İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/48 Esas, 2011/31 Karar sayılı dosyası üzerinden kıymet takdir raporuna itirazda bulunduğu, mahkemenin 31.5.2011 tarihli anılan kararının takip dosyası içinde olduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, kıymet takdir raporu ve satış ilanının satış kararına ve kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
İcra Mahkemesince 16.01.2024 tarihli celsede bozma ilamına uyulduğu ve …kıymet takdir raporu ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği, davacının kıymet takdir raporu ile satış ilanından dava tarihinden önce haberdar olmamasının gerektiği, davacının kıymet takdirine ilişkin itirazı var ise bunu 7 günlük yasal süre içerisinde dile getirmesinin gerektiği, belirtilen sürede ileri sürülmediğinden ihalenin feshi aşamasında davacının bu iddiasının dinlenilemeyeceği gerekçesiyle davacının ihalenin feshi isteminin reddine, davacı aleyhine ihale bedelinin % 5’i oranında para cezasına hükmedildiği şikayetçinin temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmıştır 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, şikayetçinin vekili Av. ... aracılığıyla Kayseri 5....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/3-27 sayılı dosyası üzerinden kıymet takdirine itiraz ettiği, mahkemenin bu ilişkin 21.10.2014 tarihli kararının da dosya arasında bulunduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının satış kararına ve kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararlarının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
Usulsüz Tebligat Şikayeti Yönünden; Tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından dava dışı borçlu Işıl Ürek aleyhine başlatılan takiple ilgili olarak davacı 3.kişi şirkete İİK 89.madde kapsamında haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacı tarafın haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, 07/10/2021 tarihinde haberdar olduklarını söyleyerek şikayette bulunduğu, ayrıca İİK 85.madde kapsamında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu görülmüştür....
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat iddiasına bağlı borca itirazda bulunmuş olup, ayrıca faize yönelik bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taleple bağlı kalınarak, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat konusunda inceleme yapılması ile yetinilmesi zorunludur. O halde, mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereği, talepten fazlasına hükmedilmemesi gerekirken, yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olarak talep aşılmak suretiyle faize ilişkin değerlendirme yapılarak bu konuda da hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş, borçlunun kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olduğu iddiası kıymet takdirine itiraz olarak kabul edilmiştir. Buna göre, ilk derece mahkemesince, davacı-borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olduğu iddiası kıymet takdirinde belirlenen değere itiraz olarak kabul edilerek, kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın kıymet takdirine ilişkin davada yapılan keşif tarihi itibariyle değerinin 390.000- TL olduğu tespit edilmiştir. Bu bedel, ihalede esas alınan muhammen bedelin altında olması nedeniyle zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi hukuka uygundur....
İcra dosyasının incelenmesinde ise; şikayetçi borçlunun Avukatları ... ve ... vasıtasıyla ihaleye konusu taşınmazın kıymet takdirine yönelik itirazda bulunduğu, mahkemece alacaklı vekilinin de hazır olduğu celse de şikayetin reddine hükmedildiği, alacaklı vekilince ... İcra Mahkemesi'nin 04.12.2014 tarih ve 2014/272-412 sayılı kararıyla taşınmazın kıymet takdirinin kesinleştiğinden bahisle 20.01.2015 tarihinde gerçekleştirilen satış talebinin aynı tarihte icra müdürlüğünce anılan ilamdan da söz edilerek reddedildiği, bilahare, alacaklı vekili tarafından mahkemece verilen kıymet takdirine yönelik itirazın reddine dair ilama değinilerek 26.01.2015 tarihinde yeniden satış talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz etmek suretiyle takip safahatine katılan borçlu vekiline tebliği zorunludur....
Davacı tarafça kıymet taktir raporunun tebliğ edilmediği, usulsüz tebligat yapıldığı, diğer dosya alacaklılarına da tebligat yapılmadığı, usulsüz yapıldığı iddia edilmiş ise de; kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edilmiş olması tek başına ihalenin feshi sebebi olmadığı gibi davacı şirket adına çıkarılan kıymet taktiri ekli tebligatın "tebliğ evrakı muhatap yetkili Zeynel Rıza Yıldırım imzasına 28/05/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir" şerhi ile Zeynel Rıza Yıldırım imzasına tebliğ edildiği, dava dilekçesine ekli imza sirkülerine göre de davacı şirketin yetkilisinin tebligatı alan Zeynel Rıza Yıldırım olduğu, bu haliyle yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı tarafından satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmediğine ve satış ilanı tebliğ tarihine göre kıymet takdirine süresi içerisinde itiraz edilmediğine göre artık kıymet takdir raporunun usulüne aykırı tebliği de ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, İstanbul 10.İcra Müdürlüğü’nün 2018/3639 E sayılı dosyasından müvekkiline ait İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Mirgün Mah., 33 Pafta, 103 Ada, 33 Parsel de kayıtlı taşınmazın 04.11.2019 tarihinde yapılan ihalesinin feshine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, davacı tarafından İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1155 Esas sayılı dosyasından kıymet taktirine itiraz davası açıldığı, davalı alacaklı tarafından da aynı mahkemede kıymet takdirine itiraz davası açıldığı, her iki davanın İstanbul 4....
Bu durumda, yukarıda değinilen maddeler uyarınca, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz etmek suretiyle takip safahatine katılan borçlu vekiline tebliği zorunludur. Diğer taraftan, icra dosyasına, ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki ilamın dosya arasında mevcut bulunması karşısında, borçlunun icra evresinde vekille temsil edildiği ve takibin vekille sürdürüldüğü gerçeğini ortadan kaldırmaz. Öyleyse, satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, İİK’nun 127. maddesi gereğince, bu husus, başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....