Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 04/05/2009 ve 28/06/2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, davalının 28/06/2011 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, kullandırılan kredilere ait borçların ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin sadece 28/06/2011 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, kefil olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun büyük kısmının ödendiğini, müvekkilinin imzasının olmadığı kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun da talep edilmesinin doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Tüketici Mahkemesi ve ... 22. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, davanın hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklandığı ve tüketici mahkemelerinin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

      Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, asıl borçlu şirkete fon kredisi kullandırıldığını asıl borçlunun bu kredileri ödediğini, müvekkilinin 07.08.2006 tarihinde davalı bankaya dilekçeyle başvurarak yeni fon kaynaklı kredi kullandırılması halinde müvekkilinin sorumlu olmayacağını bildirdiğini, davalı bankanın bu bildiriye cevap vermeyerek müvekkilinin talebini zımnen kabul ettiğini, bu bildirimin sonrasında davalı bankanın asıl borçluya yeniden kredi kullandırdığını, bu kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek müvekkili hakkında da icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bahse konu bildirimden sonraki borçlardan sorumlu olmayacağını belirterek takip nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca ödenen 20.000.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Dava, davacıların murisinin davalı bankadan kulanmış olduğu kredilerden kaynaklı olarak davalı banka tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası ve bu icra dosyasına ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir. Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması, icra takip dosyası, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı banka ile muris kredi müşterisi ... arasında 13/11/2017 tarihli 1.000.000,00TL kredi limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, 13/11/2017 tarihinde borçlu ... imzasına havi ... AŞ veyahut emrine 29/01/2019 vadeli 1.000.000,00TL bedelli kambiyo senedi düzenlenmiş olduğu, sigortalı ... adına 27/11/2017 tarihinde ... AŞ nezdinde acente ... ... AŞ ......

          - K A R A R - Davacı, davalı banka tarafından tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için aleyhine icra takibine girişildiğini, davalı bankadan kredi kullanmadığını, icra takibine konu sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan ..... sonucunda, dava ve takibe konu 10/11/1999 tarih ve 99/276 nolu Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı takip dayanağı kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve davalı bankadan kredi kullanmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....

            Şti ve davalı ... aleyhine 1.844,25-TL asıl alacak, 190,09-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.035,24-TL'nin icra takip tarihi olan 26/03/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %90,00 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 26/03/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer'ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı ve davalı defterleri üzerinde ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak genel kredi sözleşmesinden kaynaklı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti için mahkememizce atanan bankacı bilirkişi tarafından sunulan 11/03/2021 tarihli bilirkişi raporu da göz önünde bulundurulak dosya incelendiğinde, davalı ... 'ın müteselsil kefaletten dolayı, kredi kullanan borçlu ... San. Ve Tic. Ltd. Şti....

              Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından icra dosyalarına ödenen bedellerin istirdatı ile ödenen bedellerin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının takipte kötü niyetle hareket ettiği ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ ile davacının Lehtarı Davacı ... Plastik A.Ş keşidecisi ... Ambalaj San.tci ltd şti olan 30/06/2022 vade tarihli 75.000 TL bedelli bono sebebiyle Mustafakemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2022/... Esas sayılı dosyasında ve Lehtarı Davacı ... Plastik A.Ş keşidecisi ... Ambalaj San. Tic. Ltd ŞTİ olan 18/06/2022 vade tarihli 75.000 TL bedelli bono sebebiyle Mustafakemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2022/......

                İcra Müdürlüğünün 2022/3270 Esas sayılı haksız icra takibinin durdurulmasına ve iptaline, davacının borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyetli davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödenen iş bedelinin tahsili için açılan dava sonucu haricen ödenen paranın iadesi için başlatılan takip sonucu icra mahkemesince itirazın kaldırılması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı tarafından başlatılan icra takibi sonucu icra mahkemesince davacının itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Ne var ki bu karar icra mahkemesi kararı olduğundan kesin hüküm teşkil etmez ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ne var ki; davanın dayanağı olan sayılı dava dosyasının derdest olduğu anlaşıldığından HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici sorun yapılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir. Yazılı şekilde hukuki yarar yokluğundan davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

                  . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, müvekkilinin davalı bankadan 2007 yılında 30.000,00 TL kredi kullandığını, bu kredinin 2.000,00 TL lık kısmını 2007-2008 yılları arasında davalı bankaya ödediğini, davalı yanca icra takibinde fahiş miktarda faiz istendiğini ileri sürerek icra takibinde talep edilen faiz oranı ve işlemiş faiz miktarından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin ödenmediğini, davacının icra takibinde işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranlarına itirazların yersiz olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu