Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut durumda davacı borçlu şirket tarafından kıymet takdirine itiraz edildiği ve açılan davada da taşınmaza takdir edilen değerin düşük olduğu iddiası ile fesih talep edildiği açıktır....

Şikayetçiler, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdirine itiraz etmiş ise de, en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihinde kıymet takdiri raporunu öğrenen ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmadığından, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. Ayrıca, icra müdürlüğü tarafından 14/04/2016 tarihinde kıymet takdiri için taşınmaz mahallinde keşif yapıldığına dair kıymet takdiri tutanağının icra dosyası içinde bulunduğu görülmekle, davacıların icra müdürlüğünce tutanak düzenlenmediğine dair iddiası doğru görülmemiştir. İhaleye esas alınan imar durumunda önemli değişiklikler meydana geldiği de davacılar tarafından somutlaştırılmadığından bu konuda inceleme yapılması da gerekli değildir....

Kıymet takdir raporunun, borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir....

    Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde de, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir....

    Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından vekili aracılığı ile kıymet takdirine itiraz edildiğini, bu davada taşınmazın değerinin 735.000,00 TL olarak tespit edildiğini, böylece taşınmazın değeri ve nitelikleri hakkında verilen kararın kesinleştiğini, kıymet takdirine itiraz davasında taşınmazın niteliklerine ilişkin itirazı bulunmadığını, satış ilanının da kıymet takdirine itiraz davasını açan davacı vekiline e tebligat yolu ile tebliğ edildiğini, satışa hazırlık işlemlerine karşı 7 günlük yasal sürede şikayet yoluna başvurulmadığını, dava şartı olan zarar unsurunun gerçekleşmediğini, zira taşınmazın muhammen değerinin %50'sinin üzerinde bir bedelle satıldığını, ihalenin usul ve yasaya uygun yapıldığını bildirerek, davanın reddine, davacının ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı-ihale alıcısına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, adı geçen davalı davaya cevap vermemiştir....

    Borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

    Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddiasının aksine satış ilanının tüm alacak ve ilgililere usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, ihalenin feshi sebeplerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığını, ihaleden önceki nedenlere dayanılarak ihalenin feshinin istenemeyeceğini, İİK'nın 128/2 maddesi gereğince satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesinin taşınmazın kıymetini bilirkişiler aracılığı ile tayin ve tespit ettirdiğini, kıymet takdirine ilişkin raporun borçluya, haciz alacaklılarına ve diğer ipotekli alacaklılara tebliğ edildiğini, tebliğden itibaren 7 gün içinde icra dairesinin kıymet takdirine itiraz işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebileceğini, Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemeyeceklerini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir....

    Şikayetçiye kıymet takdiri raporunun bizzat tebliğ edildiği, kıymet takdirine itiraz ettiği, Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/164 esas 2021/342 karar sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda şikayetin kabulüyle taşınmazın değerinin 300.000 TL olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayetçi süresinde şikayet hakkını kullanmıştır. Bu husus ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez. Satış ilanında satışa konu taşınmaz hakkında gerekli bilgilerin ve taşınmazın özelliklerinin yer almadığına dair şikayet, satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Takip tarihi itibarı ile uygulanması gereken İİK.nun 150/e maddesi gereğince, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde taşınmaz rehnin satışını istemesi gerekir. Bu sürede satışı istenmez ise takip düşer....

    Kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar kesin nitelikte olmakla birlikte, anılan hükümler ihalenin feshi aşamasında incelenebilir (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12-161 E.- 148 K. sayılı kararı). ... (kapatılan) 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/393 Talimat sayılı dosyasında, 01.03.2012 tarihli kıymet takdir raporu ile şikayete konu taşınmazın değerinin 130.000,00 TL olarak tespit edildiği, borçlunun başvurusu üzerine ... 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/584 E.- 671 K. sayılı dosyasında kıymet takdir raporuna itiraz hakkında 22.05.2012 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, borçlunun aynı gün yetkili ... İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderme talebinde bulunduğu, bu defa ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24.09.2012 tarih ve 2012/557 E.- 945 K. sayılı kararı ile İİK’nun 128/a maddesi gereğince şikayet tarihinden itibaren 7 gün içinde bilirkişi incelemesi için gerekli masrafın yatırılmadığı gerekçesi ile istemin usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. ... 15....

      İİK'nın 134/11. maddesinde "ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu, ispata mecburdur" düzenlemesine yer verilmiştir. Yerleşik uygulamaya göre, ihale bedelinin en az muhammen bedel kadar olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Dava konusu taşınmaz 310.000,00 TL muhammen bedel ile satışa çıkarılmış olup 540.000,00 TL bedel ile ihale edilmiştir. Bu durumda irdelenmesi gereken husus açılan davada, davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilip edilmediğidir. Davacı yasal sürede icra müdürlüğünce takdir edilen kıymete itiraz ettiğinden ihalenin feshi davasında takdir edilen değerin düşüklüğü iddiasında bulunabilir ve bu iddiada bulunulması halinde davacının kıymet takdirine yönelik itirazlarının incelenmesi gerekir....

      UYAP Entegrasyonu