Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava, dava dışı ---- davalı banka arasında imzalanan ---- olan davacının emekli maaşına davalı banka tarafından konulan blokenin kaldırılması ve yapılan tahsilatların iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı ------ davalı bankadan kullandığı muaccel hale gelmiş kredi taksitlerinin kefil olan davacının emekli maaşından alınıp alınamayacağı, ödenen bedellerin geri istenip istenemeyeceğine ilişkindir. ----- yasanın ----- kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının ------ hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/747 Esas KARAR NO : 2023/186 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 08/08/2022 KARAR TARİHİ : 08/03/2023 KARARIN YAZILMA TARİHİ : 23/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Emekli maaşını davalı bankadan 4 yıl önce çekmeye başladığını, davalı tarafdan 4 yıl önce 30.000-TL kredi çektiğini, maaşından 1.300-TL taksitler halinde kesintiler yapıldığını, yapılandırma talebi doğrultusunda kredi borcunun 75.000-TL ve aylık 2.200-TL taksitler halinde ödenmesi için düzenlendiğini, davalı tarafın haksık ve hukuksuz şekilde borçlu çıkardığını, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü ...,...,...,...,... esas sayılı dosyalarda takip başlatıldığını, takibin haksız ve hukuksuz olduğunu ileri sürerek haciz işlemlerinin durdurulmasını ve açılan bu dosyalarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davalı Banka ile dava dışı asıl borçlu ... arasında imzalanan 12.05.1997 tarihli kredi kartı sözleşmesine davacının da kefil olduğu, sözleşme gereğince ödenmesi gereken kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı banka tarafından, asıl borçlu ve kefil olan davacı hakkında takip başlatıldığı, icra takibine vaki itiraz üzerine de "borçlu olmadığının tespiti" istemiyle iş bu davanın açıldığı, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası ile "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlemesinin getirildiği,yasanın bu hükmünün emredici nitelikte olup, emredici hükümlerin mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu yasal düzenleme doğrultusunda davalı bankanın asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, somut olayda ise alacaklının asıl borçlu ile birlikte davalı kefil hakkında...
Maddesinde açıkça borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin işlemeye başlayacağının düzenlendiği, takibe yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde tebligat parçası bulunmadığı ve itirazdan sonra icra dosyasında işlem yapılmış olmasının tebliğ yerine geçmeyeceği anlaşıldığından davalılar vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. ( Emsal Yargıtay 13. HD'nin 31/10/2019 tarihli 2019/4233 Esas ve 2019/10583 Karar) Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı ... ve ... ile temlik eden ... Bankası arasında yapılan ve dosyamız davalılarının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır....
Esas (yeni numarası ...) sayılı takip dosyasına konu kambiyo senedinin munzam senet olarak alındığını, senedin düzenleme tarihinin ... olması ve vade kısmının boş olarak alınan bononun vadesinin de kat ihtarnamesinin gönderildiği tarih olan ... tarihine denk gelecek şekilde doldurulmasının da bononun munzam senet olarak alındığını gösterdiğini, davalının ... tarihli temlik sözleşmesi ile anılan dosyalara konu alacakları temlik aldığını, esasen davalının, bu temlik işlemini kendi adına fakat eşi, dava dışı ...'nun hesabına yaptığı iddiasıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında muvazaanın tespiti davanın derdest olduğunu, bu dava da henüz sonuçlanmadığından dava dışı ...'nun da bu davada taraf gösterilmediğini, işbu davanın konusunun davacının genel kredi sözleşmesi nedeniyle borcunun miktarının ve buna bağlı olarak munzam senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti olduğundan ve genel kredi sözleşmesinin tarafı ......
DELİLLER ; -Bilirkişi raporunda özetle; Davacının takibe dayanak bonodaki imzasının, bononun yüzünde olması imzası nedeniyle aval niteliğinde olup olmadığı ve bu nedenle kefalete ilişkin geçerlitik şartlarının mevcut olup olmadığının Mahkemeye ait olduğunu, takibe dayanak bono kaynaklı borcun, Kredi Genel Sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacı ile alındığı (ve bu hususun Davalı Bankaca kabul edildiği )dikkate alındığında — asıl borçlu şirkete kullandırtılan kredi genel sözleşmesi nedeniyle doğan borçtan bağımsız değerlendirilemeyeceği ve bu nedenle de kredi borcuna mahsuben yapılan tahsilatın aynı zamanda bonodan kaynaklı borca mahsuben yapılan tahsilat olarak kabul edilmesi gerekmiştir....
ın Kayseri Banka Alacaklar İcra Dairesi ... esas sayılı dosyasında 5584**0784 nolu üretici karttan kaynaklı borçlu olduğu" sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu görülmüştür. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin 13/10/2022 tarih ve ... Esas ... Karar sayılı kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda, istinaf kararı gereğince davacının borçlu olup olmadığının tespiti için bilirkişiden 04/09/2023 tarihli rapor alınmış olup raporda, davacının borçlu olduğunun tespiti ile bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olması nedeni ile rapora itibar edilmiş, alacağa esas sözleşmedeki imzanın davacıya ait olması ile ceza dosyasında verilecek karar yönünden takip konusu alacağın varlığının davalı yönünden değişmemesi, ceza dosyasının tarafları arasında içi ilişkiye ilişkin olması, 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ......
-------bankalardan gönderdiği ödemelerden ve elden ödemelerden gayrıkabili rücu olmak üzere ibra eder "şeklinde yazıldığı ve sözleşmenin taraflarınca imzalandığı görülmüştür. Davacı, bu sulh sözleşmesini davalının protokole aykırı davrandığını belirterek feshettiklerini, ortada sulh sözleşmesi kalmadığını, dolayısıyla ibranın da söz konusu olmadığını söylemektedir. Sulh sözleşmesinin içeriği ya da imzalar tartışma konusu değildir. Sulh sözleşmesinin 3.maddesi ile taraflar davaya konu edilen kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun davacı şirket olduğunu kabul etmiş, kredi borcunun vadelerinde ödenmesi ve ödenen bedellerin davalı şirket ve yetkilisinden talep edilmeyeceği davacı tarafça beyan ve taahhüt edilmiştir....
Asliye Hukuk ve Ankara 16. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı tarafından, bankadan hesap işletimi ücreti alımına ilişkin Tüketici Hakem Heyetine başvurarak 06.07.2015 tarihli karar ile 717,00.-TL'nin tahsiline dair verilen karar nedeniyle bankanın borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Ankara 16. Tüketici Mahkemesince, davacının borçlu olmadığının tespitini talep ettiği ve hakem heyetince davalıya iadesine karar verilen tutarın hesap işletim ücreti olduğu ve 6502 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince ise dava, bireysel tüketici sıfatını taşıyan davalı ile davacı banka arasındaki bankacılık işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/23 Esas KARAR NO : 2022/11 DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 21/04/2021 KARAR TARİHİ: 13/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ------Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır" hükmünü amir olduğunu, müvekkilinin davalı ile diğer borçlu ------ arasında aktedilen tüketici sözleşmesini adi kefil sıfatıyla imzalamış olup adi kefaletin niteliği gereği asıl borçlu hakkında takip yolları tüketilmeden kefile müracaat yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin evvelemirde bu neden mezkur icra dosyası bakımından alacaklıya borcu bulunmadığını, davalı yanın işbu kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiası için takibe girişmeden...