Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından davalıya kullandırılan kredinin üç taksitinin ödenmemesi nedeniyle, tüm alacağının muaccel olduğundan bahisle hesabı kat edilerek, kalan tüm taksitlerin ödenmesi istenmiş, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine alacağının tahsili için icra takibi başlatmıştır. 4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10 maddesi tüketici kredisi hükümlerini düzenlemiş olup, davacı ile davalı arasında düzenlenmiş bulunan dava konusu sözleşme de, bu düzenleme kapsamında bir tüketici kredisi sözleşmesidir. Anılan yasa maddesinin birinci fıkrasında tüketici kredisinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrasında da "Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede 2012/14305-21490 temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 4822 Sayılı Kanunun 15.maddesi ile değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10.maddesine göre; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacı ile kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir". Aynı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde; "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü düzenlenmiştir....

      KARŞI OY YAZISI Davalı banka davacıların murisine tüketici kredisi kullandırırken kredi geri ödemesi süresi kadar ve lehdarı (daimi mürtehini) davalı banka olacak şekilde hayat sigortası poliçesi düzenlettirmiş ve poliçe primi de kredi müşterisi tarafından ödenmiştir. Kredi müşterisinin ölümü üzerine davalı banka sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunmamış, ancak kredi müşterisinin ölümünün mirasçısı tarafından sigorta şirketine ihbarı üzerine sigorta şirketince poliçe lehtarı bankaya, sigortalının poliçe şartnamesine aykırı davranışı nedeniyle cayma/fesih haklarını kullandıkları ve tazminat ödemeyecekleri bildirilmiştir. Davalı banka tarafından sigorta şirketine karşı bir dava açılmadan veya sigorta poliçesindeki hakları kredi müşterinin mirasçılarına temlik edilmeden kredi borcu davacı mirasçılardan talep edilmiştir....

        Yasa koyucu, bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tükeci kredisi) lehtarını bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna 4822 sayılı Yasanın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir" şeklinde tanımlandıktan sonra, maddede, bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları farklı ve özel şartlara tabi tutulmuştur. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10.madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, kredi verenin yükümlülükleri de sayılmıştır....

          Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da belirtildiği üzere tüketici kredisi niteliğindeki ihtiyaç kredisinden ve kredi kartından kaynaklanmakta olup, davalının tacir sıfatının bulunmayışı ve yine davalının ticari işletmesiyle ilgili bir bankacılık işlemi söz konusu olmadığından, uyuşmazlığın davalının tüketici konumunda oluşu ve borcun dayanağının tüketici kredisinden kaynaklanıyor oluşu gözetilerek, davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu, mahkememizin görevli olmadığı, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilmesi gereken dava şartı niteliğinde oluşu da gözetilerek, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmış, 10. maddesinde de, “Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” hükmü getirilmiştir. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olayda; davacı, davalı ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesine göre borçlu olmadığının tesbiti için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece tarafların imzalamış oldukları “Genel Kredi Sözleşmesi”nin, Tüketici Kanunu kapsamında bulunup bulunmadığı araştırılmamış, mahkemenin tüketici mahkemesi sıfatıyla davaya bakmakla görevli olup olmadığı incelenmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Alacak istemine ilişkin davada Kadıköy 4.Asliye Hukuk ile İstanbul 5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kredili mevduat hesabı sözleşmesinden doğan borcun tahsili istemine ilişkindir. Kadıköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesince,4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2.maddesi gereğince eğitim harcamaları için alınmış olan kredi borcunun ödenmesine ilişkin davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 5.Tüketici Mahkemesi ise,taraflar arasındaki uyuşmazlığın bankacılık hizmetleri sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredili mevduat hesabına ilişkin borçtan kaynaklandığı tüketici kredisi kapsamında bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... Asliye Ticaret ile ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; davalı ...’in davacı bankadan almış olduğu tüketici kredisini ödememesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. ... Asliye Ticaret Mahkemesi; davanın tüketici kredisinden kaynaklandığı gerekçesiyle, ... Tüketici Mahkemesi ise; kullandırılan kredinin asıl borçlusunun tacir olan davalı şirket olduğunu, görünürdeki tüketici kredisi işleminin geçersiz bulunduğunu gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir....

                  Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen oranda fazla olamaz." hükmünü taşımakta olup, maddede kredi kartlarının hangi durumda tüketici kredisi olarak sayılması gerektiği düzenlenmiştir. 6502 sayılı yasa belirli koşullar altında kredi kartlarını kanun kapsamına olmuş ve bu kapsamda tüketici kredisi olarak nitelendirmiş, yasanın 22/2 maddesindeki özelliklere sahip kredi kartı sözleşmeleri tüketici kredisi sözleşmesi hükmüne tabi kılınmıştır kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi yasa hükmüne göre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlaması durumunda mümkündür. Şu halde, alacaklı banka ile “Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi” imzalayan kredi kartı hamilinin edimini yerine getirmemesi üzerine taraflar arasında borcun yeniden yapılandırması ile 6502 sayılı yasanın 22/2 maddesindeki tüketici kredisi ilişkisi oluşmuştur....

                  Davalı vekili; müvekkili banka ile davacı arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin tüketici kredisi olmayıp ticari nitelikte genel kredi sözleşmesi olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu