Bankacı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda; Davacının müşteri sıfatı ile imzaladığı "Türkiye T3 Sabit Faizli Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesi" gereği davalı banka tarafından davacıya 29/05/2009 tarihinde 60 ay vadeli 700.000,00 TL konut kredisi kullandırıldığı, davalı bankanın kredi kullanımı nedeni ile davacının mevduat hesabından 29/05/2009 tarihinde "bireysel kredi masraf tahsilatı" adı altında 7.000,00 TL tahsil ettiği, bankaların konut ve tüketici kredisi kullandırmaları aşamasında talep edebilecekleri zorunlu masrafların taşınmazın değerinin tespit edilebilmesi için ödenen ekspertiz ücreti, dask poliçe bedeli, kırtasiye masrafları ve taşınmaz üzerinde tapuda ipotek tesis edilmek üzere yetkilendirilen 3....
Davalının 30.5.2008 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile davacıdan 10.000,00 TL tutarlı kredi kullandığı ve ayrıca davacı ile davalı arasında 1.11.2008 tarihli bankacılık hizmetleri sözleşmesi düzenlenerek davalıya kredi kartı verildiği, davalının kredi kartı borcunu ödemediği iddiasıyla davacının 9.3.2009 tarihli ihtar çekerek 3,469,47 TL ile ödeninceye kadar geçecek sürede oluşacak akdi faizin ve ihtar masrafının 1 hafta içinde ödenmesini ihtar ettiği, öte yandan alınan tüketici kredisinin ödenmediğinden bahisle de2.4.2009 tarihinde ihtar çekerek sözleşmeden kaynaklanan 10.000,00 TL’nın derhal ödenmesini istediği, akabinde de kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını dayanak gösterip toplam 14.201,32 TL tutarlı icra takibi yaptığı, davalının icratakibine itiraz ederken kredi borcunun 1410 TL’sını ödediğini, ayrıca 3.744,33 TL kredi kartı borcunun usule uygun olmadığını belirttiği incelenen dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen oranda fazla olamaz." hükmünü taşımakta olup, madde de kredi kartlarının hangi durumda tüketici kredisi olarak sayılması gerektiği düzenlenmiştir. 6502 sayılı yasa belirli koşullar altında kredi kartlarını kanun kapsamına olmuş ve bu kapsamda tüketici kredisi olarak nitelendirmiş, yasanın 22/2 maddesindeki özelliklere sahip kredi kartı sözleşmeleri tüketici kredisi sözleşmesi hükmüne tabi kılınmıştır. 6502 sayılı yasa belirli koşullar altında kredi kartlarını kanun kapsamına olmuş ve bu kapsamda tüketici kredisi olarak nitelendirmiş, yasanın 22/2 maddesindeki özelliklere sahip kredi kartı sözleşmeleri tüketici kredisi sözleşmesi hükmüne tabi kılınmıştır. Kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi yasa hükmüne göre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlaması durumunda mümkündür....
Mahkemece, görev konusunda uyulan bozma kararındaki nitelemeye rağmen taraflar arasındaki sözleşmenin tüketici kredisi olduğu ve sözleşmenin komisyon alınabileceğine dair hükmünün Tüketici Kanununa göre haksız şart niteliğinde olduğu ve ayrıca tahsil edilen komisyonun da niteliğinin açıklanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verilen ilk kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nce taraflar arasındaki kredinin tüketici kredisi niteliğinde olmadığı dolayısıyla davada tüketici mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle verilen bozma kararına uyulması karşısında mahkemenin kredinin tüketici kredisi olduğu ve kesilen komisyonun haksız şart olduğu gerekçesi yerinde değildir. Ancak davalı bankanın komisyon adı altında tahsil edilen bedelin niteliği ve gerekçesi açıklanamadığına ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olduğundan hükmün bu gerekçe yerinde görülmek suretiyle onanmasına karar verilmiştir....
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Davalının murisi olan borçlu ile banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin ihtiyaç kredisi niteliğinde olduğu, ödenmeyen kredi borcunun tahsili istemiyle borçlu mirasçısı olan davacı hakkında yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine davacı banka tarafından açılan itirazın iptali davasında borçlu müteveffanın tüketici olduğu, kullanılan kredinin de tüketici kredisi niteliğindeki ihtiyaç kredisi olduğu, bu hali ile itirazın iptali isteminde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her hal ve derecesinde dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Anılan yasa hükümleri gereği, ticari krediden kaynaklanan masrafların iadesine ilişkin açılan davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari kredi sebebiyle tahsil edilen masraflara ilişkin dava tefrik edilerek; müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, hem tüketici kredisi hem de ticari krediye ilişkin masraf iadesi talebinden ibaret davanın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici kredilerinde ve ticari olmayan kredi kartlarında ise görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Her halde uyuşmazlığı çözmeye yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değildir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gereken bir husustur. Bu halde mahkemece yapılması gereken takibe konu menfi tespit istemi talep edilen kredi türünün tüm dayanak belgelerin bankadan temini ile tespit edilerek sonucuna göre yargılamaya devam ile kredi türü tüketici kredisi niteliğinde ise Tüketici Mahkemesinin, GKS ise Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek karar verilmesi olmalıdır. Kısmen tüketici kredisi kısmen ticari kredi olduğunun anlaşılması halinde ise tüketici kredisi yönünden dosya tefrik edilerek, dosyanın tüketici kredisi hakkında verilen görevsizlik kararı ile tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Bu nedenlerle Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı .... yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin murisi ... tarafından 22/09/2010 tarihinde davalı bankadan tüketici kredisi alındığını, alınan kredi nedeniyle diğer davalı ... şirketince 1 yıllık hayat sigortası düzenlendiğini, primin muris tarafından ödendiğini, murisin 25/12/2010 tarihinde kalp krizi sonucu vefat ettiğini, başvuruya rağmen davalı ... şirketinin kredi taksitlerini ödemediğini, bu nedenle müvekkili tarafından 6 taksit ödemenin müvekkili tarafından yapıldığını belirterek, müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ve müvekkili tarafından haksız yere ödenen 6 taksitin istirdadına karar...
Davacı eldeki davada; davalının genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığını, kendisinden alınan masrafın tüketici sorunları hakem heyeti tarafından davalıya iadesine karar verildiğini ileri sürerek hakem heyeti kararının iptalini istemiştir. Taraflar arasında, 11.06.2013 tarihinde ticari taşıt kredisi, 05.06.2012 ve 22.03.2013 tarihlerinde ise genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığı hususu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık; genel kredi sözleşmesi ve ticari taşıt kredisi nedeniyle alınan masraflarla ilgili olarak tüketici sorunları hakem heyetinin karar verme yetkisinin bulunup bulunmadığı hususundadır. Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin 5/1.maddesine göre; Tüketiciler ile satıcı ve sağlayıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkları çözümlemek amacıyla veya tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilecek kararları almak üzere il ve ilçe merkezlerinde hakem heyetleri kurulur....
Somut uyuşmazlıkta, sigorta poliçelerinin davacı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde kredi veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davacıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır....