WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi" Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir. Tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartları, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez....

O halde mahkemece; ... numaralı tüketici kredisi, ... numaralı konut kredisi, ... numaralı konut kredisi ve ... numaralı taşıt kredisinin, bozma kararında bahsedilen tüketici kredilerinden olduğu göz önüne alınarak, tüketici kredi sözleşmeleri yönünden davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda alınan bilirkişi raporundaki miktar üzerinden sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, kabule göre; gerekçeli kararda faize hükmedilmesine rağmen, kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında faiz ile ilgili hüküm kurulmadan “ işletilecek faize ilişkin oranların gerekçeli kararda belirtilmesine,” şeklinde karar verilmesi de doğru değildir....

    Açılan davanın menfi tespit davası olması ve fona karşı açılması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlık bu haliyle Tüketici Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerekir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu m. 3/1-l'ye göre bankacılık sözleşmeleri ve aynı yasanın 22/II hükmüne göre tüketici kredisi sözleşmeleri tüketici işlemi olarak kabul edilmiştir. Bu durumda hem davacının tüketici sıfatı taşıyor olması hem de dava konusu olayın tüketici işlemi niteliğinde olması nedeniyle 6502 sayılı yasanın 73'üncü maddesine göre de tüketici işlemlerinden kaynaklı uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinin görevine girdiğinden bu gerekçelerle davanın usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

      - K A R A R - Dava, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını tahsili için girişilen icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, dava konusu kredinin ticari kredi olmadığı gibi, kefillerin de tüketici olduğu, 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın uygulanması gerektiği gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu banka kredi sözleşmesinin Tüketici Kredisi ile ilgili olmayıp genel kredi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu gözetilmeden işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir....

        Davalı, dava dışı Limfor isimli şirkette işçi olarak çalışırken işten çıkarılma tehdidi ile kredi kullandırıldığını, şirket tarafından kendisi ile birlikte çalışan diğer arkadaşlarına da bu şekilde sözleşme imzalattıklarını, kendisinin bankadan kredi kullanmadığını ve bankadan kendisine bir kredi ödemesi yapılmadığını, şirketle banka arasında anlaşmalı bir işlem olduğunu, bu işlemden icra takibi ile haberdar olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı tarafından imzalanan 2.8.2007 tarihli 15.000 TL. bedelli tüketici kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla limfor Ltd.Şt. Ile İmeci Tüketim Kooperatifinin imzalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında alınan 16.3.2009 tarihli bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davalıya 25.12.2006 ve 2.8.2007 tarihinde olmak üzere iki kez taksitli tüketici kredisinin kullandırıldığı, 25.12.2006 tarihli 12.500 TL....

          Tüketici Mahkemesi'nin 2022/291 Esas dosyası ile yargılamaya devam edildiğini ve yapılan yargılama sonucunda ilgili mahkemenin 2022/291 Esas 2022/519 Karar sayılı kararı ile, "dava dışı Münevver VAROL ile imzalanan Ticari Kredili Mevduat hesabından, taksitli ticari kredi sözleşmesindenvegayri nakdi çek kredisisözleşmeleri kapsamında doğan borçların tahsili talepli takip başlatıldığı, takip talebinde borç sebeplerinin 0811655 nolu taksitli ticari kredi, 0807500 nolu taksitli ticari kredi, 0824093 nolu taksitli ticari kredi, A037 nolu çek kredisi, A036 nolu çek kredisi ve 3919358 ticari kredili mevduat hesabının gösterildiği, takibe konu kredi sözleşmelerinin 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinde tanımlanan tüketici kredisi ve kredi kartı niteliğinde olmadığı, anılan Kanun'un 3. maddesi uyarınca da dava dışı Münevver VAROL'un ticarî ve meslekî amaçla hareket etmesi nedeniyle tüketici olarak kabûlüne yasal imkân bulunmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin...

          Bu durumda, söz konusu sözleşmenin bir tüketici kredisi sözleşmesi olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığı gibi, şartları incelendiğinde bir tüketici kredisi olmadığı,ticari taksi için kullandırılan ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında bir ilişki bulunmadığı anlaşılan, uyuşmazlığın ... 17.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 17.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, banka kredisinden kaynaklanan ipoteğin fekki nedeniyle davacının borçlu olmadığına yönelik açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda, davacıya kredi kartından doğan borcun bildirilmesinin 24/04/2013 tarihli ihtarnameyle yapıldığı, bu durumda ipotek resmi senedinin tüketici mevzuatı kapsamında konut kredisi ve kredi kartı işlemleriyle birlikte dava dışı ...'...

              Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; 25.11.2015 işlem tarihli 167956-1000 numaralı krediye dayalı olarak taraflar arasında kurulan akdi ilişkide bu kredi yönüyle davacının tacir sıfatına haiz olduğu ve söz konusu kredinin taksitli ticari kredi işlemi olarak davacının ticari işletmesinin finansmanını amaçladığından bu kredi yönünden davacının tüketici sıfatına haiz olmadığı; ancak taraflar arasında düzenlenen 25.11.2015 işlem tarihli 167956-1000 numaralı kredinin tüketici kredisi sözleşmesine dayalı tüketici kredisi niteliği taşıması ve sözleşmenin matbu şekilde tüketici ile müzakere edilmeden düzenlenmesi, sözleşmenin vergi ve masraflara ilişkin hükmünün haksız şart niteliğinde olması, tüketiciden dosya masrafı, komisyon, istihbarat ücreti, kredi kullandırım ücreti, kredi tespit ücreti vs. adları adı altında alınan bedeller karşılığı masraf yapıldığının banka tarafından ispat edilmediği, bu nedenle talebin 25.11.2005 işlem...

                Somut olayda, davanın dayanağı olan 18.06.2012 tarihli Genel kredi sözleşmesinin, ticari kredi niteliğinde olduğu, sözleşmenin 36.maddesindeki taksitli Ticari kredi nedeniyle ödeme planı yapıldığı ve uyuşmazlığında taksitlerin erken ödenmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, söz konusu sözleşmenin bir tüketici kredisi sözleşmesi olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığı gibi, şartları incelendiğinde bir tüketici kredisi olmadığı, ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında bir ilişki bulunmadığı anlaşılan, uyuşmazlığın ... 16.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu