Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 30.09.1985 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 26.07.1973 tarihinde kesinleşmiştir....

    Bu durumda; yol olarak tespit harici bırakılan ve bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün de 180 ada 10 parsel sayılı taşınmazla birlikte davalı olduğu ve dava konusu edilen bu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği ve paftasında gösterildiği anlaşıldığından, yol olarak tespit harici bırakılan bölüme ilişkin uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması amacıyla mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu bölüm hakkında hüküm kurulmaması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; hükmün 180 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2) Yukarıda iki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve yol olarak tespit harici bırakılan bölüm yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/05/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı T5 vekili "tescil davalarında dava konusu taşınmazın kazanılabilmesi için; her şeyden evvel özel mülkiyete elverişli yerlerden olmaması, ekonomik amacına uygun bir zilyetliğin bulunması, Taşınmazın orman sayılmayan, kamu hizmetine tahsis edilmemiş bir arazi olması, nizasız fasılasız en az 20 yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetlik koşulunun sağlanması gerektiği gibi taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında, orman sayılmayan yerlerden olması; orman içi açıklık mera yaylak ya da kışlak niteliğinde olmaması gerektiğini, davalı taşınmazlar ilk tesis kadastrosunda tescil harici olarak tespit görmekle zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığını, taşınmaz 3402 sayılı yasaya göre tamamlanmış bir kadastro işlemi olan yerde devletin hüküm ve tasarrufunda bulunduğundan tescil dışı bırakıldığını, taşınmazların ilk tesis kadastrosunda Kadastro paftasında (tescil harici orman) olarak tespitinin yapıldığını, eksik inceleme sonucu...

      ın kullanıcı gösterildiği 115 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar arasında bulunan dere sınırının düzeltilmesi talebi yönünden, mahkemece yapılan keşif sonunda düzenlenen denetime elverişli, bilimsel ve teknik veriler içeren, mahalli bilirkişi beyanları ve 2009 yılı ortofoto görüntüleri ile desteklenen bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının davasının reddi ile dava konusu 115 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kullanım kadastrosu tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ne var ki; kullanım kadastrosu tutanak aslı dosya içine getirtilerek davalı hale getirilen 115 ada 4 parsel sayılı taşınmaz hakkında kapalı sicil oluşturacak şekilde, kullanım kadastrosu tespiti gibi tapuya kayıt ve tescili yönünde hüküm kurulmamasının isabetsiz olmakla birlikte; eksikliği tespit edilen bu hususun yeniden yargılama yapılmadan giderilmesinin mümkün olduğu" gerekçesiyle davacı ...'...

        İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu yapılan taşınmazın kullanım kadastrosuyla belirlenen yerlere ilişkin dava açılabileceği, kullanım kadastrosu dışında kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine 08.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Kasabası çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazlar idari yoldan 2061 parsel numarası ve 15594 metrekare yüzölçümü ile 22.09.1999 tarihinde, 1634 parsel numarası ve 21700 metrekare yüzölçümü ile 25.12.1986 tarihinde Hazine ayrı ayrı tescil edilmişlerdir....

            Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, 3402 sayılı Kanunun 14.-17. maddelerinde yazılı şartların davacı yararına gerçekleştiğini ileri sürerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 30/03/2009 tarihli krokide (A) harfi ile işaretli 3308 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ........... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil istemine ilişkindir. Yörede, 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulaması 1993 yılında kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu 1954 yılında; 2859 sayılı Kanuna göre pafta yenileme çalışması 1992 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz bu çalışmalarda tespit harici bırakılmıştır....

              Yapı Endüstri A.Ş’ye satıldığı ve daha sonra birleştirme ve şuyulandırma sonucu davalı şirketler adına tescil edildiği; ancak, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın tamamının 2/B madde uygulaması sırasında ve halen eylemli orman olduklarının anlaşıldığı, eylemli orman olan yerler hakkında oluşturulan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, halen eylemli orman olan taşınmazın özel mülkiyet olacak şekilde sicile kayıt edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, bu nitelikteki taşınmazların her nasılsa özel mülkiyet niteliği ile sicile geçirilerek, hakkında kayıt oluşturmasının yolsuz tescil (E.M.Y. md. 933 ... T.M.Y. md. 1025) olduğu, 1998 yılında yapılan kullanım kadastrosunda çekişmeli parselin davalı şirketin tasarrufunda olduğu konusunda şerh bulunması nedeniyle, taşınmazın niteliğini çok iyi bilen davalı şirketin kısa süre sonra taşınmazı satın alması nedeniyle T.M.Y.'...

                Yapı Endüstri A.Ş’ye satıldığı ve daha sonra birleştirme ve şuyulandırma sonucu davalı şirketler adına tescil edildiği; ancak, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın tamamının 2/B madde uygulaması sırasında ve halen eylemli orman olduklarının anlaşıldığı, eylemli orman olan yerler hakkında oluşturulan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, halen eylemli orman olan taşınmazın özel mülkiyet olacak şekilde sicile kayıt edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, bu nitelikteki taşınmazların her nasılsa özel mülkiyet niteliği ile sicile geçirilerek, hakkında kayıt oluşturmasının yolsuz tescil (E.M.Y. md. 933 ... T.M.Y. md. 1025) olduğu, 1998 yılında yapılan kullanım kadastrosunda çekişmeli parselin davalı şirketin tasarrufunda olduğu konusunda şerh bulunması nedeniyle, taşınmazın niteliğini çok iyi bilen davalı şirketin kısa süre sonra taşınmazı satın alması nedeniyle T.M.Y.'...

                  Maddesi hükmüne göre o yerin kadastrosu yapılabilir veya Orman Yönetimi bu yerin 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. Maddesi hükümlerine göre yapacağı orman kadastrosunda bu yeri orman sınırları içine alabilir. 2- İşte, 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırı dışında bırakılan (orman kadastro tutanağı düzenlenmeyen) yerin orman sınırı içine alınması konusunda, Orman Genel Müdürlüğünün aktif dava ehliyeti olduğu gibi 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman ve arazi kadastrosunda 6831 ve 3402 Sayılı Yasa hükümleri birlikte uygulanacağından, kadastro ekiplerince herhangi bir nedenle tutanak düzenlenmeyerek tesbit harici bırakılan yerlerin orman sınırı içine alınması konusunda, Orman Genel Müdürlüğünün askı ilan süresi içinde açtığı davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu durum, 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesinin bir ayrıcalığını oluşturmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu