WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 08.12.2021 NUMARASI: 2019/156 DAVA: Şirket Müdürünün Azli Taraflar arasındaki Şirket müdürünün azli davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; bilirkişiler tarafından mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile davalı şirket müdürünün kusurlu ve sorumlu olduğu kanaatine varıldığını, davalının şirket menfaatini hiçe sayan ve kendi şahsi menfaatlerini gözeten fiillerinin kanuni özen ve sadakat borcunu açık ve ağır ihlal niteliğinde olduğunu, Bakırköy ......

    ni kurduklarını, her iki ortağın da münferit imza yetkilisi olduğunu, şirketin Academico isimli kafeyi işlettiklerini, davalı şirket müdürünün şirket faaliyetini engellemek amacıyla işlem yaptığını, banka hesabında bulunan tüm parayı çektiğini, kardeşi ile birlikte başka bir şirket kurduklarını, kira sözleşmesini feshettiğini, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde şirketin yönetiminden alınabileceğini, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek ana sözleşmeye aykırı davranışları sebebi ile davalı, şirket müdürünün azli ile şirkete kayyum atanmasını, bilahare 14.12.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle, davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiştir. II....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava bakımından; şirket müdürünün kanunun kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği dolayısıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 630 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereği şirket müdürünün azli koşullarının oluştuğu, birleşen dava bakımından; davacı şirket müdürü ve ortağının kusuruna dayalı olarak şirket olağan genel kurulu toplantılarının yapılmadığı, şirketin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, ancak fesih koşullarının oluşmasında davacı şirket ortağı ve şirket müdürünün kusurlu olduğu, Yargıtay'ın emsal kararlarında da belirtildiği üzere şirketin feshini gerektirecek sebeplerin oluşmasında kendi kusuru bulunan şirket ortağının şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceği, dolayısıyla şirket müdürünün...

        Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-) Dava, limited şirket müdürünün haklı sebeplerle azli istemine ilişkin olup, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Limited şirketin zorunlu organlardan olan genel kurul, pay sahiplerinin şirket işlerine ilişkin haklarını kullandıkları bir organdır. Ortaklar, ortaksal haklarını kural olarak genel kurul dışında kullanamazlar. Genel kurula katılma, görüş açıklama ve oy kullanma pay sahipliğinden kaynaklanan haklardandır ve bu hak esas sözleşmeyle dahi kısıtlanamaz. 6102 sayılı TTK’nın 616. maddesinde genel kurulun devredilemez yetkileri sayılmış olup; bu yetkiler, şirketin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve pay sahipliğinden kaynaklanan hakların kullanılabilmesi için büyük öneme sahip, müdürlerin atanması ve değiştirilmesi, esas sözleşmenin değiştirilmesi, yıl sonu finansal tablolarının onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi ve şirketin feshi gibi yetkilerdir....

          Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Dava, haklı nedene dayalı limited şirket müdürünün azli ve davalıda olan imza yetkilerinin davacıya iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak, davalının şirket müdürlüğünden azline ve davalının uhdesinde bulunan imza yetkilerinin davacıya iadesine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, davalının azli koşulları varlığının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerektiği, müdür atayacak şekilde davalının uhdesinde bulunan imza yetkilerinin davacıya iadesine şeklinde hüküm tesisinin doğru olmadığı hususlarına işaret edilerek, davalı yararına da bozma konusu yapılmış, bu itibarla, belirtilen husus bakımından davalı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur....

            Şti.’ni zarara uğratacak eylemlerine rastlanmadığı bildirilmiş olup davacı tarafın davalı şirket müdürü tarafından davalı şirketin kötü yönetildiği, şirketin içinin boşaltığı, şirketin ve davacıların zarara uğratıldığına ilişkin iddialarının ispatlanmadığı, somut olayda şirket müdürünün azli ve şirkete kayyım atanması için koşulların bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıda yazılı karar verilmiştir....

              Sayılı dosyası üzerinde derdest olan davanın söz konusu olduğunu, derdestlik nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, davaya konu şirket Limited Şirket olup TTK ve ilgili mevzuata göre kurulduğunu, ticari defterlerde ilgili mevzuata göre tutulmuş ve davacının da yakından tanıdığı şirketin mali müşaviri tarafından düzenlenerek ortak imzalarla kararlar alındığını, bir Limited şirkette müdürlük görevinin diğer ortağın bilgisi dışında ele geçirilebileceği hususunun izaha muhtaç olduğunu, alınan bütün kararlarda davacının da imzası ile açık bir şekilde iradesinin bulunduğunu belirterek öncelikle husumet ve derdestlik itirazlarımızın kabulüne, esasa girildiği takdirde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir. GEREKÇE: Asıl dava, şirket yöneticilerine karşı açılan sorumluluk davası, birleşen dava limited şirket müdürünün azli talebine ilişkindir. Asıl davada davacı tarafından tarafların ortak olduğu dava dışı Şahin - Mustafa Gıda .....

                S.A'nın tazminat sorumluluğunu da doğurduğunu, davalı şirket müdürünün kanuna ve şirket sözleşmesine açıkça aykırı şekilde, kendisinin dahi sahip olmadığı şirketin tek malvarlığı olan taşınmazı devretme ve şirketin mahvına sebep olabilecek borç doğurucu işlemler yapma yetkisini, şirket ortağı dahi olmayan üçüncü kişiye devrettiğini ileri sürerek; davalı şirket müdürünün yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasını, kanun ve şirket sözleşmesine aykırı şekilde düzenlenen vekaletnameye dayalı olarak yapılan sözleşme ve işlemlerin yokluğunun tespitini, ... tarafından gerçekleştirilen işlemlerden dolayı uğranılan zararların, sorumlu şirket müdürü tarafından şimdilik 1.000,00 TL'sinin tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, vekil ...’ın müdür ......

                  Şirket müdürünün azli davalarında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12601 E., 2018/4153 K., 30-05-2018 T. ) Ayrıca, pay sahibi davacının önce genel kurula başvurup genel kuruldan karar alındıktan sonra dava yoluyla mahkemeden talepte bulunmasına da gerek olmayıp, ilgili yargıtay kararlarında da açıkça zikredildiği üzere ortakların müdürün azli için doğrudan dava açmasında da bir sakınca bulunmamaktadır. (Yargıtay 11....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Talep, limited şirket müdürünün azli davasında tedbiren davalının şirket işçilerinin çıkışlarına dair SGK da yaptığı işlemin iptali, Yedaş ve Yepaş 'a davalı ortak tarafından elektrik kesintisi için yapılan başvuruların iptali, şirkete ait demirbaşların 3. kişilere devrinin önlenmesi, davalı ortağın şirketin aleyhine işlem yapmasının önlenmesi ve dava sonuçlanıncaya kadar davalının müdürlük görevinden azli istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Yerel Mahkemece 14/02/2022 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, şirkete ait demirbaşların 3. kişiye devrinin önlenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup iş bu hüküm ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafça istinaf edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu