bulunmadığı, bu nedenle dava dışı kardeşe yapılan ödemenin davacıya yapılmış sayılamayacağı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının adi ortaklıktan alacağı olup olmadığı konusunda ortaklığa ait kayıtlar incelenerek yapılan bir değerlendirme olmadığı, bu durumda mahkemece idareci ortak olan davalıdan adi ortaklığa ait defter ve hesapları istenip tarafların anlaşıp anlaşamadığı yönler üzerinde durularak, anlaşamadıkları hallerde B.K. 538 ve sonraki maddeleri gözetilerek mahkemece ortaklığın bizzat tasfiyesi yoluna gidilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi üzerine yapılan yargılama sonunda, bilirkişi raporu ile davacının adi ortaklık nedeniyle 711.166,67 YTL kar payı alacağı olduğunun belirlendiği, davacının kar payı dışındaki taleplerinden vazgeçmesi nedeniyle davanın...

              Somut uyuşmazlık, ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından ortağı olduğu dava dışı limited şirketin TTK'nın 636. Maddesi hükmü uyarınca haklı nedenle feshi, mümkün olmaması halinde TTK'nın 638. Maddesi gereği ayrılma payı ödenerek şirket ortaklığından çıkma ve kar payı dağıtımı istemlerine ilişkindir....

                Fıkrası kapsamında davalı müdürlerin yönetim ve temsil hakkının kaldırılmasına, davalı şirketi yönetmek üzere re'sen yönetici kayyımı atanmasına, TTK'nın 553. Maddesinde düzenlenen yönetici sorumluluğu kapsamında tüm davalılardan müvekkilinin dağıtılmayan kar payı alacağı kapsamındaki zararı olan şimdilik 10.000,00 TL tazminatın, kar payının dağıtılması gereken tarihten itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 636/3. Maddesi gereği şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemleriyle açılan dava kapsamında TTK'nın 636/4....

                  Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; kar payının tahsili isteminde davalı diğer ortağa husumet düşmeyeceği, şirket ana sözleşmesinin 13. maddesi gereği kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılması kararının ortakların ittifakla vereceği, ancak kar payı dağıtılmasına ilişkin karar alınmadığı, kötü yönetim nedeni ile uğranılan zararın şirkete verilmesi talep edilmeyip davacının bu zararın kendisine verilmesini talep ettiği davalı şirket müdürü tarafından Fiba Sigorta Acentalık sözleşmesinin feshedilmesiyle şirketin kuruluş amacının gerçekleştirilmesine imkan kalmadığı, tarafların anlaşamadıkları, bu suretle şirketin feshinin gerektiği, şirketin tasfiye çalışmaları sırasında taraflar arasındaki alacak ve borç miktarlarının ve buna bağlı olarak ödenen sermaye miktarının tespit edilebileceği gerekçesiyle; Ayso Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi'nin fesih ve tasfiyesine, şirkete tasfiye memuru atanmasına, davacının kar payı, sermaye payına...

                    iyice ortaya koyduğunu, şirketin kötü yönetildiğini, şirket kaynaklarının usulsüz şekilde sarf edildiğini, Yargıtay kararları gereği ortağın iş yerine sokulmamasının, kilitlerin değiştirilmesinin şirket hesap ve belgelerinin gizlenmesinin şirketin feshi için haklı neden oluşturduğunu, müvekkilinin bilgi almasının ve inceleme hakkının sürekli engellendiğini, şirket genel kurul toplantısının yapılmamasının, şirket paralarının başka şirketlere veya kişilere kaydırılmasının, limited şirketlerde kişisel ilişkilerin güven ve ortak amaç doğrultusunda olması gerektiğini aksi halde haklı sebeplerin varlığı nedeniyle davalı şirketin feshi koşullarının oluştuğunu, tüm bu nedenlerle davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine ancak fesih yerine müvekkilinin ortaklıktan çıkma payının gerçek karşılığının müvekkiline ödenmesine ve müvekkilinin şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesinin mahkemenin takdirinde olduğundan bahisle şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep...

                    UYAP Entegrasyonu