Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Olayda, davacı şirketin ortağı ve müdürünün şahsi hesabına şirkete ait satış hasılatlarının yatırıldığı, bu tutarların kayıt ve beyan dışı bırakıldığı, bu tutarların belgesiz mal satışı olmadığına dair inceleme elemanına belge, fatura ibraz edilmediği, şirket müdürünün ayrı bir ticari faaliyetinin ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, şirket çalışanları tarafından da kuryelerden tahsil edilen tutarların şirket müdürünün şahsi banka hesabına yatırıldığı, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu, ispat külfeti kendisine ait olanın iddiasını ispatla yükümlü olduğu, şirket müdürünün inceleme elemanına belgesiz satış yapılmadığına dair bilgi, belge ve fatura ibraz edemediği, ayrıca ticari ve ekonomik icaplar gereği şirket tarafından satılan emtialar karşılığı ihracat bedellerinin şirketin banka hesabına yatırılması gerektiği, oysa bir kısım ihracat bedellerinin elden tahsil edilerek şirket müdürünün hesabına yatırıldığı görülmektedir....

    Olayda, davacı şirketin ortağı ve müdürünün şahsi hesabına şirkete ait satış hasılatlarının yatırıldığı, bu tutarların kayıt ve beyan dışı bırakıldığı, bu tutarların belgesiz mal satışı olmadığına dair inceleme elemanına belge, fatura ibraz edilmediği, şirket müdürünün ayrı bir ticari faaliyetinin ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, şirket çalışanları tarafından da kuryelerden tahsil edilen tutarların şirket müdürünün şahsi banka hesabına yatırıldığı, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu, ispat külfeti kendisine ait olanın iddiasını ispatla yükümlü olduğu, şirket müdürünün inceleme elemanına belgesiz satış yapılmadığına dair bilgi, belge ve fatura ibraz edemediği, ayrıca ticari ve ekonomik icaplar gereği şirket tarafından satılan emtialar karşılığı ihracat bedellerinin şirketin banka hesabına yatırılması gerektiği, oysa bir kısım ihracat bedellerinin elden tahsil edilerek şirket müdürünün hesabına yatırıldığı görülmektedir....

      TTK.nun 640.maddesi ile, Limited Şirket ortağının ortaklıktan çıkartılması düzenlenmiş olup, TTK.nun 640/3 maddesi ile "...Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır." düzenlemesi getirilmiş olup, Limited Şirket ortağının haklı sebeple ortaklıktan çıkartılmasını talep hakkı münhasıran bu hakkın sahibi olan şirkete verilmiş olup hatta TTK.nun 621/1-h maddesi gereği Genel Kurulun nitelikli çoğunlukla onayının alınması gereken hallerden olan TTK.nun 640/3 maddesi gereği mahkemeye müracaat ile Limited Şirket ortağının ortaklıktan çıkartılmasını ortaklardan birisinin kendi adına haklı sebep bulunsa dahi talep edemeyeceği göz önüne alınarak davacınınbu davayı açmaya aktif husumet (dava ) ehliyeti bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur....

        ve genel kurul toplantısının gerçekleştirilmesi taleplerinin yerine getirilemeyeceği ve aynı zamanda davalı şirkete kayyım atanması amacıyla dava açıldığı"nın bildirildiğini, limited şirketlere ilişkin kıyasen uygulanan TTK'nın 410/2. maddesine göre; yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması halinde tek pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceğinin düzenlendiğini, bu bağlamda bu hükmün geniş yorumu ile davalı şirket işleyişini kasten çıkmaza sokan, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen davalı müdürün bu tutum ve davranışı karşısında, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi ve şirket işleyişinin sağlanması amacıyla genel kurulu toplantıya davete yetki ve görevin pay sahibi müvekkile verilmesi gerektiğini, ayrıca şirket müdürünün genel kurulu toplantıya çağırma ve toplantıyı gerçekleştirme görevini yerine getirmemesi, şirket müdürünün azli sebebi olduğundan davalı şirket müdürü ...'...

          İlk derece mahkemesince 10.03.2023 tarihli ara karar ile, TTK 630/2 maddesine dayalı olarak açılan limited şirket müdürünün müdürlük görevinden azli talebine ilişkin davada, ihtiyati tedbir olarak davalının temsil yetkisinin geçici olarak kaldırılmasının talep edildiği, davanın müdürlük görevinden azle ve ihtiyati tedbir talebinin de müdürün temsil yetkisinin kaldırılması talebine ilişkin olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin davanın esasını çözecek mahiyette karar verilmesine ilişkin olduğu, davanın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin 10.03.2023 tarihli dilekçesi ile, davalının dava açılmasına rağmen şirketteki parayı kendi hesaplarına aktarmaya devam ettiğini, davalının müdürler kurulu kararı bulunmamasına rağmen şirkete yeni bir server internet, ağı bilgisayar sistemi alıp yeni şifreler oluşturduğunu, müvekkilinin şirket serverine ve bilgilerine ulaşımını engellediğini, müvekkilinin...

            Asıl ve birleşen dava, limited şirket müdürünün şirketle işlem yapma yasağı ve sadakat yükümlüğüne aykırı olarak gerçekleştirdiği şirkete ait taşınmaz ve araçların devrine dair işlemlerin iptali ile yeniden şirket adına tescili, bu mümkün olmazsa değerlerinin şirkete ödenmesi istemine ilişkindir. Her ne kadar 6102 sayılı TTK 644/1-b. bendinde TTK 395. maddeye atıf bulunmadığından, ortak olan şirket müdürlerinin şirketle işlem yapması açıkça yasaklanmamışsa da TTK'nın 626. maddesi uyarınca şirket müdürleri ve yöneticileri şirkete bağlılık ve özen yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Somut olayda, davacı tarafça, davalı eylemlerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu ileri sürüldüğüne göre, davalının şirkete ait gayrımenkul ve araçların satışında gösterdiği tutum ve davranışların şirkete karşı bağlılık ve özen yükümlülüğüne aykırı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir....

              Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.05.2011 gün ve 2011/209-2011/209 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olup % 40 payının bulunduğunu, diğer ortağın ise % 60 paya sahip ... olduğunu, davacı ile ... arasında boşanma davası bulunduğunu, şirketin müdürünün ise ortak olmayan oğulları Sercan Kaytan’ın olduğunu, taraflar arasındaki boşanma davası nedeni ile diğer ortağın engellemesinden dolayı davacının şirketi denetleme ve bilgi alma hakkını kullanamadığını, oğulları olan şirket müdürünün idare ve temsil görevini yerine getiremediğini ileri sürerek davacının şirketi denetleme hakkını kullanmasına izin ve şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava ettiği dava sırasında ortak olmayan şirket müdürünün istifa ettiğini, şirketin organsız kaldığını ileri sürerek TTK'nın 435. maddesine göre bir kayyım tayin edilerek, şirket müdürünün seçilmesi...

                Şti'nin ana sözleşmesinde de, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının dava dışı şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak dava dışı şirket davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği anlaşıldığından, davanın usulden reddine dair karar verildiği, kararın, davacı vekilince temyiz neticesinde; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29/04/2019 tarih 2018/1517 Esas 2019/3235 karar sayılı ilamı ile Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalının müdürlüğünden azli istenen şirkete husumet yöneltilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir....

                  İlk derece mahkemesince 10.03.2023 tarihli ara karar ile, TTK 630/2 maddesine dayalı olarak açılan limited şirket müdürünün müdürlük görevinden azli talebine ilişkin davada, ihtiyati tedbir olarak davalının temsil yetkisinin geçici olarak kaldırılmasının talep edildiği, davanın müdürlük görevinden azle ve ihtiyati tedbir talebinin de müdürün temsil yetkisinin kaldırılması talebine ilişkin olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin davanın esasını çözecek mahiyette karar verilmesine ilişkin olduğu, davanın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin 10.03.2023 tarihli dilekçesi ile, davalının dava açılmasına rağmen şirketteki parayı kendi hesaplarına aktarmaya devam ettiğini, davalının müdürler kurulu kararı bulunmamasına rağmen şirkete yeni bir server internet, ağı bilgisayar sistemi alıp yeni şifreler oluşturduğunu, müvekkilinin şirket serverine ve bilgilerine ulaşımını engellediğini, müvekkilinin...

                    DEĞERLENDİRME :Dava; limited şirket yöneticisinin haklı nedenle azli istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davanın açılmasına müteakip, davacının, dava konusu dava dışı ... ndeki payını, dava dışı ...'ya devir ettiği, şirketteki ortaklığının sona erdiği, şirkete yeni müdür atandığı, limited şirket yöneticisinin azlini haklı sebeplere dayalı olarak TTK nun 630. Maddesine göre, şirket ortağı isteyebileceğinden, şirket ortağının ortaklık durumunun dava sona erinceye kadar devamı zorunluluğu bulunduğundan, davanın yapılan yargılaması sırasında, davacının şirketteki ortaklık payını devir etmek sureti ile şirket ortaklığının sona erdiği, iş bu nedenle davalıya karşı dava açma ve davayı takip etme hakkının ortaklığın devri ile sona erdiği, davanın görülmesinde, hukuki yarar bulunmadığından, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu