Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi hükmüne göre o yerin kadastrosu yapılabilir veya Orman Yönetimi bu yerin 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. Maddesi hükümlerine göre yapacağı orman kadastrosunda bu yeri orman sınırları içine alabilir. 2- İşte, 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırı dışında bırakılan (orman kadastro tutanağı düzenlenmeyen) yerin orman sınırı içine alınması konusunda, Orman Genel Müdürlüğünün aktif dava ehliyeti olduğu gibi 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman ve arazi kadastrosunda 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri birlikte uygulanacağından, kadastro ekiplerince herhangi bir nedenle tutanak düzenlenmeyerek tesbit harici bırakılan yerlerin orman sınırı içine alınması konusunda, Orman Genel Müdürlüğünün askı ilan süresi içinde açtığı davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu durum, 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesinin bir ayrıcalığını oluşturmaktadır....

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar Faris ve ..., Güveçli Köyü çalışma alanında bulunan ve 1969 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 25.06.2013 tarihinde dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 10.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 11.230,77 metrekarelik taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda onanmasına karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir....

      Hukuk Dairesince yeniden yapılan inceleme sonucunda; "Davacı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğu belirlenerek, yargılama devam ederken Resmî Gazetenin 27 Ocak 2009 ... ve 27123 sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 15/01/2009 tarih ve 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 maddeye göre ilgili 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar çerçevesinde 2. madde ve 2/B madde uygulamaları nedeniyle bilim ve fen bakımından nitelik yitirmesi nedeniyle orman sınırları dışına çıkartılan yerlerde yapılacak kullanım kadastrosunda fiilî kullanım durumunun dikkate alındığı, 5831 sayılı Kanun yapılacak kullanım kadastrosunda fiilî kullanım durumunu öngördüğünden bu kanuna göre kullanım kadastrosu ve/veya tutanakların güncellenmesi kadastrosu yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa buna ilişkin düzenlenen kadastro tesbit tutanakları ile askı ilân tutanak ve cetvellerinin getirtilerek dosyaya konulması, taşınmaz başında fen, ziraat ve orman bilirkişi marifetiyle ve yerel bilirkişi...

        Yerel mahkemece davanın niteliğinin gerektirdiği, tüm beyan ve delillerin toplandığı, herhangi bir eksikliğin bulunmadığı, taşınmazla ilgili 22/a çalışmalarının 2017 yılında yapılıp kesinleşerek taşınmazın yeni ada parsel numarası ve yüzölçümü ile 11/10/2017 tarihinde tapuya tescil olunduğu, davanın ise 26/01/2018 tarihte açıldığı görülmekle eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3.fıkra hükmüne göre 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu, taşınmazın ilk tesis kadastrosunun 1983 yılında yapılıp tespite yönelik herhangi bir itiraz olmadığından 17550,00 m² yüzölçümü ile davacı tarafa tapulanıp 17/03/1983 tarihinde tapuya tescil edildiği, ilk tesis kadastro evrakı incelendiğinde davacılarca tespit sırasında yapılan itirazın kabul edildiği, 22/a çalışmalarında ise sehven komisyon kararı ile taşınmaza eklenen ve fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen 6849,19 m²'lik alanın taşınmazdan ayrılarak tescil harici alanda bırakıldığı, taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen...

        Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre 112.12.2005 – 06.03.2006 tarihleri arasında yapılıp 03.04.2006 – 03.10.2006 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 4999 sayılı Kanunla değişik 7. madde uyarınca unutulan ormanların sınırlandırılması çalışması bulunmaktadır. Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1977 yılında yapılmış ve sonuçları 07.07.1977 – 08.08.1977 tarihleri arasında ilân edilmiş, çekişmeli 131 parsel sayılı taşınmaz, tapulama mahkemesinin 19.10.1983 gün 1982/68 - 327 sayılı kararı ile orman sayılan yerlerden olduğundan tescil harici bırakılmıştır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; 3402 sayılı yasanın geçici 8. maddesi uyarınca kadastro işlemine tabi tutulan taşınmaz hakkında askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir. 2- Yörede, 2020 yılında, 3402 sayılı yasanın geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli Muğla İli, Ula İlçesi, Karabörtlen Mahallesi, 217 ada 72 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenerek, 3.680,06 m2 yüzölçümlü tarla vasfı ile belgesizden Hazine adına tespit edildiği; beyanlar hanesinde kullanıcı veya muhtesat şerhi verilmediği, edinme sebebinde, dava konusu taşınmazın 1955 yılı tesis kadastrosunda çay yatağı ve fundalık vasfı ile tescil harici bırakıldığı, orman vasfı ile tescil harici bırakılan yerlerden olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olmayan yerlerden olduğu; Hasan oğlu Bülent Güven tarafından 2000 yılından beri kullanıldığı, 2018/13 (1792) sayılı...

          SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına ve Dairemizin yukarıda açıklanan kaldırma kararları doğrultusunda yapılan yargılama sonucuna göre, davanın, dahili davalılar T15 ve T11 yönünden kabulü ile, dava konusu yeni 202 ada 150 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu tespitinin iptali ile dava konusu taşınmazın batı yönünde bulunan ve kadastro paftasında tescil harici alan olarak gösterilen bölüm ile olan müşterek sınırında, uygulama öncesi geçerli tesis kadastro paftasına ve davacı Hazine parselinin idari yoldan yapılan tescili sırasında düzenlenen tescil evraklarına göre eksik tespit edilen bölümün, davacı Hazine parseline ilave edilerek, neticeten 16.782,44 metrekare yüzölçümü ile tapuya tesciline, dava konusu edilen diğer davalılara ait taşınmazların uygulama kadastrosu tespiti gibi tesciline, davalı Kadastro Müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/07/2009 gün ve 2009/9186-11043 sayılı bozma kararında özetle; "... Köyünde 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda orman olarak tesbit harici bırakılan 1017 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmişse de, eğiminin % 12'nin üzerinde olduğu, sınırdaki devlet ormanının devamı niteliğinde olduğu, zeytincilik parseli olarak kimseye tahsis edilmediği gibi üzerindeki 32 adet zeytinin 1996 yılında çıkan yangın sonucu yandığı ve imar- ihya şartlarının oluşmadığı, dosyadaki fotoğraflardan da bu durumun anlaşıldığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

            Zira 3402 sayılı Yasa'nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen EK 4/1. maddesi; "6831 sayılı Orman Kanunu'nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği" hükme bağlanmıştır. Taşınmazın bulunduğu yerde kullanım kadastrosu yapılmıştır. Dava konusu taşınmaz 2/B parseli içinde kalsa da; Ek 4/1. maddesi gereğince yapılan çalışmalarda davaya konu edilen taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmemiştir....

              Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 713. maddesi gereğince tescil davalarında husumet, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisine yöneltilmelidir. Somut olayda, husumet sadece Hazineye yöneltilmiş, taşınmazın bulunduğu ... Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmemiş, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi nazara alınarak Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın da ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada taraf olarak yer alması gerektiği gözden kaçırılmıştır. O halde, mahkemece öncelikle dava, Akyazı Belediye Başkanlığı ve Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığına usulüne uygun davetiye ile bildirilerek taraf teşkili sağlanmalıdır. Ayrıca, bir taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır....

                UYAP Entegrasyonu