Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için girişilen icra takibinin kesinleştiğini, talep edilen alacağın ve faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürerek müvekkilinin icra takibinin 2.900,88 TL lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    E. sayılı dosyası üzerinden müvekkil hakkında icra takibi yapıldığını, asıl kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla taraf olarak bulunmayan davacı müvekkilinin limit artırımında imzasının bulunması ve ayrıca limit arttırım belgesinde kefalet tutarının yazılı olmaması ve açıklanacak diğer nedenlerle müvekkilin, dava dışı ... Bankası A.Ş. İle ... arasındaki genel kredi sözleşmesinden ve limit arttırım sözleşmesinden kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığını, davaya sebebiyet veren icra takibi müvekkilin müteselsil kefil olduğu gerekçesi ile 02/11/2010 tarihinde dava dışı ... Bankası A.Ş. tarafından ... 23. İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası üzerinden başlatılmış olup, borcun sebebi olarak ise genel kredi ve limit arttırım sözleşmesi gösterildiğini, söz konusu icra takibinin akabinde alacağın , ...Bankası A.Ş.’den pek çok devir silsilesi gerçekleşerek temlik edilmiş, son olarak da 30/06/2020 tarihinde dava dışı ... A.Ş.’den davalı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada ... 3.Tüketici ve ... 3....

        Kredi limitinin artırılması esnasında ...'ın kefalet limiti (kefil olunan miktar) ayrıca ve açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte kredi limitinin artırılmasına ilişkin sayfada ...'ın “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” sıfatıyla imzası yer almış, kefilin kefalet limiti kredi limitine eşit olacak şekilde 70.000,00 TL olarak esas alınmıştır. Kredi limiti, 17.03.2008 tarihinde 150.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Bu aşamada, önceki İki aşamadan farklı olarak “önceki limit” ve “artırılan limit” haneleri boş bırakılmakla birlikte söz konusu meblağlar (70.000,00 TL ve 80.000,00 TL) tespit edilebilecek durumda olup, toplam kredi limitinin 150.000,00 TL olarak belirlendiği sayfada ...'ın “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” sıfatıyla imzası yer almıştır....

          Müvekkil bu sözleşmeye bağlı olarak çeşitli tarihlerde ticari kredi kullandığını, müvekkil şirket ödeme güçlüğüne girince kredilerini yapılandırmak istediğini, dava dışı ---------kullandığı krediye ve çek borçlarına kefil olduğunu, dava dışı ----- kullandığı kredi 48 ay taksitlendirilmiş , kefil olduğu şirket kredi taksitlerini ödemeyince müvekkil bu kredinin aylık 22.000 TL den 28 taksitini ödemiş kredinin 20 taksiti kaldığını, müvekkil kefil olduğu ------- borcunu da birlikte ödediğinden kendi ödemelerinde sorun yaşamaya başlamış ve borcunu ödeyemediğinden takibe düştüğünü, davalı banka müvekkil hakkında------- dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalı banka o borç kapatılmasına rağmen alacağını icra dosyasından düşürmemiş böylece müvekkili ödenen borçtan da sorumlu tuttuğunu, tüm bu nedenlerle 450.000 TL borçlu olmadığının tespitine , davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile borçlu olmadığı miktarın % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine,...

            . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait iki adet kredi kartının kaybolduğunu, durumun ilgili bankalara bildirilmesine rağmen her iki kartın davalılara ait işyerlerinde kullanılarak çeşitli harcamalar yapıldığını ve ilgili bankalar tarafından müvekkili hakkında takiplere geçildiğini ve borcun icra tehdidi altında ödendiğini, ödenen bu bedellerin ilgili işyerlerinden tahsili için dava açma zarureti doğduğunu belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tesbiti ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermeyip, yargılamaya da katılmamışlardır....

              Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davacının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğunu, banka yetkililerinin istemi üzerine davacının kredi sözleşmesi imzalanırken banka tarafından vadesi ve miktarı boş olan senedi imzalayarak banka yetkililerine teslim ettiğini, davalı bankanın senedi anlaşmaya aykırı olarak doldurduğunu, eş rızasının alınmaması nedeniyle kefaletin de geçersiz olduğunu ileri sürerek borçlu olunmadığının tespitine ve davalının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı asıl borçlu Toprak Madeni Yağlar Ltd. Şti. ile imzalanan genel kredi sözleşmesini davacı ...'...

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi, borçlu olunmadığının tespiti ve düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı yapılan ödemelerin iadesi ile davalı bankadan kullanılan konut kredisi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen kredi bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın HMK'nın 12. maddesi uyarınca kesin yetki yönünden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir....

                borçlu ve müteselsil kefili olduğu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı bankaca kredi borçlusu ve kefili aleyhine ... 5....

                  Bu nedenle mahkemece takip konusu genel kredi sözleşmesinden dolayı davacı tarafın borcu olup olmadığı incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, takip ve dava konusu olmayan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı borç bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu