Somut olayda; kurum sigortalısı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için bilirkişiden alınan raporların ehil ve konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporların kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, taraflara izafe edilen kusur oranlarının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranlarının hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişiler tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporlara itibar edilerek matematiksel olarak belirlenen kusur durumunda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin kusur durumunun tespitine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 2- Taraflarca hükmedilen manevi tazminat miktarına itiraz edilmiş olup; Mahkemece alınan kusur raporu ile...
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayda, dava konusu iş kazasına ilişkin 01.07.2011 tarihli kusur bilirkişi heyet raporundaki kusur oranları ile, 25.04.2012 tarihli kusura ilişkin bilirkişi heyet raporunda belirtilen kusur oranları arasında açık çelişki vardır....
Yerel Mahkeme tarafından esasa etki edecek tüm delillerin toplandığı, tanık beyanları, kaza tespit tutanağı, soruşturması bir bütün halinde değerlendirilerek farklı bilirkişilerden meydana gelen kazadaki kusur oranlarının tespiti amacıyla rapor alındığı, ancak kazaya ilişkin kamera kaydının bulunmaması sebebi ile mevcut duruma göre kusur oranlarının belirlenmediği, alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu durum karşısında yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre tehlikeler eşit kabul edilerek araç sürücülerinin %50 şer oranda kusurlu kabul edilmelerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, gerekçede hata edilmediği, taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının yerinde olmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra meydana gelen kazadaki kusur durumunun tespiti için dosyanın kusur bilirkişisine gönderildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 16/10/2017 tarihli rapora göre, davalı ... şirketine sigortalı araç sürücsünün %50, davacı ...'ın %50 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği görülmüştür. Davacıda meydana gelen maluliyet oranlarının tespiti için dosyanın Ankara Üniversitesi ATK'ya gönderildiği, söz konusu ATK tarafından hazırlanan 24/05/2018 tarihli rapora göre, davacıda sürekli maluliyet halinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olduğunun rapor edildiği görülmüştür. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra meydana gelen kazadaki kusur durumunun tespiti için dosyanın kusur bilirkişisine gönderildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 16/10/2017 tarihli rapora göre, davalı ... şirketine sigortalı araç sürücsünün %50, davacı ...'...
(=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranlarının saptanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile tazminat dosyasındaki ve aynı kazada ölen ...'...
O halde, mahkemece dosyanın kusur uzmanı bilirkişiye tevdii ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi, kusur oranlarının değişmesi halinde ve gerektiğinde maddi tazminat hesabı yönünden bilirkişiden ek rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Bozma neden ve şekline göre davalı ...'in manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'in süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2/a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'...
Mahkemece, davacının gerçek zararının tespiti hususunda hiçbir inceleme yapılmadan, davalının gıyabında tek taraflı olarak yaptırılan, davalı tarafından açıkça itiraz edilmesi nedeniyle davalı yönünden bağlayıcı olmayan tespit raporundaki zarar miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca, dava konusu trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan kusur raporu hükme esas alınmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, alanında uzman bir makina mühendisi bilirkişiden, davacıya ait aracın gerçek hasar bedeli ve dava konusu kazada tarafların kusur oranlarının ne olduğu konularında ayrıntılı, tespit raporunu da irdeleyen, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bu durumda mahkemece, Karayolları Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur oranlarının dağılımına ilişkin çelişkinin giderilmesi ve hasar bedelinin tespiti yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 13.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 2.779,70 TL'nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 29.02.2016 tarih, 2015/14404 Esas ve 2016/2387 Karar sayılı ilamı ile; "davacının gerçek zararının tespiti hususunda hiçbir inceleme yapılmadan, davalının gıyabında tek taraflı olarak yaptırılan, davalı tarafından açıkça itiraz edilmesi nedeniyle davalı yönünden bağlayıcı olmayan tespit raporundaki zarar miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi ve trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan kusur raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğu; alanında uzman bir makine mühendisi bilirkişiden, davacıya ait aracın gerçek hasar bedeli ile dava konusu kazada tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için rapor alınıp karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/686 Esas sayılı dava dosya birleştirilerek, sonucuna göre birlikte karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir. 2-)Dava konusu trafik kazasında, davacılar desteği sürücü ile davalı sürücünün kusur oranlarının tespiti bakımından alınan raporda muris sürücünün %75 davalı sürücünün %25 olarak belirlenen kusur oranlarının mahkemece benimsendiği, bu kusur oranlarına göre davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlendiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak ceza yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, muris sürücünün asli kusurlu, davalı sürücünün tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza yargılaması sırasında alınan rapor ve eldeki dosyadan alınan kusur raporları birbirleri ile uyumlu olup muris sürücünün annesi ve kardeşleri tarafından açılan ... 1....