WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalı veya hak sahiplerinin zarar tutarlarının hesaplanmasında sigortalının kusuru oranında tespit olunan zarardan indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Kusur raporlarının, 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu (4857 sayılı İş Kanunu'nun mülga 77. maddesi) ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir....

Dosya kapsamından, hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda müteveffa sigortalının %30, davalının %70 oranında kusurlu olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi, manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde de tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları kazanın oluş şekline uygun olmayıp işverene atfedilen kusur oranı fazla, müteveffa sigortalıya atfedilen kusur oranı azdır....

    Somut olayda; kurum sigortalısı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için bilirkişiden alınan raporların ehil ve konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporların kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, taraflara izafe edilen kusur oranlarının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranlarının hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişiler tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporlara itibar edilerek bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin kusur durumunun tespitine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 2- Taraflarca hükmedilen manevi tazminat miktarına itiraz edilmiş olup; Mahkemece alınan kusur raporu ile dinlenen tanık...

    Mahkemece, kusur oranlarının belirlenmesi hususunda trafik polisi bilirkişiden alınan 13/05/2011 tarihli raporda, kazanın kontrollü kavşakta meydana geldiği, tanık beyanlarına göre hangi aracın kırmızı ışıkta geçtiğinin belirlenemediği belirtilerek kazanın oluş şekline göre davacı sürücünün %70, davalı sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Tarafların itirazı üzerine Karayollarından seçilen bilirkişi heyetinden alınan 19/01/2012 tarihli raporda ise, hangi aracın kırmızı ışıkta geçtiğinin belirlenemediği belirtilerek kazanın oluş şekline göre davacı sürücünün %40, davalı sürücünün %60 kusurlu olduğu bildirilmiş, bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Bilirkişi raporları arasındaki kusur oranlarına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Tek taraflı delil tespiti dosyasındaki rapor esas alınarak çelişkinin son alınan raporla giderildiği kabul edilemez....

      O halde, mahkemece gerektiğinde davacı tanığının olay anına ilişkin bilgi ve görgüsünün tespiti yönünden yeniden dinlenmesi, tanığın önceki beyanlarıyla meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi, ondan sonra davacı (yaya) ile plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün olaydaki kusur oranlarının tespiti için dosyanın Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile olayın oluş şekli itibariyle olay tutanağı, hazırlık soruşturma dosyası, keşif, tanık beyanı, mevcut bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte irdelenerek tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mevcut çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, kusur yönünden oluşacak duruma göre gerektiğinde aktüer bilirkişiden tazminat yönünden ek rapor alınması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir...

        Kaza tespit tutanağında çizilen krokide, davacı sigortalısının davalıya çarptığı noktanın taraflarca işaretlenmemiş olması, davalının kazanın oluşuna ilişkin anlatımı göz önünde bulundurulduğunda; davacı sigortalısının davalıya çarptığı noktanın net biçimde tespiti önem kazanmakta olup dosya üzerinden yapılan inceleme ile kusur oranlarının belirlenmesi doğru olmamıştır....

          İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalı veya hak sahiplerinin zarar tutarlarının hesaplanmasında sigortalının kusuru oranında tespit olunan zarardan indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde de tarafların kusur durumları mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Kusur raporlarının, 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu (4857 sayılı İş Kanunu'nun mülga 77. maddesi) ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir....

          Somut olayda, kurum sigortalısı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için bilirkişi heyetinden alınan raporun ehil ve konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından tanzim edildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, taraflara izafe edilen kusur oranlarının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranlarının hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bilirkişi raporunun tarafların görev ve sorumlulukları ile kusur oranlarının belirlenmesi açısından Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından tanzim edilen rapor ile de örtüştüğü, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin rapora itibar edilerek bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla...

          İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Somut davada, dava dışı sigortalının 29/07/2002 ve 13/08/2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazaları sonucu malül kalmasıyla sonuçlanan davaya konu olayla ilgili alınan kusur raporunda, 29/07/2002 tarihinde meydana gelen iş kazası ile ilgili kusur raporu alındığı, 13/08/2008 tarihinde meydana gelen olayla ilgili ise 08/12/2014 tarihli müfettiş raporundaki kusur oranlarının karara esas alındığı, ancak her iki raporunda sigortalı tarafından davalı işverene karşı açılan maddi-manevi tazminat davasının görüldüğü ... 1 İş Mahkemesi'nin 2012/207 E. sayılı dosyasından aldıralan kusur raporu ile çelişkili olduğu anlaşılmaktadır....

            G E R E K Ç E Uyuşmazlık, 6100 Sayılı HMK'nun 106.maddesi gereğince trafik kazası tespit tutanağının iptali, kusur oranlarının tespitine ilişkin tespit davasıdır. İDM'nce yukarıda özetlenen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK'nun 355.maddesi gereğince resen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede; Davacı vekili 29/08/2018 trihli kaza tespit tutanağının iptalini , kusur oranlarının belirlenmesini , hasarın tespiti ile davalı tarafından karşılanmasını talep etmiştir. Cevaba cevap dilekçesinde ise " dava tespit davası olup asıl istenen kaza tespit tutağının iptali ile kazaya sebebiyet veren kusur oranlarının tespit edilmesidir. Davalı tarafın kusur derecesine göre hasardaki sorumluluk konusunda taleplerimiz saklı kalmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu