Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Dava, taraflar arasındaki güvenlik görevlisi hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve teminat mektuplarının iadesi davasıdır. 6098 sayılı TBK'nın 97. maddesi uyarınca iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde edimini ifa etmeyen taraf karşı edimin ifasını talep edemez. Somut olayda davacı tarafça teminat mektuplarından dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ve iadesi talep edilmiş, mahkemece davalının dava dışı işçiye ödediği 13.532,00 TL’yi davacıdan talep edebileceği ve bunun ödenmesi halinde teminat mektuplarının iadesinin yapılacağı gerekçesine rağmen davacının, davalıya 148.468,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile bu miktarı karşılayacak şekilde teminat mektuplarının iadesine karar verilmiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin kefil sıfatıyla imzaladığı 20/11/2015 tarihli sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmiş olduğunu, davalı bankanın müvekkilinin kefaletinin olmadığı 08/11/2016 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı alarak icra takibine giriştiğini, müvekkilinin sadece 20/11/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaletinin bulunduğunu, kefalet imzası bulunmayan 08/11/2016 tarihli kredi sözleşmesinden sorumlu olmayacağını ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, her iki kredi sözleşmesi birbirinden ayrı olmayıp bir bütün olduğunu, dolayısıyla davacının kefaletle ilgili sorumluluğunun devam ettiğini belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
-TL’lik bono sebebiyle davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile borçlu olmadığı halde sehven ödediği tutarların davalı bankadan ödeme gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdatını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı asıl kredi borçlusu şirket ile davalı banka arasında imzalanan ve davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldığı 10/12/2010 tarihli 300.000.-TL bedelli genel kredi sözleşmesinden doğan kredi borcunun yapılandırılması için 19/03/2013 tarihli 300.000.-TL’lik genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, dolayısıyla yeni bir krediden doğan borcun söz konusu olmadığını, kredi borcunun kaynağının ilk genel kredi sözleşmesi olduğunu ve davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir....
na faiz de dahil olmak üzere borçlu bulunmadığının tespitine ve olayda davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı eldeki davada, davalı ...’ndan kullandığı krediyi kapatmak için davalı ...’tan kredi kullandığını, ancak davalı ...’ın kredi kapatma tutarını eksik ve geç göndermesi sebebiyle davalı ...’nından kullandığı kredinin kapatılmadığını, davalı ...’nın ise gönderilen meblağı vadesiz hesapta tutarak aylık kredi taksitlerini tahsil etmeye devam ettiğini, her iki bankanın da kredinin kapanmadığını kendisine bildirmediğini ileri sürerek, davalı ...’na kapatma tutarının geç ve eksik ödenmesinden ve haksız olarak faiz ödenmesi nedeniyle davalı bankaların kusurlu olduklarının tespiti ile davalı ...’na borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, sigorta şirketinin de taraf olduğu hayat sigortası kapsamında, rizikonun gerçekleşmiş olması nedeniyle kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın dava dışı şirketin genel kredi sözleşmesine olan kefaletinden davayı ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek ipotek kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması istemiyle eldeki davayı açımştır. Mahkemece davacı ile davalı arasında tüketici-satıcı ilişkisinin olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararların,temyizen incelenme görevi 19.Hukuk Dairesinindir....
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı banka ile dava dışı kişi arasında kredi sözleşmesinin imzalandığı, davacının da bu kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve kefil sıfatıyla imza attığı, asıl borçlunun borcunun ödememesi nedeniyle davalı banka tarafından, müşterek borçlu ve kefil olan davacıya karşı 08.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 26.02.2014 genel kredi sözleşmesine dayanılarak toplam 78.050,34 TL asıl alacak üzerinden icra takibine geçildiği, davacı tarafından, davalı-alacaklının dava dışı asıl borçluya icra takibi başlatması gerektiğini, bu icra takibinde dosya borçlusunun borcu ödeme kabiliyetini olmadığını tespit ederek aciz vesikası alması gerektiğini, alacaklı asıl borçlu ile ilgili aciz vesikası aldıktan sonra ancak kefile icra takibi açabileceğini, bu nedenle ilgili icra dosyasında davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için, mahkememize iş bu davacının açıldığı, dosyanın bankacılık alanında uzman bir bilirkişiye tevdi edildiği, 13/04/2021...
DELİLLER : Tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden, hacizlerden ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların terkini istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davalı Garanti Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile imzalanan konut satım sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden, hacizlerden ve takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların terkini istemine ilişkindir....
Saç Sanayi Yapı Malzemeleri İzolasyon Plastik İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi arasında 11/10/2006 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesi ile dava dışı şirkete 500.000,00 TL kredi limiti tahsis edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine temlik eden banka tarafından, Ankara ...İcra Dairesi'nin ... esas sayılı (Yenilenen ... esas) dosyası üzerinden dava dışı şirket, ... ve davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacının borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açığı anlaşılmıştır. Temlik eden banka evrakı üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi ile tüm dosya kapsamı incelendiğinde, takibe konu 0188809450000000013230301 hesap no.lu ticari artı para kredisinin, 8880945001401760000000220001 ve 00300002 hesap no.lu ticari kredisinin, 5526090000148374 hesap no.lu biz card kredisinin, 88809450002900250000000600001 çek bedeli kredisi(gayrinakdi kredi)nin dava dışı ... ......
Davacının 28/06/2022 tarihli protokol uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemi yönünden yapılan incelemede; protokolün incelemesinde davacının ve davalının imzasının bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça protokolün incelenmesinde davacının ve davalının imzasının bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça protokolün .... E sayılı dosyası ile yaratılan icra baskısı ve TBK 37 vd maddeleri uyarınca korkutma ile imzalandığı ileri sürülmüş ise de; alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin korkutma sayılmayacağı ve TBK 37 vd maddeleri uyarınca korkutma olgusunun davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla talebi yerinde görülmemiştir....