III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE; HUKUKİ YARAR DAVA ŞARTI YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; 1.Gerek dava dilekçesinden gerekse de davacı vekilinin 28/02/2023 tarihli duruşmada alınan beyanlarından açıkça taraflar arasında görülmekte olan davanın taraflar arasında akdedilen ticari nitelikteki abonelik sözleşmesinden dolayı davalı tarafından fazla tahakkuk ettirildiği iddia edilen kaçak elektrik kullanım faturasından kaynaklı davacı tarafından dava tarihinden önce ödenen 169.757,68 TL tutarındaki faturadan kaynaklı olarak şimdilik 1.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır. 2.Nitekim dosya içerisinde yer alan dava konusu fatura ve bu faturanın ödenip ödenmediğine ilişkin olarak yazılan müzekkeye verilen 10/03/2022 tarihli kurum cevabında dava konusu faturanın 09/12/2021 tarihinde ödendiği ifade edilmiştir....
Sayılı dosyasında icra tehdidi altında ödediği tahsil harcı dahil bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendisine iadesi talebinde bulunulmuş ise de, taraflar arasında tahsil harcının davacı/ borçlu tarafından ödeneceğine ilişkin herhangi bir anlaşma yapılmadığı görülmüş olup, yukarda açıklanan içtihatlar ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin /- E, / K sayılı kararı da dikkate alındığından takip konusu alacağın haricen tahsili durumunda, alacaklının tahsil harcını ödeyip takibe devam etme hakkı olması nedeni ile iş bu takipte de alacaklı/davalının verilen ve kesinleşen karar gereğince tahsil harcını ödeyerek takibe devam etmesinde yasal bir engel olmadığı ve bu durumda davacının ödemiş olduğu tahsil harcı dahil dava konusu bedellerden sorumlu olduğu ve ödediği bedellerin iadesinin gerekli olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmayıp, kredi borcu nedeni ile davalı banka tarafından yapılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 02.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi _K A R A R_ Dava, davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Esas Sayılı icra dosyaları ile borçlu olmadığının tespiti ile fazlaca ödenen miktarların ödeme tarihinden itibaren bankalarca mevduata işleyecek en yüksek faiz miktarı üzerinden işleyecek faizi ile beraber istirdatına, %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesinde özetle; Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün .... Esas Sayılı icra dosyalarında borçlu olmadıklarının tespiti ile ... Esas sayılı takip dosyasında davalı yana borçlu bulunmadığı halde yatırılan bedellerin istirdadı, ayrıca dava tarihinden sonra bu takip dosyasına 16/11/2018 tarihinden 19/06/2019 tarihine kadar yapılan 5.730,00 TL maaş kesintisinin de davalıdan alınarak davacı müvekkillerine en yüksek faiz oranı üzerinden ödenmesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı banka tarafından 28/05/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince davalıya çek karnesi verildiği, banka tarafından karşılıksız keşide edilen çeklere ilişkin üçüncü kişilere çek kanunu gereği zorunlu bedellerin ödendiği, davalının borcunu ödediğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nın 67 maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Alacak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup likit (bilinebilir) niteliktedir. Mahkemece davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken bu isteğin reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
ın bankadan kullanmış olduğu kredi borcuna vermiş olduğu ipotek nedeniyle sorumlu olduğunu, banka ile başkaca sözleşme imzalamadığını ileri sürerek müvekkilinin takipler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, takiplerin iptalini, kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının teminatının asaleten ve kefaleten kendisini bağladığını, dava dışı ...'ın kullandığı ve ona kullandırılacak her türlü kredinin teminatını teşkil edecek şekilde ipotek verildiğini belirterek, davanın reddini, kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı ile yaptığı kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla taraf olduğu, ... 10. İcra Dairesi'nde başlatılan takip borcunun tahsil edildiği, tahsil edildikten sonra ... 19....
SAVUNMA :Davalı ------ vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın dava dosyasına dayanak teşkil eden hak ve alacağı, ------yeymiye nolu ----devir/temlik ettiğini, bu nedenle huzurdaki davanın müvekkil banka yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ---- usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı verildiği iddia olunan senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır....
Mahkemece, davacı tarafından kefaletten dönme iradesinin davalıya bildirildiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, davacı iddia ettiği faksı gönderdiğini ispatlasa bile, bu şekilde fesih beyanının sonuç doğurmayacağı, ayrıca bankanın kefaletten dönme beyanından haberdar olduğunun da ispatlanamadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin süresiz olarak akdedilmesi, asıl borçlu ile davalı arasındaki cari hesap şeklinde işleyen kredi ilişkisi bulunması, kredi borcunun herhangi bir tarihte sıfırlanmış olmasının tek başına, kredi sözleşmesini sona erdiren bir neden olmaması nedeniyle bankanın bu tarihten sonra yeni bir kredi kullandırmasının yeni bir borç ilişkisi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
borcuna karşılık verilmiş müşteri çeklerinin tahsili nedeniyle borçlu hesaplarına gelen bedeller gerek kredinin teminatını teşkil eden ipotekli taşınmazların icra takibi sonucunda satışı sonucu bankaya icra müdürlüklerince harçları kesilerek ödenen bedeller gerekse de kefilin maaşına konan hacze istinaden icra müdürlüğünce bankaya yine harçları kesilerek ödenen bedellerin her iki kredi borçlusu firmanın banka sisteminde kayıtlı ana para tutarlarına mahsup edildiği beyanı göz önüne davalının TBK nun 100....