Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de re'sen dikkate alınmalıdır. Borçlunun talep konusunun şikayet olması sebebiyle ilgili dosyaya ilişkin istinaf incelemesinin satışı durduracacağı, satışın durdurulması gerekirken ihalenin yapılmış olmasının İİK' nın 363/son maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakla; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/137 Esas sayılı dosyasında tedbir talepli olarak kıymet takdirine itiraz edildiği, davanın sonucunun ve verilebilecek tedbir kararının beklenmeksizin ihale yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de Mahkemece 07/02/2017 tarihli tensip tutanağında asıl alacağın % 100'ü oranında teminat karşılığında satışın durdurulmasına karar verildiği, davacının sözkonusu teminatı yatırmadığı, bu nedenle tedbir kararının satışı durdurmayacağı, bu dosyadan tefrik edilerek aynı Mahkemenin 2017/1459 Esasına kaydedilen kıymet takdirine ilişkin şikayetin 31/05/2019 tarih ve 2019/444 sayılı kararla keşif gider avansının yatırılmaması nedeniyle İİK.nun 128/a maddesi uyarınca kesin olarak reddine karar verildiğinden kıymet takdirine yönelik şikayetin varlığının ihalenin feshi nedeni olarak kabulüne olanak yoktur....

    Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar hükmü nazara alınarak yapılan değerlendirmede; Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen kararının niteliği (...satışın iptali...satışın durdurulması...) itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvuru dilekçesinin İİK'nun 363/1, 365/son HMK'nun 352/1- b maddeleri gereğince reddine oy birliği ile karar verilmiştir....

    Şti. ve ipotek malikleri Kadir Aslan ve Behice Gül'e karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başladıklarını, ipoteğe konu Bursa İli Yıldırım İlçesi Namazgah Mah. 532 Ada 10 Parsel sayılı taşınmazın kıymet takdirinin kesinleşmesi sonrası 16/07/2019 tarihinde satış talebinde bulunuklarını ve satış taleplerinin icra müdürlüğü tarafından kabul edilerek 26/07/2019 tarihli satış ilanı hazırlandığını, satış günü olan 20/09/2019 tarihinden önce borçlu şirket vekili tarafından Bursa 9. İcra Hukuk Mahkemesi 2019/79 E. 2019/20 K. Sayılı dosyası ile ilana karşı şikayet yoluna gidildiğini, yapılan şikayet süresinde olmamasına rağmen mahkeme tarafından kabul edilerek satışın durdurulması kararı verildiğini, bu ilamın istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/217 E. 2020/849 K....

    Müdürlüğü'nce satışın fiilen yapılamadığının tespiti ile yetinilmesi gerekirken, satış talebinin reddi kararı, alacaklının yasa ile doğan hakkın özünü ortadan kaldıran bir karar olması nedeniyle süresiz şikayete tabi olan bu karara yönelik şikayetin işbu şikayet sırasında savunma yolu ile yine şikayete bakmakla görevli ... Mahkemesi'nin önüne getirildiğinin de kabulü gerekir. Bu durumda; anılan ret kararının takip hukuku bakımından kesinleştiği sonucuna varılmamalıdır. Şikayet konusu işlemin bir hakkın yerine getirilmesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı ve kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı yapılacak şikayetlerin süresiz bulunduğu hususunun somut olayımızda uygulama yeri olmasına göre ... müdürünün işleminin doğru olmadığı işbu şikayet sırasında şikayet olunan tarafından savunulmuş olup, ret kararının da bu şikayet sırasında ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir. ... uygulamalarına (örneğin ... .......

      Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince; kıymet takdiri tarihi kural olarak icra dairesince fiilen yapılan keşif tarihidir ve satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten itibaren 2 yıl sonra yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebi olup bu hususun, 2 yıl içinde taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişiklikler nedeniyle hem borçlu hem de alacaklı tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olması nedeniyle, kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir....

      Bu durumda borçlular en geç satış ilanı tebligatı ile muttali olmuş olduğundan ve satış ilanı tebliğ tarihi olan ....09.2015 tarihinden itibaren de İİK'nun 128. maddesinde belirtilen şekilde yedi gün içinde kıymet takdirine ve satış ilanına itiraz etmediğinden artık bu husus ihalenin feshi nedeni olarak kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 134/.... maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır....

        Tire İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/85 E. sayılı dosyasından verilen şikayet kararının ihale tarihi itibariyle istinafa konu edildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Davalı banka vekilinin istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere şikayet dosyasından verilen satışın durdurulması tedbir kararı ihale dosyasından ilan edilmediğinden ihaleye katılmak isteyen 3. kişileri etkilemesi düşünülemez. Sadece icra dosyasının taraflarınca bilinmektedir. İhalenin yapıldığı 28/08/2019 tarihi itibariyle satışın durdurulması yönünden bir tedbir kararı bulunmadığından, ihale yapılamasına da engel bir durum yoktur. Dolayısıyla, bu gerekçeyle mahkemenin ihalenin feshi kararı usul ve yasaya aykırıdır....

        Ancak açılan davada taşınmazın kıymet takdirine de itiraz edilmiştir. İİK'nun 128/a-1. maddesi ilk cümlesine göre, kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut durumda davacı borçlu şirket tarafından kıymet takdirine itiraz edildiği ve açılan davada da taşınmaza takdir edilen değerin düşük olduğu iddiası ile fesih talep edildiği açıktır....

        Sonuç olarak takipten ve tebligattan haberdar olunduğu 14/07/2020 tarihi itibariyle ve bu öğrenme tarihine göre dava dilekçesinde 103 davetiyesinin ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası da bulunmadığından, usulsüz tebliğ şikayetine yönelik ve takip talebinde alacaklının adresinin yazılı olmamasına yönelik şikayete ilişkin olarak 18/03/2021 tarihinde açılan davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra olduğu sabittir. Bu durumda ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olarak talep edilen satışın durdurulması isteminin de koşulları oluşmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu