Bu açıklamalar uyarınca somut olaya gelindiğinde davalı şirketin yönetim kurulunun gerek tescil ve ilan edilmeyen 11.03.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar uyarınca gerekse bu tarih öncesinde davacı ve dava dışı ortak Barış Zaman'dan oluştuğu iptali talep edilen genel kurul toplantısının olağanüstü toplantı mahiyeti taşıdığı, bu toplantı öncesinde genel kurulun toplantıya davet edilmesine ilişkin olarak yönetim kurulunca yukarıda açıklanan usuller çerçevesinde alınmış bir kararının bulunmadığı, bu haliyle 16.06.2017 tarihli genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğu, bu durumda genel kurulun TTK'nun 410/1. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrıldığından söz edilemeyeceği, TTK'nun 416. maddesinde düzenlenen çağrısız genel kurul toplantısına ilişkin koşulların da somut olayda gerçekleşmediği, ortada usule uygun şekilde toplanmış bir genel kurul bulunmadığından bu genel kurulda alınan kararların batıl sayılması...
Davacı tarafından, yönetim kurulu kararından sonra yapılan genel kurulun iptali talep edilmiş, mahkemece 16.07.2018 tarihinde yapılan genel kuruldaki sermaye artırımına ilişkin kararın batıl olduğunun tespiti talebi reddedilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin 02.05.2023 tarih 2020/1070 E. 2023/669 K. sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, kararın batıl olduğu tespit edilmiş, karar henüz kesinleşmemiştir....
ye yükseltilmesine dair karar alındığını, bu genel kurul kararından sonra davalı şirket yönetim kurulunun 17/12/2019 tarih ve 21 sayılı kararı ile de sermaye artışı ve rüçhan haklarının kullanılması konusunda karar alınmış olduğunu, bu kararların kanun, ana sözleşme ve iyiniyet prensiplerine aykırı olduğunu beyan ederek, davalı şirketin 16/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan sermaye artışına ilişkin kararların batıl olduğunun tespitine veya 16/12/2019 tarihli olağanüstü genel kuruldaki sermaye artışına ilişkin kararların ve buna bağlı 17/12/2019 tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır. Davalı vekili, önce davanın reddini istemiş, son duruşmada ise davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir....
Dava, limited şirketlerde müdürün azline dair genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece limited şirket genel kurulunun, müdürleri herzaman azledebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, TTK'nin 617/3. maddesinin yollamasıyla, kıyasen limited şirketlere de uygulanması mümkün olan TTK'nin 364. maddesinde, şirket genel kurulunun, gündemde azille ilgili madde bulunması veya madde bulunmasa bile haklı sebebin varlığı halinde her zaman yönetim kurulu üyelerini görevden alabileceği belirtilmiştir. Somut olayda görevden alınmaya ilişkin genel kurul çağrısız olarak gerçekleştirilmiş olup, gündem belirlenmemiştir....
Dava, davacı şirket ortakları tarafından açılmış davalı şirketin ... tarihli olağan genel kurulun iptali davasıdır....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava; limited şirket genel kurul toplantısında alınan kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davalı şirketin 09.03.2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı sırasında iptali talep olunan diğer kararların yanısıra davacının muhalif kaldığı 4 no'lu kararla şirket karının dağıtılmayıp yedek akçe olarak ayrılmasına da karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl dava konusu 27/12/2019, 03/02/2020 tarihli kararların yönetim kurulu kararı niteliği bulunup bulunmadığı, yönetim kurulu kararı niteliğinde ise anılan kararlar ile 02/09/2020 tarihli yönetim kurulunun 1. maddesiyle alınan kararın batıl olup olmadığı, birleşen dava konusu 02/09/2020 tarihli yönetim kurulunun 2,3,4,5,7 ve 9. maddeleriyle alınan kararların batıl olup olmadığı, batıl değil ise iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı yan asıl davada 02/09/2020 tarihli yönetim kurulunda birinci maddeyle alınan kararın batıl olduğunun tespiti talebinin yanında 27/12/2019 ve 03/02/2020 tarihli yönetim kurulu kararlarının da batıl olduğunun tespitini talep etmiştir. TTK'nun 391. maddesi "(1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....
ye ödeme yapıldığını, İş bu davaya konu borcun ise 2013-2014 dönemine ait şirket zararlarının ortaklar arasında paylaştırılması olduğunu; buna ilişkin olarak ise 15/05/2015 tarihinde davalının da katıldığı Genel Kurul toplantısının yapıldığını; bu toplantı uyarınca şirket zararının ortaklar tarafından hisseleri oranında paylaştırılmasına ilişkin karar alındığını ve davalı tarafça bu Genel Kurul Kararına muhalefet şerhi konulduğunu; 6102 sayılı TTK'nın 445....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yönetim kurulu kararlarının TTK'nın 391. maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararı verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Kural olarak anonim şirket yönetim kurulu kararlarına karşı iptal davası açılamaz. Ancak yönetim kurulu karının butlanı ve yok hükmünde olduğunun tespiti davası açılabilir. Davacı, davalı şirket yönetim kurulunun almış olduğu sermaye artırım bedellerinin ödenmesine ilişkin kararların batıl olduğunu, sermaye artırımına ilişkin iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürerek, bu yönetim kurulu kararının tedbiren icrasının durdurulmasını talep etmiştir....
Davacı tarafın talebinin; Davalı şirketin Yönetim Kurulunun 18/06/2018 Tarihli kararı ile 13561 Sayılı şirket Esas Sözleşmesinin 6.maddesinde yer alan 500.000.TL. olan şirket sermayesinin 5.500.000.TL. çıkarılmasına yönelik Genel Kurulun Olağanüstü toplantıya çağrılması kararının iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Davacı Tarafın talebinin yasal dayanağı; 6102 Sayılı Kanunun 391.md. sinde kapsamında ifadesini bulan Yönetim Kurulu Kararının Batıl olduğunun Tespitine yöneliktir. Davacı tarafın Batıl olduğunun tespitini talep ettiği kararın aynen 'Esas Sözleşmedin 6. Maddesinin işbu karar ekinde gösterildiği şekilde değiştirilmesine ilişkin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının 16.07,2018 tarihinde saat 16.30'da, ... Mah. ... Sk. ... Han No. .../......