Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı nezdinde sigortalı olarak çalışan Tevfik Levent Kutlu'nun 2008- 2012 tarihleri için ek aylık prim hizmet belgelerinin resen düzenlenerek prim borcu tahakkuk ettirildiği ve davacıya 2016/76800 ile 2016/76801 sayılı ödeme emirlerinin gönderildiği, davacının prim tahakkukuna yönelik kurum işleminin iptali istemi ile Ankara 16. İş mahkemesinde açtığı dava ile sonucunda Ankara 16. İş mah. 2014/2133 esas, 2019/44 karar ile dava dışı sigortalı Tevfik Levent Kutlu'nun davacı iş yerindeki çalışmasının kısmi süreli olduğu, buna göre davalı kurumun ek prim tahakkukuna yönelik işleminin yerinde olmadığı belirtilerek kurumun prim tahakkuk işleminin iptaline karar verildiği, Ankara BAM 11.H.D.'...

Bu yönde, 3201 sayılı Yasanın 4. maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin “hukuka uygunluğu” kriter olarak alınmalıdır. Kurum, yapılan borçlanma başvurusunu hukuka uygun olarak değerlendirmiş ve yaptığı borç tahakkukunu tebliğ etmiş, buna rağmen borçlanma bedeli Yasada belirtilen üç aylık süre içinde ödenmemiş ise, 3201 sayılı Yasanın 4. maddesi gereği borçlanmak için Kuruma yeniden başvuru gerektiğinden, davanın açıldığı tarihe bakılmaksızın buna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir....

    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 30/12/2021 tarihli ara karar ile, "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne; yargılama sonuçlanıncaya kadar davacının emekli aylığının iptali yönündeki kurum işleminin tedbiren durdurulması talebinin reddine, borç olarak çıkarılan bayram ikramiyesi yersiz ödeme borcu ve emekli aylığı borcunun tahsili işleminin yargılama sonuna kadar tahsilinin tedbiren durdurulması talebinin takdiren teminatsız olarak kabulüne," karar verilmiş; 09/03/2022 tarihli ara kararı ile de, davalı vekilini ihtiyati tedbir kararına yönelik 03/01/2022 tarihli itirazının reddine karar verilmiştir....

    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı hakkında uygulanan idari para cezasının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı ve 6183 sk uyarınca düzenlenen 2.752 TL tutarlı ödeme emrinin davacıya 03/09/2014 günü tebliğ edildiği ve eldeki davanın 09/09/2014 günü açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde, Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı iş mahkemelerinde dava açma hakkı 7 günlük hak düşürücü ile sınırlandırılmıştır. Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini talep etmiştir. Hal böyle olunca, davacının süreye bağlı bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu ortadadır....

      , davacının tahakkuk ettirilen borcu ödeme durumunun da bulunmadığını belirterek, kurum işleminin iptaline borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      , davacının tahakkuk ettirilen borcu ödeme durumunun da bulunmadığını belirterek, kurum işleminin iptaline borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacı istinafında kurum işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürmüş ise de; verilen ve kesinleşen 01.07.2016 günlü, 2837 sayılı İl Sağlık Müdürlüğü işleminin iptali talebi ile İstanbul 4. İdare Mahkemesine dava açıldığı, idare mahkemesince 30/01/2017 tarih , 2016/1256 E.- 2017/145 K. Sayılı ilamı ile kurum işleminin iptaline karar verilmesi karşısında iddianın dinlenmesi olanaklı değildir....

      Hukuk Dairesi'nin 09.04.2019 tarih 2019/507 Esas -2019/690Karar sayılı ilamı ile de davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine kesin olmak üzere karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece Mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; davanın dayanağını oluşturan kurum işleminin iptali ile davalıların davacı Kurum'a borçlu olmadığının tespitine ilişkin kesinleşmiş yargı kararı karşısında, davanın reddine dair mahkeme kararının vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verilmiştir....

      İdare Mahkemesi'nin 2017/463 esas, 2018/276 karar sayılı dosyasında açtıkları davaların kabulü ile idari para cezalarının iptaline karar verildiği, davalı kurum tarafından müvekkili şirkete geriye dönük resen devir işleminin yapıldığı iddiasıyla; davalı kurum tarafından başka bir tüzel kişiliğe ait olan 2 4730 30 01 01 1093560 042 19- 70 sicil sayılı işyerinin müvekkil şirkete geriye dönük resen tesis edilen devir işleminin iptaline ve 2 4730 30 01 01 1093560 042 19- 70 sicil numarasına ait olan prim borçlarını içeren 10.10.2018 tarihli 13.317.819 sayılı 2018/017929 ve 2018/17930 takip numaralı ödeme emirlerinin ve borcun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından idari ödeme emirlerinin iptali istemi ile dava ikame edilmiş ise de, açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olup reddi gerektiğini beyan etmiştir....

      Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, aylığı kesen kurum işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 1479 sayılı Kanun'un 45 ve 46 ncı maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

        UYAP Entegrasyonu